İLGİNÇ 21 Şubat 2024
14,1b OKUNMA     366 PAYLAŞIM

Kocaayak (Yeti) Denen Yaratık Gerçekten Var Olmuş Olabilir miydi?

Gerçekten kocaayak diye bir şey var mıydı yoksa tamamen uyduruyor muyuz?

kocaayak veya yeti olarak da bilinen bu arkadaşlar primat benzeri ve himalayalar'da yaşadığına inanılan büyük bir yaratıktır. hikayeleri dilden dile o kadar dolandırılmıştır ki adlarına belgeseller, filmler ve çeşitli içerikler yapılmıştır. acaba gerçekten de var olmuş olabilirler miydi?

çin, avustralya ve abd'den bilim adamlarından oluşan bir ekip gigantopithecus blacki adında, nesli tükenen ve bizim kocaayağa benzeyen bir primata ait kalıntılar üzerinde çalışmaya başladı. gigantopithecus ilk olarak, birkaç azı dişiyle karşımıza çıktığında sene 1935'ti ve antropolog ralph von koenigswald tarafından bir eczanede tespit edilerek sıradan bir maymun olarak tanımladı.

zaman aktıkça elimize geçen kemikler ve bulgular da arttı...

sonuç olarak gigantopithecus blacki, şimdiye kadarki en büyük primat olarak nitelendirildi. fosil kayıtları bu canlıların yaklaşık 2,6 milyon yıl öncesinden başlayarak, neredeyse 3 metre boyunda, 551 kilo ağırlığında dev primatlar olduğunu ve güney çin'in ovalarında lay lay lom bir biçimde gezindiklerini ortaya çıkardı.

çoğu primat doğaya sağlam bir şekilde uyum sağlarken neden bu arkadaşlar bir anda silindi peki?

araştırmacılara göre yaklaşık 700.000 ila 600.000 yıl önce g. blacki'nin yaşadığı zengin orman ortamı değişmeye başladı. yeni, dünya her şeye hayat verdiği gibi almasını biliyordu. günümüzde yaşadığımız dört mevsim (uyarı: bakın iklim değişikliği önemli arkadaşlar) olayı güçlenmeye başladıkça geniş olan tropikal bölgeler sıcaklık ve yağış rejiminin değişikliklerinden dolayı azalmaya başladı. g. blacki'nin yaşam alanı olan bu bölgelerde daha fazla değişkenlik gördükçe, besin bulma olanakları azaldı.

yakın akrabaları olan orangutanlar zamanla habitat tercihlerini, davranışlarını ve hatta boyutlarını bu geri dönüşsüz değişimlere hızlıca uyarladılar. ancak g. blacki ise cüssesi gereği o kadar çevik değildi. diş anatomilerine göre bu dev maymunlar, meyve gibi lifli yiyecekleri yemeye adapte olmuş otçullardı.

işte bezin zincirindeki ani kırılma onları daha az besleyici bir yedek besin kaynağına itti ardından besin çeşitliliği giderek azaldı. muhtemelen bu kadar cüsseli hayvanlar için yiyecek aramak coğrafi koşulların üzerlerinde oluşturduğu etki ile birleşerek, daha az hareketli hale geldiler ve kronik stresle karşılaştılar ve sayıları azaldı. bu da sonuçta onun ölümüne yol açtı.

ama ölümleri insan hayal gücünden kaçamayarak kimi zaman kocaayak, kimi zaman yeti ve kimi zaman ise king kong olarak karşımıza çıktı.

kaynak ve ileri okumalar için: 1 / 2