KÜLTÜR 12 Eylül 2016
37,8b OKUNMA     914 PAYLAŞIM

Güzel Kıyafetlerin Giyilip Vitrindeki Porselenlerin Masalara Çıkarıldığı Bol Öpücüklü Bayram Alışkanlıkları

Her zamankinden daha özenli, daha güzel, daha lezzetlidir bayramlar. Yıllardır gözü gibi bakılıp tozu alınan örtüler masaya serilir, en güzel cam kaselere çikolatalar doldurularak bir araya gelinir. Sahi ne güzeldir...
iStock.com

bayram; sandıktaki kanaviçeleri evde en güzel yerde görmektir,
saklanan porselenleri masaya dizmektir! güzel kokular sürüp-incilerini takan büyük kızların, yeni mendillerini takımlarının cebine yerleştiren büyük erkeklerin pamuk ellerini öperken çizgili yüzlerindeki gülümseyiştir.
küçüklerin harçlık hesabı yapan meraklı gözleridir, şeker mutluluğudur.
bayram merhamettir,sevmek-sevilmektir.

kaybetmek istemediğim değerlerden biri benim için bayram. "dini bayram" olarak nitelendirip geçiştirmek değil benimki. bunu yaşayan bir kültür olarak görmek daha çok. dinsel bir törenden çok daha ötesi. 

bayram benim için bayram namazıyla başlar. sabah erkenden kalkar, günlük kıyafetlerimi giyer ve namaza giderim.

iStock.com


yılda 2 kez olduğundan ve camiye gitmek alışkanlığım olmadığından dolayı ekseriyetle yanlış kılarım o namazı da. (bkz: bayram namazı/@g man) çıkışta mahalle esnafından beni tanıyanlar -ki onlar da yaşadığım yere göre nispeten orijinal bir tipte olduğumdan bilirler beni- ile bayramlaşır yoluma devam ederim.

bayram namazı haricinde her bayram rutin olarak yaptığım şeyler ise, her namazdan sonra babaannem ve annem için birer buket çiçek almak, mahalledeki börekçiden kıymalı pide alarak önce babaanneye sonra eve börek bırakmak. basit şeyler aslında; fakat yapmaktan aldığım zevk gerçekten çok büyük. o böreğin tadı sanki bayramda daha da başka oluyor. bir de kahvaltıyı yalnızca buna benzer günlerde edebilen biri olarak keyifle içiyorum normalde yüzüne bile bakmayacağım çayı.

bunun yanı sıra bayram sabahı mutlaka evde barış manço şarkıları dinleyip çocukluğumu yâd ederim. 


param olsa da olmasa da en azından o hafta aldığım -çorap bile olsa- yeni kıyafetleri giyer evde otururum. genelde takım elbiseyi tercih etsem de arada casual da takılmıyor değilim hani. gelen giden pek olmaz bizim evet; fakat yine de yeni kıyafetlerle barış manço şarkılarıyla, doldurduğum şeker kutusunda çocukların gelmesini -ki son yıllarda onlar da gelmez oldu- beklemek benim için vazgeçilmez.

herkese iyi bayramlar ey sözlük ahalisi.

adetlerine bayıldığım özel gün...

sabah tüm aile aynı saatte uyanır.erkekler namaza gider.kadınlar kahvaltı hazırlar; her şey özel olmalıdır o yüzden her sabah yenmeyen şeyler hazırlanır.erkekler geldiğinde bayramlaşma anı gelmiştir. önce anne ve baba bayramlaşır, akabinde çocuklar...anne babamın eli öpülür ve kahvaltıya geçilir.

iStock.com


kahvaltıdan sonra herkes en güzel kıyafetlerini giyer ve komşular gezildikten sonra, önce baba tarafı gezilir,sonra anne tarafı *...babaanne kesin loğuk yapmıştır, deli gibi yersin.her ziyaretten sonra harçlıklar hesaplanır ve uzun zamandır görüşülmeyen sevilenlere sürprizler yapılır...artık 500üncü kez teklif edilen baklavayı reddetmek için bin takla atılır, tatlıyı yemek istemeyen misafire "ama bu ev baklavası, çok hafif..."denir, sanki baklavanın hafifi olurmuş gibi...bayramın son gününde ise şekerlikte kalan tüm şekerler çocukların önüne verirlir.işte o an bayram bitmiştir...

her gününde akşam eve yorgun dönülse de, hatta sadece bayramlarda giyilen iskarpinler insanın topuğunu paralasa da zevklidir bayram ve bayramın tadını en çok kalabalık aileler çıkarır...

aile ve akrabalar ile zaman geçirme hususunda doz aşımı yaşatan günler..

Aynı zamanda sevilenlerin eksikliğini en çok bayramlarda hissederiz...

ölen bir büyüğün ardından, onsuz geçirilecek ilk bayramsa söz konusu olan, çok acı ve yalnızlık doludur.ne mezarlığa yapılan ziyaret ne de onu sık sık düşünmek, onunla birlikte geçirilen bayramların sıcaklığıı sağlamaz. özlersin, o güzel, pamuk ellerini öptüğün bayramları. (bkz: ölen birini özlemek)kısacası sevilen insanlarla geçirilen bayramların kıymeti bilinmeli.

iStock.com

anneannnemin evinde 20-30 kişi edilen kahvaltı... babaannemin evinde yenen yemek. bayramlık elbise, mendil, lokum, harçlık... yaşarken o kadar sıradandı ki... sonra o sofradan birer ikişer kalktılar... mesafeler, birbirinden kopuk yeni kuşak ve sıralı sırasız ölümler. meğer nasıl kalabalık bir sevinçmiş, ne şen seslermiş, zamanla kaybolurken hafızamda, görüntüler görüntüler...

ben bu bayramda kalan büyüklerimin ellerinden öpeceğim. çünkü biliyorum bugünler de hatıra olacak. biliyorum bugünler de özlenecek. keşkelerin, uktelerin yerini iyi kiler doldursun diye...

artık o kadar azız ki, bizim kapımızı kim çalacak acaba yaşlandığımızda, düşününce yalnızlık çöküyor.