HOBİ 24 Ekim 2025
3,9b OKUNMA     58 PAYLAŞIM

Haritadaki Şehirlere Elektrik Dağıtmaya Çalıştığınız Muhteşem Kutu Oyunu: Power Grid

Alman tasarımcı Friedemann Friese imzalı, 2004 çıkışlı kutu oyunu Power Grid (orijinal ismiyle Funkenschlag), ülkemizdeki oyun kafelerde bulabileceğiniz nefis bir tasarım.

Nedir bu oyun?

power grid dediğimiz oyun, birkaç kart ve bir board'u mba simülasyonuna çeviren bir kardeşimiz. friedemann friese imzalı bu oyunda elektrik üretip şehirleri aydınlatıyorsun ama mesele kablo döşemekten çok, ekonomik dengeyi tutturmak. her tur açık artırmalar, kaynak stoklamalar ve “ulan bir tur daha beklesem kömür ucuzlar mı acaba” iç hesaplaşmalarıyla geçiyor. yani bir yandan yatırımcı, bir yandan enerji baronu, bir yandan da excel tablosuna bakarken gözleri kanlanan muhasebeci gibisin.

işin güzelliği, oyunun seni sürekli diken üstünde tutması. çok da ağıra kaçmadan birden fazla faktörü hesaplamak durumunda bırakması. çünkü sen almanya’da rüzgâr türbinleri kurarken (yakıt satın almadan evlere elektrik vermeni sağlıyor bunlar), yan masadaki arkadaşın kömüre kaç para versem hesabı yapabiliyor. kaynak kıtlığı, fiyat dalgalanmaları ve o meşhur “bir şehre daha kablo çektim, param bitti” anları power grid’in ruhu. ekonomik model o kadar sağlam ki, bazı ülkelerde müfredata koysalar kimse itiraz etmez. hatta bence okullarda okutulmalı. diktatör olsam ilkokul 5'te oynattırırdım yurdumun dört bir yanında bunu.

ama dürüst olalım: bu oyun herkesin harcı değil. kurallar biraz kompleks, planlama biraz obsesif, süre biraz uzun. yani 4 kişinin de oyunu iyi bildiğini varsayarsak bile 3 saate yakın sürer herhalde. fakat avrupa temelli strateji (euro game deniyor bunlara, catan da bir euro geym mesela) severler için mis gibi bir deneyim. oyunun sonunda kimse gülmüyor ama herkes “ben bu hatayı bir daha yapmam” diyor.


power grid 2004’te çıktığında masaüstü oyun dünyasına ekonomi 101 dersi verdi. insanlar bugün bunu unutuyor. en büyük yeniliği, kaynak fiyatlarının arz-talep dengesine göre değişmesiydi, her tur piyasadaki kömür, petrol, çöp ve uranyumun fiyatı oyuncuların alımına göre şekilleniyor. daha sonraki pek çok ekonomik oyuna ilham verdi bu mekanik ama ilham vermesinden de öte, hala çatır çatır oynanabiliyor, risk veya catan gibi kötü yaşlanmamış. ayrıca, açık artırma mekaniğiyle oyuncuların birbirinin bütçesini analiz ettiği o gerilimli anlar, 2000’lerin başında masa oyunlarına stratejik derinlik kazandırdı. yani power grid sadece “en çok şehir kuran kazanır” oyunu değildi, aynı zamanda “kim daha iyi fırsat kollayıp doğru anda frene basar”ın testi oldu.

power grid güzel çünkü plana yatırım yaptıkça seni ödüllendiriyor. şans faktörü minimum çünkü zar yok oyunda. şans yeterli derecede mevcut, en fazla yeni açılan enerji santrali kartları sürpriz oluyor. her şey planladığın gibi giderken birinin sana son saniyede santral kaptırması ya da kömür fiyatlarının uçması, hem sinir bozucu hem de tatmin edici. oyunu bitirdiğinde “bir daha oynayalım, bu kez farklı bir şeyler deneyeceğim” diyorsun çünkü her turda yeni bir ekonomi, yeni bir taktik, yeni bir hüsran doğuyor. power grid, sabrı olanlar için strateji dediğimiz şeyin keyfini yaşatan, masa üstünde beyin çalıştıran ama kalpten bağlanılan bir klasik. 2004’te çıktı ama hâlâ “ciddiyetin” ve “zekânın” masada en yüksek voltajla buluştuğu oyunlardan biri. bzzzt!

Ekşi Sözlük'ten oyun için gelen yorumlar

power grid, şahsıma kutu oyunlarını sevdiren mükemmel oyundur. 2011 yılı civarı, üniversitemin bilim kurgu kulübünün düzenlediği kutu oyunları gününde oynamış ve çok sevmiştim. her ne kadar tecrübeli oyuncular tarafından basit bir giriş oyunu olarak addedilse de; arz-talep dengesine göre akıllıca düzenlenmiş yakıt piyasası, diğer oyuncularla yüksek etkileşime girmenizi ve heyecan duymanızı sağlayan açık artırma evresi ve her oyuncu/step'e göre ayrıca hesaplanmış olan farklı mekanikleri (restock gibi) oyunu oldukça özgün kılıyor. uzun vadeli stratejiler kurmanız ve oyun boyu yakıt/santral/ev ilişkisini dengede tutmanız gerekiyor. özellikle step 2'nin başlarında biraz para biriktirip step 3 civarına gelindiğinde bu parayla atılım yapmanız en mantıklısı. tabii diğer rakiplerin durumunu da gözetmek gerek... terraforming mars gibi binbir değişkenin oyuncular arasındaki iletişimi düşürüp masayı sessizleştirdiği oyunlar yerine, power grid gibi açık artırma ve haritada yer kapma gibi etkenler sayesinde herkesin belli bir amaç uğruna kıyasıya yarıştığı ve minimal farklarla biten stratejileri sanırım daha çok seviyorum. ayrıca oyun, çıkışından beri 15 yıl geçmesine rağmen, catan gibi günümüze göre demode kalmayıp oldukça iyi yaşlanmış durumda.

kuralları ilk bakışta karmaşık gibi görünse de bir defa anladıktan sonra su gibi akıp giden bu oyunu öğrenmek için şu iki video fazlasıyla yeterli olacaktır, ben bunlar sayesinde öğrendim:

kural anlatımı


heavy cardboard 3 saatlik oynanış videosu

power grid'in birçok dinamiği var

- ev sayısı fazla olanın hamle sırasının sonra gelmesi

- aynı kaynağı kullanan santraller çoğunluktaysa hammadde fiyatlarının talep nedeniyle yükselmesi

- oyunun bitme şartının ev sayısı olması ama kazanma şartının en fazla evi aydınlatabilmek olması

- santral alımının açık arttırma şeklinde olması ve önde olanın arttırmaya ilk başlaması

oyunu sürekli ortada bırakıyor. bir önceki el en geride görünen kişi oyunu birinci tamamlayabiliyor.

farklı miktarlarda kömür, petrol, uranyum ve çöp kullanan, farklı miktarlarda evi aydınlatabilen santraller olduğu gibi rüzgar enerjisiyle çalışan santraller de var. oyunun başlarında kaynak kullanmadan elektrik üretip dağıtmanın faydalı olduğu söylenebilir.

kısacası power grid karmaşık görünmesine rağmen basit bir oyun düzeni olan keyifli bir oyun.

Nerelerde bulabilirsiniz?

Goblin Oyun Kulübü / İstanbul

Kanlıca Teras Kafe / İstanbul

Da Vinci Board Game Cafe / Ankara

D20 Masaüstü Oyunları Kulübü / İzmir

Meeple Board Game Cafe / Eskişehir