İnsanları Uzaylıların Yarattığını Savunan ve İnsan Klonlayan Tehlikeli Raelian Tarikatı
bugüne kadar hep gelecekte uzaylıların dünyaya geleceğini, uzaylıların dünyayı istila edeceğini, bizim dünyanın gerçek sahipleri olduğumuzu düşündük. buna göre teoriler ortaya attık, buna göre gelecekle ilgili bilimkurgu filmler yaptık, hayal ettik, inceledik, ürettik. tanrı var dedik tanrı yok dedik. tezlerimizi çürütmek için birbirimizi yedik, öldürdük, savaşlar çıkardık.
ancak bunun tam tersi olduğuyla ilgili bir iddia atan hatta iddianın da ötesine geçip bununla ilgili tarikat kurup, kutsal kitap yazan, ülkeleri ve tüm dünyayı bununla ilgili uyaran biri var;
raelian tarikatının lideri claude vorhilon.
muhtemelen ne bu tarikatı ne de bu ismi çoğumuz hiç duymadık. şahsen ben ilk kez duymadım ama yine de bu tarikat ve vorhilon hakkında yazılanları okurken oldukça şaşırdım ve ufkum genişledi. gerçek ya da değil yine de olağanın dışında bir görüş oldukça etkiledi. ne mi bu tarikatın hedeflediği ve öngördüğü şeyler? buyurun;
öncelikle bu tarikatın amacı insan klonlamakmış. vorhilon’a göre uzaylılar bundan tam 25.000 yıl önce dünyaya gelmiş ve yanlarında insanı üretmek için getirdikleri dna ile insanları klonlanmışlar.
vorhilon elbette ki bütün dinlerde olduğu gibi bunları kafasından uydurmamış. diğer dinlerde olduğu gibi bir tür vahiy yoluyla bu bilgileri elde etmiş. hatta diğer peygamberlerin aksine direkt uzaylılarla iletişime geçmiş. 13 aralık 1973 günü; vorhilon 28 yaşında.
fransa‘nın clermont ferrand yakınlarındaki sönmüş bir yanardağa gezmek için gidiyor. auvergne yanardağı.
gezmeyi planlayan vorhilon’un karşısına insanoğlunun çokça resmettiği şekilde ışık’lar saçan bir ufo çıkar. içinden yeşil değil normal insan cildine yakın renkte, uzun saçlı, sakallı, badem gözlü bir uzaylı iner. vorhilon’u ufo’nun içine davet eder. kendisini elhoim olarak tanıtır ki bu da raelian tarikatında tanrı vasfıyla kullanılır. seçilmiş insan vorhilon’dur ve elhoim ona; insanlığa bütün gerçeği anlatması için onu seçtiklerini söyler. çünkü uzaylılara göre vorhilon açık ve hür ifadeli bir adamdır. hatta vorhilon’un annesinin katolik, babasının ise yahudi olmasının da bu kararlarında oldukça etkili olduğunu ve bu durumun dünyadaki iki önemli ve güçlü topluluğun arasında önemli bir bağ olması açısından etkili bir detay olduğunu söyler elhoim. sonuç olarak vorhilon seçilir ve detaylar ona aktarılır;
dünyadaki canlı yaşamı uzaylılar yaratmıştır ancak insanoğlu bu gizeme tanrı adını verip açıklama yapılmasına dahi herhangi bir olanak bırakmadan üstünü örtmüştür. uzaylılar insanların ilk etapta bunu bilmesini istememiştir çünkü insanlık bunu bilecek bilince daha ulaşmamıştır. ancak uzaylılar vorhilon’un karşısına çıktıklarında insanların bunu bilecek olgunluğa eriştiğini ve bir elçiyle tekrar dünyayla temas kurmak istediklerini söylemişler.
( burada insanın aklına ‘neden kendi yarattıkları bir toplulukla buluşmak için bir elçiye ihtiyaç duydular?’ sorusu geliyor. neyse sorular sizde kalsın, nasılsa her dinde olduğu gibi cevapsız kalacaklar.)
uzaylılar bu detayların arasında 2035 yılında kendi kolonladıkları insanoğlunun yaşadığı dünya üzerinde tekrar hakimiyetlerini kuracaklarını ve vorhilon’u; bunu insanoğluna öğretmesi ve alıştırması için seçtiklerini söylemişler. o günden sonra vorhilon istenileni yapmış ve raelian tarikatını kurmuş ve bildikleri üzerine kutsal bir kitap da yayınlamış; uzaylıların verdiği mesaj.
kitapta uzaylıların insanlardan yapılmasını istedikleri şeyleri emirler halinde kaleme almış.
84 ülkede 75 bin müridi olduğu tahmin edilen raelian tarikatının istekleri arasında israil'de uçan daire şeklinde bir elçilik binası kurulması da varmış. (bunu uzaylıların talep ettiğini söylüyorlar.)
israil’in reddetmesi durumundaysa uzaylıların geleceği yönetecekleri yerin merkezinin yani elçilik binasının filistin, türkiye ya da mısır'da olmasını talep ediyorlarmış.
ilk talep edilen yer olan israil’e 1990’da, tarikat bu isteklerini aktarıyor. ancak israil bu talebi ısrarla geri çeviriyor. vorhilon uzaylıların bu duruma çok kızdıklarını ve ilk talep edilen yer olan israil’de elçilik binasının kurulmaması durumunda israil’e büyük bir ceza verileceğiyle ilgili tehdit ettiklerini söylüyor.
kabaca bütün amaçlar ve ilerleme süreci diğer dinlerdekiyle benzer. sadece raelian tarikatında tanrı yerine elhoim var. ve bu tarikat, dinlerin aksine tanrısız dinin savunucuları olarak dine ve evliliğe karşı çıkıyorlar. ve diğer peygamberlerin de elhoim’ler tarafından gönderildiğine inanıyorlar. hatta iddialarına göre hakkında türlü teori ortaya atılan nuh’un gemisi bir uzay gemisi. nuh da bir elhoim elçisi.
diğer bir iddiaları ise oldukça şaşırtıcı. çünkü bizim hep kötü melek olarak bildiğimiz şeytanın da bir elhoim olduğunu ve uzaylılar arasında şu andaki konumunda; yani muhalif görüşteki bir uzaylı olduğunu savunuyorlar.
dinlerle olan bir diğer benzerliğine gelirsek bu tarikatın inancında da dünya'nın sonu var. ancak dünya'nın sonu olacak olan o dehşetli resimden bir tek elhoim’liler, yani tarikat üyeleri kurtulacak. raelian olan hiç kimse gerçek ölümü tatmayacak ve sonsuz olacak. çünkü tarikat üyesi olmanın bir geleneği olarak üyeliğe girişte sözde kişinin dna’ları örnek olarak uzaylılara gönderiliyor. olası bir afet ya da ölüm durumunda o kişi o dna’dan tekrar klonlansın ve yaşamına devam etsin diye. anlayacağınız insanın en temel güdüsü olan yaşama güdüsü ve egoları tekrar kullanılıyor ve bum!
ölümden sonra yaşam tekrar vaat ediliyor. şaşırdık mı? ben şaşırmadım. çünkü insanın ego’sunu tatmin edebilecek en büyük koz bu; varlığını sürdürme motivasyonu.
tarikat durmuyor tabii. müritlerinden elde ettiği gelirlerle clonaid şirketi aracılığıyla insan klonlama faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. sandığınızdan daha fazla müride sahip olan bu tarikatın bir üyesi de şirketin başkanı olan ve aynı zamanda moleküler biyoloji profesörü olan brigitte boisseiler.
ancak profesörün tarikatle olan ilişiği ortaya çıkınca şirketle olan ilişiği kesiliyor ve amerika’ya gidiyor. burda da boisseiler tehlikeli olarak ilan ediliyor ve amerika topraklarında herhangi bir faaliyette bulunması yasaklanıyor.
tarikat bunla da kalmıyor. 26 aralık 2002’de ilk klonlanan insanın doğduğunu açıklıyor. adı söylenmeyen 30 yaşındaki bir kadından alınan dna’yla klonlanan bebeğe `eva (havva)` adı veriliyor.
korkutucu gelişme ise şu; clonaid şirketinin, güney koreli bilim adamlarının geliştirdiği kopyalama makinesiyle laboratuvarda faaliyetlerine devam edeceği tarikat tarafından açıklanıyor. rmx 2010 adlı cihaz çekirdeği alınmış yumurtayla vericinin genetik malzemesini birleştirerek insan kolonlanacağını vaat ediyor. aynı yöntemle 25 bin yıl önce insanların uzaylılar tarafından yaratıldığını iddia eden tarikat lideri ve üyeleri bu gelişmeler için ciddi bir maddi olanak sağlıyor.
dünyanın birçok yerinde tehlikeli tarikatlar arasında yer alan tarikatın düşünce şekli ve eylemleri bana kalırsa da oldukça ilginç ve bunun yanında da yine oldukça sıradan. sonsuz yaşam, diriltme, ölümden sonra yaşam, ceza, vahiy, seçilmiş insan, peygamberler, kutsal kitaplar, yaratıcı iddiaları.. hepsi zaten yüzyıllardır bildiğimiz bir şey değil mi? burada ufkumu açan şey; bu tarikatın iddialarının diğer dinlerdeki gibi geçmişle alakalı değil gelecekte insanların tasvir ettiği o uzaylı istilasına oldukça yakın olması.
kaynak: kuha (kitle uyandırma harekatı)