YAŞAM 5 Aralık 2018
24b OKUNMA     650 PAYLAŞIM

İş Yerinde Ansızın Bastıran Uykunun Sebebi Ne Olabilir?

Okulda, iş yerinde aniden bastıran ve kahveyle bile açılmayan uykunun sebebi neden kaynaklanıyor olabilirmiş, bakalım.
iStock

işyerinde bastıran uykunun en büyük sebeplerinden bir tanesi sizin diyabetik veya adayı olmanızdır, ayranın veya yoğurdun bu işle bir ilgisi maalesef yoktur. zaten uyku hali genellikle yemeklerden sonra bastıran bir haldir. zaten çoğunlukla bu uyku kahvaltı veya öğle yemeği sonrasındaki 1-2 saatlik süreçte bastırır.

sebebi vermeden önce vücutta kan şekeri nasıl düzenlenir, kabaca bir göz atalım

vücudumuza normalde şeker aldığımızda (ki yaşamak için almak zorundayız) bu şeker mide ve ince bağırsakta emilir ve kana karışır, kan şekeri yükseldiği zaman pankreastan insülin salgılanır ve şekerin fazlası karaciğerde glikojen ve sonrasında yağ olarak depolanır. normal sağlıklı insanlarda yemek yedikten sonra insülin salgılanır ve şeker seviyesi dengede tutulur. bunun tersi çalışan hormon ise glukagon olup, yine pankreastan salınır ve karaciğerde biriken glikojeni alıp parçalayarak glukoz olarak kana salınmasını ve şeker seviyesini yükseltmeyi sağlar. bu işlemler de besini aldıktan sonraki 1-2 saatlik süreçte gerçekleşir.

tüm gece aç kaldıktan sonra kan şekeriniz düşer. sabah işe gittiğinizde yenen iki yağlı poğaça veya bol margarinli ve neyden yapıldığı belli olmayan kaşar ihtiva eden bir adet tost sonrasında veya öğlen yemeklerinin hızla ve sağlıksız besinlerle geçiştirilmesi sonunda kan şekeriniz tekrar hızla yükselir. ancak zamanla sağlıksız beslenmeye bağlı olarak (ki bunların en başında bol karbonhidrat ve sağlıksız şekerler yani glukoz şurubu-mısır şurubu (high fructose corn syrup-hfcs) denen nesne gelir, vücudun zaman içinde bu şeker inmesi-yükselmesi olayına karşı tepkimesi değişmeye başlar.

günümüzde normal şeker yerine kullanılan şekerler kanda normal şekere göre çok daha hızlı emilmektedir. bu da yukarıda bahsedilen hormon dengesini devamlı değiştirir. aslında bir nevi uyuşturucu bağımlılığı gibidir bu iş. yemeği yediğinizde kan şekeri yükselir, şekere karşı insülin salgılanır, insülin salgılanınca şeker düşer, bu sefer glukagon salgılanır, şeker yükselir, döngü başa döner. bir noktadan sonra artık denge sağlanamaz, vücut şekeeer, bana şeker ver diye bağırmaya başlar. gofreti, şekeri verince de bu sefer işte o ağırlık, haksizlik, uyku hali baş gösterir. siz de ayran içtim, yoğurt yedim uykum geldi, uykumu getiriyor diye boş hurafelere inanır, bunları yemez içmez, sonunda kalsiyum ve d vitamini eksikliğine bağlı olarak hayatı kendinize zehir edersiniz.

işte bu şeker dengesizliği bir noktadan sonra vücutta baş edilemez hale gelir. siz şeker yedikçe vücuttan insülin salgılanır ama o insülin artık bir noktadan sonra şekeri düşürmeye yetemez, vücut daha çok insüline ihtiyaç duyar, varolan insüline de tepki vermemeye başlar. sonuçta insülin direnci denen olay ortaya çıkar. sonunda diyabet ve karaciğer yağlanması sık görülür.

eğer bu durum hakkında daha detaylı bilgi isterseniz, karaciğer yağlanması başlığındaki şu yazıya da göz atabilirsiniz:


yani dostlar, ne yoğurt ne ayran, o uyku halinin birinci sebebi gece alınamayan uyku olabileceği gibi, yemeklerin de sağlıksız olması, kan şeker dengesini hızla bozması olarak gösterilebilir. tabii ki kronik uyku ve uykusuzluğun çok çeşitli başka sebepleri de olabilir ama bunlar bir başka yazının konusu. 

he denebilir ki her gün de serpme kahvaltı mı yapalım, dizilerdeki gibi jambon ve portakal suyuyla mı beslenelim, buna ne vakit ne para yeter derseniz haklısınız ama zaten amaç o değil. bir parça tahıllı ekmek (ki bunlar gayet ucuz) içine konan bir parça peynir ve domates bile o arabada satılan margarin yüklü poğaçadan sağlıklıdır. en azından glisemik yükü azdır, beyninizi yormaz. bizim geleneksel kahvaltılarımız zaten esasen gayet sağlıklı. son zamanlardaki görgüsüzleşme sonucunda masaya milyon çeşit konuyor, hepsini tıkınınca da vay ağırlık çöktü, vay şiştim, aman kilo aldım oluyor. az ama sağlıklı yiyin, uykunuz gelmesin.

neyse, sağlıklı günler sizin olsun.

Sarhoş Olduğumuz Geceyi Hatırlamakta Neden Zorlanırız?