bu işin teknolojik ve sosyal (hatta psikolojik de diyebiliriz) 2 kısmı var, incelenmesi gereken.

1- teknolojik bakımdan ele alırsak

işin özü şu; beynin detaylı bir haritasını çıkarıp bilgisayar ortamına yükleyebilirsiniz ama şu an için bu pek mümkün değil.

insan beyninde çok sayıda nöron var ve beynin tam olarak nasıl çalıştığını %100 oranında bildiğimiz söylenemez. bir şeyi bilgisayar ortamında modelleyebilmek için onun detaylarını büyük ölçüde bilmek gerek. kalan kısmı da iterasyon ile belki doldurabilirsiniz ama beyin için bu biraz zor. sonuçta her denediğinizde aynı sonucu almayı beklediğiniz bir deneyden bahsetmiyoruz. çalışma şeklini tam olarak bilmeden boşluklarını "kafamıza göre" dolduramayacağımız, her defasında davranışı, tepkileri değişik olabilecek bir yapıdan bahsediyoruz.

diyelim ki bu sorunu çözdük ve canlı bir beyni modelledik. beynimizin karar mekanizması olasılıklarla paralel çalışır. en basitinden, bir işi yapmaya ya da yapmamaya karar verirken birçok olasılığı gözden geçirir, buna göre bir sonuca varırız. bazen 2-3 seçenek arasında kalırız. mesela sizden 3 tane kopya olsa, bunların hepsinin aynı olayda aynı kararı verip sonuçları aynı eyleme dökeceği şüpheli. bu durumda bir noktaya kadar siz olan kopyalar, o noktadan itibaren siz olmaktan çıkıp farklı karar veren farklı bir kopya olabilir. bu da aktarılan zihnin hâlâ sizinki olup olmadığı tartışmasını doğurabilir.

bir başka nokta şu; insan beyni zaman içerisinde evrimleşti. onu bir bilgisayar ortamına aktardığımızda, uzun vadede evrimleşmesi için bir sebep yok. bugün kullandığınız excel'i 100 sene sonra yükleyip kullansanız yine aynı program olacaktır. neticede evrimle değil, belirli kalıplarla modellendi ama canlı olan gerçek beynimiz için durum farklı.

2. psikolojik ya da sosyal ve hatta biyolojik açıdan ele alırsak

öncelikle şunu bilmek gerekiyor ki bunun ölümsüzlüğü sağlamakla hiç ilgisi yok. birisi sizin bilgisayardaki kopyanızı herhangi bir sebeple kapatmaya karar verirse her şey son bulur. bilgisayar ortamında olmak, çok sayıda kopyalanmış olmak, sonsuza dek var olmakla aynı anlama gelmiyor. çok eski programların bir çoğunu kullanmıyoruz artık. bu da biraz ona benziyor.

ikinci olarak, kopyalanmış bir zihnin sizinle aynı kişi olmaktan çıkacağını fark etmek gerek. buna yukarıda değindim zaten. beyin yapısı çok benzeyen ikizleri, üçüzleri falan düşünün. bunların hayatı ve kararları birebir aynı değil. ufak bir karar farkı kelebek etkisi gibi ilerleyip çok büyük değişimlere yol açabilir. bu da iki kişiyi tıpatıp aynı kişiler olmaktan çıkarır. biyolojik siz ile dijital siz arasında bu şekilde bir ayrım gerçekleşirse o zihin sizinki olmaktan çıkabilir.

son olarak, istediğiniz kadar kopyalayın; o artık sizinle ilgisi olmayan başka bir bilinç olur. sizin beyniniz bedeninizde kalmaya devam eder ve öldüğünüzde onun da sonu gelir. bilgisayar ortamındaki bilincinizin ise bundan haberi bile olmayacaktır.

sonuç olarak 

evet; teknik olarak, yakın ya da uzak bir gelecekte, bir bilinci modelleyip bir makineye kopyalayabilirsiniz ama görünen o ki bunun size manevi anlamda pek bir faydasının olmayacağını da kabul etmek durumundasınız.