Hem İngiltere, Hem de Fransa Kraliçesi Olmuş Tek Kadın: Akitanyalı Eleanor
batı edebiyatında ‘’eleanor of aquitaine’’ olarak geçen, orta çağ'ın en güçlü kraliçelerinden biri eleanor.
fransa kralından sonra ingiltere kralı 2. henry’le yaptığı evlilik ve ingiltere kraliçesi olması sayesinde iki ülkeyi kültürel açıdan birleştirmiş, o zamanlar her açıdan hayvan gibi davranan asilzadeleri troubadour, courtly love, chivalry gibi kavramları destekleyerek adam etmiştir. bu kavramlardan çıkan ''beyaz atlı prens'', ''şövalye ruhlu asilzade'’ gibi karakterler sayesinde ingiliz ve fransız edebiyatına çağ atlatmış, yeni bir boyut getirmiştir. bir halk hikayesi olan kral arthur ve yuvarlak masa şövalyelerinden başlayan chivalric romance geleneği cervantes’in modern romanın ilk örneği sayılan don kişot’una kadar gitmiştir bu hatunun başlattığı edebi akım sayesinde.
bu chivalric romance kavramı bugünkü orta çağ algısını eğip büküp değiştirmiş, disneyland’daki şatoya, prenslere, prenseslere, adil ve yakışıklı kral imajına ilham kaynağı olmuştur.
eleanor’un yaptıkları şu anda bakıldığında çok da önemli görünmeyebilir ancak, o dönemin edebiyat ve kültürde avrupa’nın nisbeten karanlık çağları olan orta çağ olduğunu, insanların yemeklerini trencher adı verilen ortası çukur ekmeklerin içinden yediğini, bu ekmeklerin sürekli kullanılarak küf ve pislik içinde kaldığını, insanların ayda yılda bir banyo yaptığını falan düşünürsek, kendisinin edebiyatta olsun, kültürde olsun bu tarz bir genel görgü, temizlik ve kibarlık hareketini destekleyerek uzun vadede oldukça büyük bir gelişmeye yol verdiğini görebiliriz.
louis xiv'ün kadın versiyonudur eleanor. daha 15 yaşında bir kızken hem akitanya düşesi (o dönem fransa krallığına tabi olan en güçlü dükalıklardan biri) hem de fransa kraliçesi olmuştur.
fakat, sanırım eşini yeterince hırslı veya güçlü bulmadığından, yıllar sonra karşılıklı anlaşma ile boşanmış ve normandiya dükü henry ile evlenmiş. fransa kralından hiç erkek çocuğu olmamasına rağmen, henry'e verdiği sekiz çocuğun beşi erkek olmuş. henry tam düşesin aradığı tipte bir adammış. zira, normandiya'nınkinden sonra ingiltere tacının da sahibi olmayı ve karısının akitanya'sı ile birleşerek avrupanın en güçlü ve zengin hanedanını kurmayı bilmiştir. kurduğu muazzam plantagenet hanedanı üçüncü richard'ın bosworth savaşında yenilip ölmesine kadar ingiltere'ye hükmetmeye devam edecekti. shakespeare'in henriad'ı tamamen bu hanedana mensup krallar üzerine yazılmıştır.
eleanor, şövalyeliğin romantik yanına tutkun biri olmasından dolayı oğlu aslan yürekli richard'ı da buna uygun bir şekilde yetiştirmiştir. richard bugün hala, dilini bilmediği, neredeyse hiç uğramadığı, on seneden az hükmettiği ingiltere'nin en büyük krallarından biri olarak anılmaktadır. richard'ın zamansız bir şekilde öldüğü ve bir baltaya sap olmaz kardeşi yurtsuz john'un kral olduğu 1199 yılında eleanor hala hayattaydı ve her zamanki gibi avrupa'nın en güçlü insanlarından biriydi. 1204 yılında nihayet öldüğünde seksen yaşını geçmişti -ki bu o dönem için gerçek anlamda büyük bir yaştı.