İngilizce öğrenmek en başta sizi, çalıştığınız işte daha değerli bir insan haline getirir. Çoğu devlet kurumunda İngilizce başta olmak üzere, bir yabancı dil bilmeniz halinde ek ücret alabilirsiniz. Özel sektörde ise İngilizce bilmeyeni artık kapıdan içeri bile almıyorlar. (İstiyorsanız deneyin yine de? Ama sonra karışmam...)
Bir dünya vatandaşı haline gelirsiniz. Bu ne demek? Her milletten insanla iletişim kurabilirsiniz demek. "Google Translate veya başka çeviri uygulamaları Türkçeden de çeviri yapabiliyor" demeyin, İngilizceden çeviri yaparken çok daha iyi sonuç alırsınız. Bu abinizi dinleyin, "are you kola?" olmayın.
Benzer şekilde, bir konuyu araştırırken esas kaynakların çoğunlukla İngilizce olduğunu da acı bir tebessümle göreceksiniz eğer İngilizce bilmiyorsanız. Türkçe veritabanı İngilizceye kıyasla kısıtlıdır: Türkçe arama yaptığınızda kaynağı belli olmayan, tık tuzağı kıvamında içeriklere yakalanma ihtimaliniz, İngilizce aramaya kıyasla çok daha yüksek. Sonra kendinizi haber sitelerinin kulaktan dolma bilgileriyle dolu sayfalarında bulmayın, benden söylemesi.
Altyazılı bir film izlemek istiyorsanız illaki Türkçe altyazı aramak zorunda kalmazsınız. 1934 tarihli Japon filmi Tonari no Yae-chan'in bile İngilizce altyazısı vardır, Türkçesi çok büyük ihtimalle yoktur. Olsa şaşardım zaten. (Baktım, harbiden de yokmuş. Peh...)
Sevgilinizle birlikte gittiğiniz, İngilizce konuşulan bir ortamda mahcup olmazsınız bir de. Başkaları therefore'lar, should have been'ler ile coşarken elinizdeki minik couldn't ile yetinmezsiniz.
One More Cup of Coffee'yi muhtemelen bayıla bayıla dinliyorsunuz ama sözlerine hiç baktınız mı? Veya dinlerken anlayabildiniz mi? İngilizceyi söktüğünüz zaman Bob Dylan gibi şakır şakır içinden geçersiniz İngilizce şarkıların. Sevdiğiniz bazı şarkıları daha çok seversiniz.
Benzer bir şekilde, ilgilendiğiniz alanda her kitap Türkçeye çevrilmez, çevrilse de bu çok zaman alabilir. İngilizce kitap okuyacak seviyeye gelirseniz, bir kitap/dergi çıktığı anda alıp okuyabilirsiniz. Dünya vatandaşı olursunuz demiştim... Böyle böyle alınıyor o vatandaşlık işte.