İstanbul'a Uzaklardan Gelen Karagöz Hacivat Oyununun Osmanlı'da Geçirdiği Evrim
karagöz hacivat oyunu, hindistan diyarlarından batı'ya gelmiştir ama 16. yy.'a kadar osmanlı imparatorluğu'nda rastlanmaz. tâ ki mısır'ın fethine kadar. bu tarihten sonra yavuz sultan selim, bu oyunun oynatıcılarını da istanbul'a getirtir.
arap topraklarından geldiğinde bu kuklalar dümdüz bir şekilde hareket ettirilmektedirler, yani sadece insan şeklinde kesilmiş tahtalar sağa sola hareket ettirilir öylece. araplar asırlarca bunu bu şekilde oynatmışlardır. lâkin türkler, oyunun istanbul'a gelişinden hemen sonra kuklaların eklem yerlerinin de hareket etmelerini sağlamışlardır. böylece ayaklar, kollar vs. de oynar.
oyunda daha önce görülmeyen musikî unsuru da oyuna dahil edilir. müziklerle izleyici heyecanlandırılır. oyunun perdesi daha saydam hâle getirilir ve kalite arttırılır. çok kısa bir sürede olur bunlar. asırlarca birçok farklı toprakta oynatılan bu oyun, istanbul'a gelince adeta çağ atlar anlayacağınız.
basit bir şey gibi görünüyor değil mi? lâkin hiç de değil. bugün nasıl ki hollywood, sinema - tv dünyası için bir başkent ise istanbul da o asırlarda öyle olabilirdi. fatih sultan mehmet'in sürekli olarak zanaatkârları desteklemesi ve istanbul'u dünyanın bilim - sanat merkezi hâline getirme sevdası boşuna değildi. zaten bu yüzden devrinde pek sevilmemiştir fatih, ahâlî tarafından. ardından gelen oğlu bayezid, maalesef fatih'in fikirlerine ve emellerine düşmandır.
peki nasıl olmuş da bu karagöz'e eklem meklem oynatma becerisi yavuz'dan hemen sonra kazandırılmıştır derseniz eğer; ikinci bayezid ahşap sanatına çok düşkün bir adamdır. bu sebeple istanbul'da bu işin pîri olan sanatçılar cirit atmaktadırlar. kente yerleştirilirler. payitaht'a gelen bu oyun da derhal bu sanatçılar tarafından zenginleştirilir ve günümüzdeki hâlini alır. bize de izlemek kalır.