İzmir Depremi'ni Yaşayan Ekşi Sözlük Yazarlarının Gözünden O Korku Dolu Anlar
enkaz altından çıkarıldığım depremdir
ömrümde daha büyük korku yaşamadım, sosyal medyada komşularımın ölüm haberlerini alıyorum, yaşadığım kabus yüzünden sakinleştiricilere rağmen gözümü bile kapatamıyorum.
ben enkazdan çıkarıldığımda ailemin yaşadığı mutluluğu dilerim herkesin ailesi yaşar.
siz hiç çaresizliği yaşadınız mı? deprem anında bayraklı'daki evdeydik.
bina çok eski, bir deprem olursa kesin biz burada ölürüz diye arada şakalaşıyorduk. ve o beklenen deprem hiç beklemediğimiz bir anda bugün geldi bizi buldu. hızlıca binayı terk ettik, ettik ama çıktığımızda karşılaştığımız manzara toz bulutu ve çok yüksek bir gürültü sesiydi.
toz bulutu dağılınca arkamızdaki binalardan birinin 8.katının zeminle bir olduğunu gördüm. içgüdüsel bir şekilde ayağımda ev terlikleriyle enkaza koştum. hani hep televizyonlarda görüyorduk ya insanlar "sesimi duyan var mı?" diye bağırıyorlardı. bu sefer o bağıran kişi ben oldum. binanın etrafını dolaştım, üstüne çıktım ama bırakın beni duyanı, içeriyi görebileceğim en ufak bir delik bile yoktu. bina resmen olduğu yere yığılmış, tost olmuştu.
gözümün önünde devasa bir enkaz var, içinde onlarca insan. ve muhtemelen o an birkaç kişi hayatta, belkide sesimi duyup onlara ulaşmamı bekliyorlar ama yapamıyordum. bir umut betonlara dokundum, bir milimetre bile oynatamadım.
gölcük depreminde yardıma gelen bir yunan kurtarma gorevlisinin sözü o an aklıma geldi. "keşke sonsuz bir gücüm olsaydı da o insanları orada bırakmasaydım" demişti. iste o an onu çok iyi anladım. hiçbir şey yapamadım. gözümün önünde hayatını kaybeden onlarca cana sadece seyirci kaldım. tek bir beton parçasını bile yerinden kaldıramadım. "affedin beni" dedim kendi içimden ve kurtarma ekiplerini bekledim.
eş, dost herkes arayıp soruyor "iyi misiniz?" diye. iyiyiz demeye dilim varmıyor. komşularımız gitti. bebek, genç, yaşlı onlarca can bugün bu hayata veda edip göçüp gittiler. onlar giderken ve ben buna sadece seyirci kalırken nasıl iyi olabilirim? aklım hala o enkazın başında.
sormuştum ya "siz hiç çaresizliği yaşadınız mı?" diye. sizi bilmem ama ben bugün yaşadım hemde hayatım boyunca hiç hissetmediğim kadar derinden hissettim o duyguyu. ömrüm boyunca asla unutmayacağım bugün, tarihe notum olsun.
30 ekim 2020 - 14.51
izmir bayraklı, bornova civarında yıkılan benim bildiğim 4 bina var
birisi emrah apt. deprem biter bitmez kendi binamdan çıkıp, etraf ne durumda diye bakınırken gördüm enkazı. hemen geldim. benimle beraber iki üç kişi daha vardı sağlıkçı. onlar da yan apartmanlardan. acil ekipleri gelene kadar kendi imkanlarımızla, enkazdan çıkarılan insanlara yardımcı olduk. bazılarına ilk müdahaleyi yaptık. müdehale edecek malzememiz bile yoktu. yakın hastanelerden ekipman istedik. polis arkadaşlar yürüyerek getirdiler bize. zira trafik kilitlendiğinden 112 ve itfaiye ekipleri hemen gelemediler. bir şekilde yetişen ekiplerle organize olup, kendi çapımızda bir sağlık masası ve ekibi kurduk. sonra diğer ekipler de yavaş yavaş toplandı. enkazdan canlı ve maalesef cansız bedenler çıktı. olaydan 4- 5 saat sonra arama kurtarma, daha organize olunca umke'ci arkadaşlata görevi devrettik. bizler yine buradayız. bu enkazda yaklaşık 20- 25 kişi olduğu tahmin ediliyor. şu an arama kurtarma çalışmaları son hız devam ediyor. antalya, muğla ve çevre illerden de ekipler var. dileğim kalan canların, her şeye rağmen sağlıkla çıkması. hepimize geçmiş olsun.
ekleme: saat 03:57 ve maalesef son 4 saattir emrah apartmanı'ndan ulaşılabilen ya da enkazdan çıkarılabilen kimse yok. çalışmalar devam ediyor.
ekleme 2: saat 06:00 itibarıyla bir vatandaşımızın cansız bedeni çıkarıldı apartmandan. çok üzgünüm.
depremin en çok hissedildiği, en büyük kayıpların yaşandığı mansuroğlu mahallesinde yaşıyorum
mahallemizde 6 bina tam yıkıldı, özellikle manavkuyu bölgesi olmak üzere onlarca evde ise ciddi hasar olduğunu gözlemledim. depremin üzerinden yaklaşık 10 saat geçti ve şoku yeni yeni atlattık diyebilirim.
her şeyden önce korkunç bir sarsıntıydı. yaklaşık 20 saniye boyunca doğu-batı yönünde sallandık. ben depremi 7. katta yaşadım. açıkçası ilk deprem bittiğinde bir süre yerimizden kımıldayamadık. burada asıl depremin 6.6 olması bana pek mümkün görünmüyor. 7 açıklandı şeklinde dedikoduları duydum ama 6.6 için fazla şiddetliydi. yanlış hatırlamıyorsam hemen iki dakika sonra bir artçı deprem daha yaşadık. o da yatışınca kendimizi sokağa attık.
sokağa çıkmamızla birlikte yaşadığımız şok daha da büyüdü. yıkılmış binaları görmek yaşanan şoku daha da artırıyor. hala uzun uzun yazacak durumda değilim, bazı yürek parçalayan şeyler gördüm. hayatımda hiç böyle bir şey yaşamamıştım. umarım bir daha da yaşamam. umarım kimse yaşamasın.
izmir/bornova'dan hepimize geçmiş olsun diyorum
şimdiye kadar istanbul ve izmir'de onlarca depreme yakalanmış biri olarak şunu diyebilirim ki çok çok çok korkunçtu. hala kendime gelemedim ve uzun bir gece olacak belli ki. artçılar devam ediyor. deprem anında kendi evimde değildim ve deprem bittikten sonra 4. katta oturan ailemden haber alabilmek için yaklaşık 10 dakika uğraştım. hatlar kesildi, internet gitti, sesleri gelmedi. ağlaya ağlaya ailemden birine ulaşmaya ve eve gitmeye çalıştım. bornova merkez kilitlendi tabii ki. otobüse bindim. otobüs biraz gittikten sonra trafik sıkışıklığından dolayı öndeki araca çarptı. bir de orada sarsıldık. indim, yürümeye başladım. babama ve kardeşime ulaşabildim. kardeşim sadece "abla dışardayız, evde çerçeveler düştü, iyiyiz." dedi. 20 dakika kadar yürüdüm. o saniyeler, dakikalar bana o an bir ömür gibi geldi.
evimizde bir hasar, çatlak vs. yok. yıkılan binalara yakınız. maalesef arkadaşlarımdan, tanıdıklardan evleri yıkılmak üzere olan, yıkılan, hasar görenler var. komşumuzun arkadaşı enkaz altında. hala kurtarılmayı bekliyor. helikopter, ambulans ve itfaiye sesleri hiç durmuyor. fiziksel olarak iyiyiz ama ruhsal açıdan çöktük. tek dileğimiz daha fazla can kaybı yaşamamak. daha fazla kötü haber almamak. bu gece çok uzun olacak. hepimize geçmiş olsun.
yaşadığım bina 7 katlı, zemini de sayarsak 8, mansuroğlu mahallesi'nde
daha önce de çok deprem olmuştu, o yüzden alışığım ufak tefek sallantılara. öyle kolay kolay panik olmam, korkmam depremden falan. ama bu seferki çok başka türlüydü. daha önceki standart sallantılar gibi başladı, sonra aniden şiddetlendi. evde her şey yerinden oynadı resmen. ve cidden çok ama çok uzun sürdü, kodumun depremi bitmek bilmedi bir türlü. başlarda sakindim ama o kadar uzun sürünce ve şiddeti giderek artınca bina yıkılacak sandım. bir ara çığlık attığımı falan hatırlıyorum, aha dedim buraya kadarmış. sonra sallantının şiddeti azaldı, hafifledi. baktım ev sağlam duruyor. iyi dedim gene ucuz yırttık. normalde öteki depremlerde aşağı inmezdim. hadi bu sefer bir ineyim dedim. aşağı bir indik, binanın zemini, girişi komple çökmüş neredeyse. duvarlar, taşıyıcı kolonlar falan hep patlamış. o yüzden binaya girmek yasak. deprem 5-10 saniye daha o şiddetle sürse manavkuyu'daki binaların yarıdan çoğu yıkılırdı büyük ihtimalle. manavkuyu, bayraklı'da yıkılmayan binaların büyük çoğunluğu ağır hasırlı durumda muhtemelen. bayraklı'nın zemini zaten sağlam değil. hem denize yakın, hem deniz seviyesinde. 10 yıl önce bizim binanın çaprazına yapılan binanın temeli su içinde kalmıştı mesela. öyle olunca kazık falan çaktılar, sağlamlaştırdılar binanın temelini. öyle boktan bir zemin yani. ve öyle bir zemine durmadan gökdelen inşa edip duruyorlar. bundan sonra vazgeçerler umarım. yıkılan binaların hepsi tanıdık geliyor. bazılarının önünden defalarca geçmişimdir. insanın bu kadar yakınında olması, gerçekten çok travmatik bir durum. maddi-manevi zarar gören herkese çok geçmiş olsun. umarım bir daha böyle bir şey yaşanmaz.