Kendisini Kızdıran Bakıcısını Öldürdüğü İçin İdam Edilen Fil: Mary
televizyon ve internetin en uzak amerikan topluluklarına bile sayısız eğlence seçeneği sunmasıyla geçen günlerden önce, seyahat sirkleri, insanların sihir ve merak dünyaları için popüler etkinliklerdendi. her yıl 7 den 70’ e insanlar, renkli vagonlar, palyaçolar, sanatçılar ve hayvanların geçit törenlerini izlemek için sokakları doldururlardı. demiryolu sistemleri, kırsal amerika'nın en dış köşelerine yayıldıkça da irili ufaklı tüm sirklerin insanlara ulaşabilirliği de aynı oranda artış gösterdi.
ancak 15 vagonluk bir sirk olan sparks world famous shows, 13 eylül 1916’da erwin kasabasının dağlık kesimindeki topluluğa daha önce hiç duyulmamış bir gösteri vaat ettiler. o zamanki tennessee'deki en kötü şöhretli fil olan “murderous mary”nin bir başka deyişle katil mary’in sabah gösterisinden sonra halka açık bir şekilde asılacağına söz verilmişti.
tabii, bir sirk fili olan katil mary’in ya da bir başka halk deyişiyle “büyük meryem”in hikayesinin öncesine dönmek lazım:
charlie sparks, hem mary’nin hem de sparks world famous shows’un sahibi olan kişidir. charlie sparks, bir ingiliz salon müziği sanatçısının oğluydu ve 8 yaşında oldukça popüler olan jack harvey ekibinde davulculuk performansları olan da bir çocuktu (babası öldüğünde dul kalan annesini de ekonomik olarak desteklemek için sokak köşelerinde şarkı söyleyip dans eden bir çocuk). charlie’nin ünlü bir sirk gösterisinin sahibi olması hikayesinin başlangıç noktası annesi ile utah’da bir oteldeyken annesinin bir vodvil sanatçısı olan john h. weisman ile tanışması ile başlamıştır diyebiliriz. (bilindiği üzere vodvil, toplumsal sorunları mizahi bir yaklaşımla hicveden tiyatro türüdür.) weisman ilk gördüğü andan itibaren genç charlie’nin yeteneklerinden oldukça etkilenmiş ve hem charlie ile hem de annesi ile arkadaş olmuştu…charlie’nin annesi tüberkülozdan ölüm döşeğindeyken weisman’dan charlie’ye bakmasını istemişti. bundan kısa bir süre sonra charlie’nin annesi ölürken weisman artık charlie’nin babası olacaktı ve charlie ile hayat planını çoktan yapmıştı; sirk işine gireceklerdi.(öyle ki weisman soyadını değiştirip charlie’nin soyadı olan sparks’ı kullanacaktı.)
bu yeni baba ve oğul ilk küçük sirk şovunu 1890 yılında “sparks and allen wagon show” olarak düzenlemişti.daha sonra ise şovun ismi “john h. sparks virginia shows” olarak değişecekti…1901 yılına geldiğinde charlie 25 yaşına gelmiş ve artık işin büyük kısmını üstlenmişti; carolina yakınlarında bir balıkçı gölü bulunan bir otel satın aldı ve küçük bir hayvanat bahçesi ekledi. bu da charlie’nin hayat hikayesi ve karakterinin şekillenmesinde önemli bir dönüm noktasıydı; çünkü üvey babası john bu hayvanat bahçesindeki görünmez bir kaza yüzünden bir aslan yavrusu tarafından ısırılmış ve kendisini 2 sene sonra öldürecek bir enfeksiyona yakalanmıştı. bu trajedi, charlie’yi artık sirki tek başına kontrol etmesi gereken kişi yapmıştı.o zamandan büyük kararlar almaya yeminlenen charlie, gözünü ülke çapında genişleyen demir yolu ağları üzerinde kilit bir noktaya dikmesi gerektiğini biliyordu.
demiryollarının hızla gelişmesiyle charlie’nin şovu olan sparks world famous shows da aynı şekilde hızlıca gelişmişti ve palyaçolar, akrobatlar, atlar, aslanlar ve filler ile 15 araba vagonluk bir sirk etkinliği büyüklüğüne ulaşmıştı. charlie oldukça akıllı ve iyi bir işletmeciydi ve tanınırlığını hızla arttırıyordu sirk dünyasında. şüphesiz, charlie’nin sirkinin yıldızı 5 tondan fazla ağırlığı olan (daha fazla detay) bir asya fili olan mary idi. mary, charlie için bir filden fazlasıydı; zira onu küçük yaşlarda babası satın almıştı ve onun için aileyi temsil eden bir fildi. yine charlie’nin addie mitchell ile evlendikten sonra olmayan çocuğunun sonradan olmasının uğuruydu mary. öyle ki charlie tüm çalışanlarına hayvanlara kibar davranması konusunda uyarılar verirken mary için ayrıca şiddetli uyarılar veriyordu.
gel zaman git zaman, sirk dünyasındaki rekabetin kızışmasından sonra charlie, farklılık yapmak ve işleri büyütmek için “aile sirki” tabirini kullanıp şehrin her yerine reklamlar koymuştu (mary için dünyanın en büyük kara hayvanı gibi) ve çalışan sayısını arttırmayı hedeflemişti.bu kararda charlie’nin ve mary’nin hayat hikayesinde dönüm noktası olan bir başka kararlardan biriydi… bir gün st.paul’deki riversidie otel’in çalışanı olan eldrige (red eldrige) charlie’nin sirkinde çalışmak istedi ve o zamanlar charlie’nin sirkinde fillerin koruyucusu ve bakımının şefi olan jacoby ile iletişime geçti. jacoby, çok tecrübesi olmamasına rağmen iş gücü ihtiyacı nedeniyle eldrige’yi işe almıştı ve mary’nin sonunu hazırlayan senaryonun fitilini ateşlemişti; zira filler de tıpkı aslanlar gibi bakımı ve davranışlarının kontrolünün kestirilmesi zor olan hayvanlardı ve eldrige oldukça tecrübesizdi sirk konusunda.
işte kingsport’ta düzenlenen ve birçok sirkin katıldığı bir gösterimde kalabalıklar sparks’ın sirkindeki mary’i bir başka deyişle büyük meryem’i görmeye gelmişlerdi ve tüm gösteri boyunca ondan gözünü ayırmamışlardı… gösteri bitiminde fillerin sulama hendeğine götürülümü sırasında mary yolda bir karpuz kabuğu görmüş ve ona uzanmak isterken işinde hala toy olan eldrige elindeki ucunda boğa çengeli olan sopa ile mary’i dürmüştü; fakat oldukça kalabalık ve gürültülü olan sirk yerinde mary’nin konsantrasyonu bozuktu ve hala karpuz kabuğuyla ilgileniyordu. işte o an, eldrige yapmaması gereken bir şey yaptı ve sinirine hakim olamayıp elindeki çengeli çok sert bir biçimde mary’e batırdı… canı oldukça yanan mary anlık refleks ile eldrige’yi hortumuyla kavramış havaya kaldırıp yere atmıştı ve koşmaya başlamıştı. koşma esnasında ise yerdeki eldrige’nin kafasını ezmiş ve dolayısıyla öldürmüştü... o an, bütün kalabalık yerde kafası dağılan adam için çığlık atmaya başlamıştı… o sırada tebrikleri alan charlie, çığlıkların olduğu yere gelip mary’i sakinleştirmişti ve yerdeki ceseti görünce şok olmuştu; kalabalık, adamı öldüren fil için öfke doluydu…
daha sonraki zamanlarda mary’nin ismi artık “katil mary” idi ve halk arasında kasabada hızla kötü şöhreti yayılıyordu… o zamanlarda sirk yöneticileri arasında popüler yöntem eğer bir fil birini yaralarsa veya öldürürse “haydut fil” kategorisine girerdi ve ismi değiştirilip çok cüzi bir miktara başka bir sirke satılırdı... ancak charlie çok sevdiği mary’i işi kadar sevmediğini gösterircesine şeytani planını çoktan yapmıştı... mary'nin onun sirkinde bulunduğu her sürede insanlar charlie’nin sirkini izlemeyecek ve karşı tavır alacaktı. mary’i bir başka sirke satsa dahi insanlar bu spekülasyondan dolayı da charlie’nin sirkini izlemek istemeyecekleri için charlie, mary’nin ölmesine ve bunun halk gözü önünde olmasına karar vermişti. bu düşünceler charlie’nin kafasında olduğunda mary’i çoktan silmişti ve tek sorusu “mary'nin ölümü nasıl olmalıydı?”
mary siyanürle dolu yiyecekler için oldukça akıllıydı, yemezdi ve o zamanlarda tennessee’de mary’i elektrik şokuyla öldürecek güçte bir elektrik sistemi yoktu… son olarak mary’nin idamının en insani yönünün onu bir vinçle asmak olduğuna kanaat getirdi. ve böylece 13 eylül sabahı sparks world famous shows’un son vagonu erwin’e varmış ve mary’i indirmişti… halk büyük bir merak ve istekle “katil mary”nin idamını izlemek için toplanmıştı. sparks sirkinin çalışanları bir yandan mary’nin boynuna 7/8 inçlik zinciri dolarken bir başka grup da hızla büyük bir mezar kazıyordu… o sırada mary şok halindeydi ve yanında yıllardır sahibi olan charlie’ye hala güvenir bir biçimde sakin duruyordu… işlemler tamamlandığında vinç mary’i havaya kaldırmaya başlamıştı. mary büyük bir çığlıkla hareket etmeye çalışmıştı ki o sırada halkın bazısı gösteriye dayanamayıp olay yerini terk etmişti... mary birkaç dakikanın ardından zinciri koparmış ve yere düşüp kemiklerinin önemli bir kısmını kırmıştı. artık bağıramıyordu bile mary ve bu charlie’yi geri adım attırmaya yetmemişti. daha büyük bir zincirle tekrar aynı işlem yapılmıştı ve mary ilkinin aksine teslim olur bir vaziyette zincirle asılı kalmıştı…asıldıktan yarım saat sonra oradaki bir veterinerin onayıyla öldüğüne kanaat getirilmiş, indirilip gömülmüştü ve bu olay tarihte kara bir leke olarak yerini çoktan almıştı…
artık yıllar sonra mary değil, erwin kasabası kötü şöhretliydi ve fil asan kasaba olarak bilindi hep. mary’nin bu dramatik hikayesi hep var oldu, ünlü national enquirer dergisi hatta playboy dergisinde bile bahsi geçmiş; zamanının popüler tv programı olan jeopardy de bile soru olarak yer bulmuştu…
kaynaklar: themoonlitroad, dailymail, rarehistorical