Karıncaların Bilinmeyen Özelliklerinin GIF'ler İle Anlatımı
(bkz: karıncalar)
karıncaların yaklaşık 130 milyon yıl önce ilkel arılardan türedikleri zannedilmektedir. evrim sürecinde canlılar karadan havaya doğru bir gelişme gösterirken karıncalar buna ters bir duruş sergilemişlerdir. ancak üreme dönemlerinde karıncalar yine de kanatlı karınca yetiştirebilirler. günümüzde 14000 civarında karınca türü vardır.
yürüyüşleri esnasında altı bacakları, üçerli iki grup halinde adeta robot gibi hareket ederler. günümüzdeki bazı robot modelleri karıncalardan esinlenerek de yapılmış diyebiliriz.
karıncalar dünyadaki biyokütlenin yaklaşık olarak yüzde 20'sini oluştururlar. yani dünyada her beş canlıdan biri karıncadır. yaşadıkları yerlerde koloni kuran karıncalar orayı tamamen ele geçirirler. dünyada kutup bölgeleri dışında her yerde karınca kolonileri vardır.
karıncalar kendi kütlelerinin 10 katı ağırlığı kaldırabilirler. kendi kütlelerinden kat kat büyük yiyecekleri parçalayabilir, kesebilirler. bu açıdan karıncaları sahip oldukları boyut dünya için idealdir. zira karıncalar kedi ya da köpek kadar iri olsalardı dünya için tehlikeli olabilirlerdi.
karıncalar sosyal canlılardır. koloni halinde yaşarlar. işçi, üreme, asker karınca olarak sınıflara ayrılırlar. bütün koloni kraliçe karıncayı korumak üzere çalışır. karıncaların tarım yaptıklarını biliyor muydunuz peki? karıncalar yuvaların alan yaratarak burada mantar yetiştirirler zor zamanlar için.
görme konusunda kör denilebilecek kadar zayıf olan karıncalar yollarını yaydıkları kimyasal kokular sayesinde bulurlar. bu yüzden karıncaları genelde tek hat üzerinde hareket ederken görürüz.
eğer bir alana yayılmış karıncaların, kimyasal veri alışverişlerini kesecek en ufak bir müdahalede bulunursanız, karıncaları kör etmiş olursunuz. karıncalar, kardeşlerinin bıraktığı kokulara erişemedikleri zaman bulundukları yere mahkum olurlar. çünkü gidecek bir yol, takip edecek bir iz kalmamış olur. böyle durumlarda karıncalar açlıktan ölebilir hatta intihar bile edebilir.
karıncalar için zaman diye bir kavram yoktur. gece, gündüz her an çalışabilirler. görmek için gözlere de ihtiyaç duymadıkları için, kimyasal kokuları takip ederek zifiri karanlıkta bile rahatlıkla görevlerini yerine getirebilirler.
yapılan araştırmalar, karıncaların ilginç bir şekilde elektriğe ve elektrikli cihazlara ilgi duyduğunu gösterir. bu aslında tamamen günümüzdeki elektrik teknolojisinde kullanılan maddelerin karıncaların dikkatini çekmesiyle alakalıdır. dünya üzerinde elektrikle ilgili arızaların nerdeyse %30'una karıncalar sebep olmaktadır.
karıncalar hayvanlar aleminin en tutumlu hayvanlarıdır. asla kaynakları çarçur etmezler, ihtiyaçlarından fazlasını kullanmazlar. bunun yerine karıncalar yiyebileceklerinden fazlasını yuvalarına götürüp saklama eğiliminde canlılardır.
karıncalar önlerine çıkan zengin besin kaynaklarını asla es geçmezler ve o besinden faydalanabilecekleri en ufak parçaya kadar tüketir ve yuvalarına taşırlar. müsrif olmayan karıncalar bu özellikleriyle dünya üzerindeki atık ve ölü organizmaların tüketiminde de önemli rol oynarlar.
karıncalar bir kez bir alanda koloni kurmaya karar verdiklerinde toprak içerisinde öyle bir yaşam kompleksi kurarlar ki, tüm dünyanın bu yuvalarla çevrili olduğunu söylesek ortaya korkutucu bir tablo çıkar. gifteki testte sıvı nitrojen kullanılarak bir karınca kolonisi katledilmiştir, bilim ve inceleme adına yapılan bu testi uygulamamanızı karıncaların yaşam haklarını göz önünde bulundurarak rica ediyoruz.
karıncaların en önemli özelliği, bütün koloni olarak bir araya gelip süper organizma adı verilen sistemi kurabilmeleridir. bir koloni bir kez süper organizma haline gelirse, dışarıdan çok büyük bir güç uygulamadan sarsılamaz bir yapı oluşur. süper organizmanın amacı öncelikle larvaları ve kraliçeyi korumaktır. bir bütün haline gelmek ne ise onu yaşar karıncalar.
süper organizma haline gelmiş bir koloniyi dağıtmak neredeyse imkansızdır. yerçekimine karşı bile birlikte direnerek inanılmaz görüntüler ortaya çıkartabilir karıncalar.
karıncaların hayatları bir çok tehditle karşılaşır. özellikle su karıncalar için çözülmesi zor bir problemdir. bir karıncayı boğmak zordur. çünkü karınca adeta bir dalgıç gibi kendisine nefes alabileceği bir hava kabarcığı oluşturur ve kafasını bu kabarcığın içinde belli bir süre muhafaza edebilir. bu sayede kolay boğulmaz. peki ya bütün bir koloni sular altında kalırsa? işte o zaman süper oganizma devreye girer ve bir araya gelen karıncalar suyun üstünde adeta etten duvar örerler. koloninin büyük bir kısmı, kraliçe ve larvaların barınabileceği bir adacık oluşturmak için kenetlenir. bu adacık yeni bir kara parçası bulunana kadar bütün koloniyi suyun üstünde taşır!
peki bu su üstünde yüzen adacığın başına bir şey gelirse? orantısız bir güç uygulandığında bile karıncaların süper organizma olarak oluşturdukları bu adacık ayakta kalır. ilginç olan, dış duvarlardan içeriye asla su sızmaz ve tüm koloni birbirini hayatta tutmak için adeta direnir.
son olarak bir karıncaya kafa tutmaya gelmez. çünkü karıncalarda "atara atar, gidere gider" düsturu hakimdir. asla geri vitesleri yoktur, kaybedecekleri kesin olan bir mücadeleye bile kolonileri adına büyük bir cesaretle atılırlar.