TARİH 9 Haziran 2017
134b OKUNMA     1664 PAYLAŞIM

Homo Erectus'ların Avrupa'ya Geçiş Yolundaki Güzergahlarından Biri: Yarımburgaz Mağaraları

İstanbul Küçükçekmece'de bulunan ve kıymetini yıllardan beri bilemediğimiz Yarımburgaz mağaralarını Sözlük yazarları anlatmış.


yaşadığımız coğrafyadaki, yani türkiye cumhuriyeti sınırlarındaki bilinen en erken yerleşim örnekleri yarımburgazdadır. daha önce de yazmıştım, yine yazayım. belki dikkat çekeriz.

azıcık bilimci ve entel görünmek isteyenlerin alt paleolitik çağ dediği, ancak bize ilkokulda öğretildiği şekilde eski taş çağı olarak bildiğimiz, yani günümüzden dört yüz bin yıl önce (rakamla 400.000) insanlar bu yarımburgaz mağarasında yaşamış. günümüzde ise orospu çocukları içine sıçıyor.


neyse konumuza dönelim. yarımburgaz mağarası iki oyuktan oluşuyor dolayısıyla mağaraları diyoruz zaten. yukarı mağara daha ufak ve ortaçağlarda şapel/kilise olarak kullanılmış. yani bu mağara kompleksi (ayh cümleyi kurarken orgazm oldum) ortaçağa kadar insan yerleşimine sahne olmuş genşler. aşağı mağara ise daha büyük ve asıl olayın döndüğü yer de burası. alt paleolitikten başlayarak roma/bizans dönemine kadar gelen 16 arkeolojik tabakası var.


12-16. tabakalar arası alt paleolitik döneme tekabül ediyor. bu tabakalarda bir adet homo erectus türü insana ait diş fosili de bulunmuş.

günümüzde el birliğiyle içine sıçtığımız çok önemli arkeolojik bulgular içeren bu mağara, çok da uzakta değil, küçükçekmece altınşehir'de. şirinevlerden minibüse binip gidebilirsiniz. hatta biraz ayıysanız, mağaranın duvarlarına siz de "seni seviyorum nursema" falan yazabilirsiniz. hatta "bel fıtığı" bile yazabilirsiniz. sonuçta ne kadar evrim şu bu denilse de, bu coğrafya insanı olarak bulduğumuz her duvara yazı yazma ilkelliğinden vazgeçemedik.


tarih içinde bölgede görülen ilk yerleşik insandan bizans'a uzanan kalıntıların 1980'li yıllarda ortaya çıkarılmaya başlandığı, dünya tarihi ve hadi çiğ faydacı bi dille konuşalım turizm için çok önemli bir yer. konuyla ilgili coşkun aral'ın iz tv'de yayınlanan bir belgeseli var. 


izledikçe çılgına dönmemek imkansız; göz göre göre talan edilmiş, içine edilmiş: mantar üretimi yapanlar mı istersiniz, çevreden mağaraları demlenme mekanı olarak kullananlar mı, iski inşaatı mı ve en beteri de filmciler mağaraları feci şekilde tahrip etmişler. 


konuyla ilgisiz insanların cahilliğinin boyutunun ne kadar büyük olduğunu tartışmaya çok da gerek yok, bu zaten elde bir ama bir de konunun uzmanları var, arkeologlar var. orada kazı yapanlar, gidip yabancı bilim insanlarıyla ortak çalışmalar yürütenler. söyledikleri şu: ne mercilere ne yazılar yazılmış ve sonuç alınamamış. beceriksizlik de cahillik kadar bunaltıcı, iç karartıcı.