KÜLTÜR 16 Temmuz 2020
94b OKUNMA     689 PAYLAŞIM

Kabe'nin Duvarında Yer Alan Gizemli Hacerü'l-esved Taşına Dair İlginç Bilgiler

Müslümanlarca kutsal sayılan, Hac sırasında dokunulan ve öpülen Hacerü'l-esved taşını ne kadar iyi biliyorsunuz? İşte birkaç güzel bilgi.

bu taşın kimyasal ve fiziksel özelliklerini merak ederek okuduğum bir makaleden hem unutmamak, hem de ulaştığım bilgilere herkesin kolayca erişebilmesi için bir yandan okuyor, bir yandan da burada not tutuyorum. umarım okurken sıkılmaz, eğlenirsiniz :)

- tek bir parça değildir. 8 farklı parça birbirlerine yapıştırılmış ve gümüş bir çerçeve ile korunması sağlanmıştır. (her parçanın ölçüleri detaylarıyla mevcut)

- rengi hakkında net yorum yapılamamasına rağmen anladığım kadarıyla içtiğimiz kola gibi siyah ama derinden kırmızı bir renge sahip. zamanında süt gibi beyaz olduğu iddia ediliyor, zamanla insanların kirlenmesiyle rengi karardı metaforuna yoruluyor bu durum.

- suda yüzebiliyor. ilginç bir durum bu taş için. (içerisinde süngerler ve kireç taşlarında olduğu gibi hava boşlukları bulunabilir mi acaba yorumumu eklemem gerekiyor)

- adem'in kabeyi inşa etmesinin ardından tanrı'nın cennet'ten aldığı bir yemen taşı gönderdiğini, bunu adem oturmak için kullandığı belirtiliyor. (sonrasında hz. ibrahim'e geçiyor vs şeklinde tarihi uzayıp gidiyor.)

- taşın kökeni lav, bazalt ya da gök taşı olabileceğini düşünüyoruz ancak sıradan bir taş olmayacağını hesaba katarsak, gök taşı olma ihtimali çok çok yüksek. ilk medeniyetlerin bunun cennetten düştüğünü söyleme nedenlerine dayanarak bunun bir gök taşı olabileceğini farz ediyoruz.

- 1932'de mekke'nin 1100 km yakınlarında düşmüş gök taşından kaynaklı oluşmuş kraterler bulunuyor. buralardaki kuma bürünmüş kraterlerdeki bulgular incelendiğinde içi beyaz kabuğu siyah, gözenekli, homojen olmayan taş & mineraller bulunuyor. bizim hacer'ül esved'e çok benziyor bu taşlar. (gözenek teorim bir nevi doğrulanıyor.)

- kabuğunun siyah oluşu ise insanlığın zamanla kirlendiği romantizminin değil; bir nikel - demir bulutunun patlamasında açığa çıkan nikel içerikli demir topçuklarının bir sonucu.

- storzer ve wagner, taşların fizyon izi yaşının 6400 ila 2400 yıl arasında değişebileceğini söylüyor. bu tarihler antik arap medeniyetleriyle çakışıyor. muhtemelen de uman-mekke arası kervanların (kraterlere yakınlığıyla) şahit olduklarını ve getirdiklerini görüyoruz.

her şey bilimle çok daha güzel, bilimle kalın :)