TARİH 29 Temmuz 2025
8,3b OKUNMA     141 PAYLAŞIM

Günümüzde Sadece Amerika'da Devam Eden Bir İnfaz Yöntemi: Gaz Odası

Bir zamanlar Nazi kamplarının simgesi haline gelen gaz odaları, bugün hala ABD'de bazı eyaletlerde infaz yöntemi olarak kullanılmaya devam ediyor.

gaz odası; insanları veya hayvanları gazla öldürmek için kullanılan, içine zehirli veya boğucu bir gazın verildiği kapalı bir bölmeden oluşan bir oda.

günümüzde ölüm cezasının gaz odasında infaz edildiği tek ülke amerika birleşik devletleri'dir. çoğu ceza infaz kurumundaki gaz odaları dışarıdan auschwitz-birkenau ve diğer birçok nazi toplama kampında bulunan binalara benzer.

aslında bu tarz infazların hitler ve nazilerden 140 yıl önce ilk kez fransızlar tarafından uygulandığı söylenmektedir; amerikan bağımsızlık savaşının meşhur simalarından mareşal jean-baptiste donatien de vimeur tarafından, haiti devrimi esnasında, toplu infaz yöntemi olarak kullanıldığı ve isyan sırasında yakalanan 100.000 kadar esir ve kölenin, tutuldukları ticaret gemilerinin ambarları kükürt dioksitle doldurulmak suretiyle, katledildiği iddia edilmektedir (bkz: le crime de napoléon,claude ribbe).

Nazi'lerden kalan bir gaz odası

iddiaların gerçekliği bilinmez, yaklaşık 120 yıl sonra, abd, nevada'da 1924 yılında gee jon isimli mahkum birleşik devletlerde ölümcül gazla idam edilen ilk kişi olur;

i. dünya savaşında cephelerde gerçekleştirilen yoğun gaz saldırılarının -hızlı ölümle sonuçlanan- başarısından etkilenen devlet erkanı 1921 senesinde zehirli gazın idam cezalarında kullanılması için hazırladıkları yasa tasarısını eyalet meclisinden geçirirler. insani infaz yasası olarak adlandırılan tasarı, idamların mahkûmların hücrelerinde uyurken, habersiz bir şekilde gerçekleştirilmesini öngörmektedir.

yasanın meclisten geçmesini müteakip hapishane yetkilileri önce, çinli göçmen 29 yaşındaki, gee, uyurken doğrudan hücresine siyanür gazı pompalamaya çalışırlar ancak gaz hücreden sızdığı için başarılı olamazlar. ardından mahkûmlar tarafından geçici bir gaz odası inşa edilir, infazdan bir gün önce, odanın ölümcül etkisini test etmek için iki kedi yavrusu testte tabi tutulur, sonraları kedilerin "anında ve acı çekmeden" 15 saniye içinde öldüğü açıklanacaktır. gee jon ise 8 şubat 1924 sabahı hidrosiyanik asit ile idam edilir, son yemeği jambon, yumurta, kızarmış ekmek ve bir fincan kahvedir. infazın başarılı olduğu duyurulsa da ölümü acı içinde olmuştur. çünkü gaz odasındaki ısıtıcı arızalanmıştır ve içeriye salınan hidrojen siyanür asidi hava soğuk olduğu için hem gaz hem de sıvı halde yayılmış bu nedenle ölüm dakikalarca sürmüştür. vücudundaki gazın zehirleyebileceği korkusuyla gee'ye otopsi yapılmaz. reno gazette-journal'ın haberine göre carson city'deki dört hapishane gardiyanı idamdan iki gün önce istifa ederek infazda hazır bulunmaktan kaçınmıştır.


böylelikle başlangıçta mahkumların hücrelerinde uyurken gazı solumaları fikrinin pek de pratik olmadığına karar verilir ve bunun yerine gaz odası geliştirilir.

yöntem, 1937-1940 yılları arasında litvanya'da da uygulanır. ocak 1937'de ceza kanunu, o tarihlerde daha medeni ve insancıl görülen gazla infazı sağlayacak şekilde değiştirilir. amerikan ve alman modelinin aksine, tuğladan yapılmış litvanya gaz odası, harici bir depolama silindirinden sıkıştırılmış ölümcül gaz verilerek çalışmaktadır ( bkz: the gas chamber in prewar lithuania 1937–1940,sigita cerneviciute). ilk infaz 27 temmuz 1937'de gerçekleştirilir, 37 yaşındaki bronius poguzinskas, yahudi bir aileden beş kişiyi öldürmekten hüküm giyer ve idam edilir.

sovyetler birliği'nin de büyük temizlik ( great purge) sırasında infazları gerçekleştirmek için bu yöntemin kullandığı iddia edilmektedir. mahkumların, nkvd'nin (bkz: içişleri halk komiserliği) normalde mahkumları vurarak infaz ettiği butovo atış poligonu'na götürülürken yolda gaz kamyonlarında öldürüldükleri bazı yazarlarca dile getirilir ( kgb: the state within a state. the secret police and its hold on russia's past, present and future, yevgenia albats- the origins of nazi genocide: from euthanasia to the final solution, henry friedlander).

halihazırda, uzun zamandan beri, kuzey kore'de de gaz odasında gerçekleştirilen infazların olduğundan bahsedilmektedir. bbc news, 1 şubat 2004 tarihli bir haberinde sovyet gulag'ları örnek alınarak kurulan hapishanelerden bir tanesi olan kamp 22'de "siyasi tutuklular üzerinde özel olarak inşa edilmiş gaz odalarında kimyasal deneyler yapıldığına" tanık olduğunu söyleyen, kampın eski güvenlik şefi kwon hyok'un bir röportajı yayınlamıştır.

günümüzde abd'de 9 eyalet ( alabama, arizona, arkansas, california, louisiana, mississippi, missouri, oklahoma ve wyoming ), zehirli iğnenin uygulanmasında engel bulunması, hükümlünün ilgili yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce suç işlemesi veya gaz odasında ölmeyi seçmesi gibi durumlarda bu tür bir infaza yasal olarak izin vermektedir. alabama, mississippi ve oklahoma azot hipoksisi yöntemini, arizona ise hidrojen siyanür yöntemini benimserken diğer eyaletlerde spesifik bir yöntem benimsenmemiştir.


bu yöntemle infaz için mahkûm, hava geçirmez bir bölmede bulunan bir sandalyeye bağlanır, sandalyenin altında genellikle bir kova sülfürik asit bulunur. mahkûma uzun bir stetoskop takılır, böylece odanın dışındaki doktor ölüm sürecini takip edebilir. herkes çıktıktan sonra oda mühürlenir. ardından yetkili gardiyan cellada bir işaret verir ve cellat, kovaya sodyum siyanür kristalleri boşaltan bir kolu çevirerek hidrojen siyanür gazının açığa çıkmasını sağlar. mahkûma, süreci hızlandırmak için derin nefes alması talimatı verilmesine rağmen çoğu bunu başaramaz ve nefesini tutmaya çalışır. infaz; mahkûmun, beynine giden oksijenin kesilmesi (bkz: hipoksi) nedeniyle ölümüyle tamamlanır.

ancak çoğu mahkumun hemen bilincini kaybetmediği gözlemlenmiştir. san quentin cezaevi eski müdürü ve ölüm cezasının önde gelen muhaliflerinden clinton duffy'ye göre "ilk başta aşırı dehşet, acı ve boğulma belirtileri görülür. gözler açılır. cilt morarır ve kurbanın ağzından salyalar akar" ( ınterview: san quentin state prison warden clınton t. duffy (wfau radio - augusta, me, may 26, 1967).

otopsi sırasında ise bir egzoz fanı odadaki zehirli havayı emer ve kalan siyanür izlerini nötralize etmek için cesede amonyak püskürtülür. yaklaşık yarım saat sonra, gaz maskeleri ve lastik eldivenler takmış görevliler odaya girer. eğitim kılavuzlarında, otopsi sonrası ölüyü dışarı çıkarmadan önce sıkışmış siyanür gazını serbest bırakmak için saçlarını karıştırmaları tavsiye edilir. geçmişte bazı mahkumların, riski azaltmak için tıraş edildiği de rivayet olunur.

gaz odası, bugüne kadar 11 eyalette yüzlerce mahkûmun infazına ev sahipliği yapmıştır, ölüm cezası bilgi merkezi'ne ( death penalty information center) göre öldürücü gazla infaz, %5,4 ile ikinci en yüksek başarısız infaz oranına sahiptir. gerçekten de tarih birçok beceriksiz şekilde gerçekleştirilen infaza tanıklık etmiştir;

mississippi'de, 2 eylül 1983'te, kedi yavrularıyla oynamak için evine gelen 3 yaşındaki bir kız çocuğunu öldürmekten hükümlü, jimmy lee gray adındaki mahkumun infazı acı içinde yarım saat kadar sürmüş, avukatının beyanına göre "jimmy lee, muhabirler ve tanıklar hırıltı ve inlemelerini sayarken gaz odasında kafasını çelik bir direğe çarparak" ölmüştür,

yine 6 nisan 1992'de arizona'da idam edilen donald eugene harding isimli mahkumun ölümü "şiddetli bir şekilde çırpınıp durduğu" 11 dakika boyunca sürmüştür. ardından infazı takip eden gazete muhabiri carla mclain ve izleyen birçok tanık, ciddi travmalar geçirmiştir.

abd'de zehirli gazla idam en son yakın bir tarihte 25 ocak 2024'te gerçekleşmiştir. charles sennett sr. isimli bir vaizin karısı eşi elizabeth'i öldürmesi için kiralık katil olarak tuttuğu kenneth eugene smith 1988 yılında işlediği cinayet nedeniyle başına geçirilen gaz maskesi ile nitrojen gazı verilmek suretiyle idam edilir. son yemeği biftek , kızarmış patates ve yumurta, son sözleri ise "bu gece, alabama insanlığın bir adım geriye gitmesine neden oluyor. beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. hepinizi seviyorum" olur.

alabama başsavcılığı'nın, "ülkede ve dünyada azot hipoksisinin ilk defa kullanılarak etkili ve insani bir infaz yöntemi" olduğu yönündeki açıklamasına rağmen, bazı görgü tanıkları smith'in en az dört dakika boyunca bilinci yerindeymiş gibi göründüğünü, sedyede şiddetle çırpındığını ve bilinci tamamen gitmeden önce birkaç dakika daha ağır bir şekilde nefes aldığını beyan etmiştir.

önce zehirli iğne ile idam edilmesi planlanan smith, ölümcül enjeksiyonlarda kullanılan ilaçların bulunmasının zorlaşması nedeniyle gaz odasında idam edilmiştir.

yöntemin savunucularına göre ise gaz odasında idam, geçmişte popüler olan halka açık baş kesmek ya da asmak suretiyle gerçekleştirilen idamlardan daha insani olup mahkumların alevler içinde kalmasına yol açan elektrikli sandalye göre ve damarlara zerk edilen ilaçların uzun bir ölüme sebebiyet vermesi nedeniyle daha acısız bir ölüm şeklidir.