MODA 26 Eylül 2017
42,3b OKUNMA     979 PAYLAŞIM

Kadınların Hayatlarını Değiştirerek Modacı Olmanın Çok Daha Ötesine Geçen Efsane: Coco Chanel

1883-1971 yılları arasında yaşayan ve Chanel markasını kuran isim olan Fransız modacı Gabrielle "Coco" Bonheur Chanel'in hayatına dair birkaç bilgi.

oldukça aykırı ve döneminde bir çok şeyin ilkini yapan coco chanelin asıl adı gabrielle chanel'dir ve 19 ağustos 1883 doğumludur. 

küçük yaşta öksüz kalıp bir yurtta büyümüş ve ardından bir manastırda kaldıktan sonra burdan kaçarak barlarda şarkıcılık yapmaya başlamış. coco isimli söylediği bir şarkı da lakabı olmuş ve coco adı da burdan gelmiş. 

son derece aykırı bir bayan, döneminin toplum içerisinde ilk sigara içen, ilk saçlarını kesen ve ilk pantolon giyen kadını. şöyle ki yaşadığı dönemlerde, kabarık kuyruklu ve ihtişamlı etekler, korseli elbiseler giyiliyor ve kadınlar saçlarını kesmiyorlarken, ata binmeyi çok seven chanel bir gün ata binerken çok sinirleniyor ve eteğini ortadan ikiye keserek daha sonra onu dikiyor ve ilk pantolon giyen bayan oluyor. hanımefendinin özel hayatı da oldukça çalkantılı. evli bir düke aşık olan ve dük karısından boşanıp kendisiyle evlenmediği için intihara kalkışan coco makası tam karnına batıracakken aynada kendisini görüyor ve saçlarını kesiyor.

günümüzde dorede müze olarak kullanılan evinde her şey yerli yerinde bulunuyor. coco chanel beyaz çiçeklere özellikle de kamelyaya çok düşkünmüş, chanelin amblemi de buradan geliyor, öyle ki halen chanel toplantılarında toplantı odası beyaz çiçeklerle süsleniyor. yani tarzından hiç bir şey kaybetmiyor.
yaşadığı dönemde yalnızca hayat kadınlarına özgü kırmızı ruj kullanan, hiç bayan arkadaşı olmayan coco, bir yere gittiğinde bir erkek makyajını çok beğenirse hemen eve gider siler ve yeniden yaparmış, ona göre makyaj değil kadın güzel olmalı düşüncesinden dolayı.

chanel'in ilk defilesi ayın beşinde yapılıyor ve ertesi gün dergilere kapak oluyor. bu yüzden uğurlu rakamı beş olarak kalıyor ve her defilesi hala ayın beşinde yapılıyor.( chanel no 5 in adı burdan gelmektedir.)

bu kadın 1920'lere kadar gelen, dar korse, 5m çapındaki aşırı ağır tüylü şapkalar, kat kat etekler, kumaşlar anlayışını kırmış ve kadınların giyiminin kolaylığı üzerine tasarımlarını yapmış.. kendi deyimine göre, 'kolay eskiyecek bir moda değil, asla eskimeyecek bir stil ' yaratmıştır..

yetimhanede büyümüş ve sadece tatillerde teyzesinin yanına gelen bu kadın, çıktığı cazz kluplerinde , bir sahne ismi olarak almıştır ''coco chanel'' ismini..

birçok kişiyle birlikte olmuş, paylaşılamamış bir kadından bahsediyoruz.. ilk butiğini buna, iki sevgilisi ortaklaşa açıyor.. yetimhaneden çıkalı 1 yılını doldurmadan, fransa'nın en yüksek sosyetesiyle masalarda oturup, onlara tasarımlarını sattı..

birinci dünya savaşında, erkeklerin savaşa gidip, şehirdeki kadınların işlerle ilgilenmesi üzerine, kadınlara özel iş elbiseleri yarattı, kadınlara pantolon giydirdi ve erkekler dünyasına girdi..

ikinci dünya savaşında bu sefer gemisini kurtaramadı, butiğini kapattı ve bir otel odasında, işgal altındaki fransada bulunun , alman subayların eşlerine tasarımcılık yaptı.. alman bir subayla ilişki yaşadı ve ülkesine ihanet etti...

almanlarla yemeği sırasında, churchill 'i çok yakından tanıdığını ve bir yemek buluşması ayarlayabileceğini söyleyip, churchil'e tuzak kurma girişiminde bulundu.. ama churchill yemek teklifini kabul etmeyince, plan gerçekleşmedi ama nazi casusu etiketi coco'ya yapıştı..

savaş sonrası fransada ihaneti ispatlandı ve orada barınamayacağını anlayıp isviçre'ye taşındı.. dior 'un 'kullanışsız moda' yı geri getirmeye çalıştığını görünce , yine dayanamadı ve tasarım yapmaya tekrar başladı... tasarımları fransa'da önceki durumlardan dolayı, hoş karşılanmadı, ama amerika'da patlama yarattı..

''fransada doğdu, amerikalı oldu , helal olsun sana , channell anaa, chaneell anaaa oooooooooooooo''

peki izlemek ister misiniz? öyleyse buyrun seçenekleriniz:

coco chanel (2008)

chanel'e yakışmamış bir film. coco hakkında yapılmış filmler arasında en iyisi olduğu bir gerçek ama çok daha iyisini yapabilirlerdi.genç coco'yu canlandıran barbora bobulova'nın performansı çok iyiydi gerçekten role çok yakışmış.

coco avant chanel (2009)

diğer coco chanel filminden bir yıl sonra çekilmiş olmasına rağmen üzücü şekilde sıkıcı ve kötü olan film. evet ne yazık ki düşüncem bu şekilde. oyunculuklar, coco'nun hayatı, o dönemin buhran da ki havası, paris, fransa, vs. hiç bir şey yoktu filmde. audrey tautou ise rolüne hiç uymamıştı.

2008 yılında yapılan bir coco filmi varken nasıl böyle sıkıcı bir film çekmişler ve neden bu filmi izliyeceğimizi düşünmüşler anlamadım. kısacası size önerim 2008 yılında çekilmiş olan coco chanel filmini izlemeniz.

coco chanel & ıgor stravinsky (2009)

diğer coco chanel'in hayat hikayesini anlatan iki filme benzemiyor. bu film sadece coco'nun rus besteci ıgor ile olan aşkını tutkusunu anlatan bir film. coco'nun hayatının bir dönemi. biraz ağır giden bir film. bir coco filmi değil. bu film coco&ıgor filmi. meraklısının seyredebileceği bir film.