SİYASET 29 Temmuz 2021
18,8b OKUNMA     440 PAYLAŞIM

Günümüz Dünyasında Önemli Bir Yer Edinen Kritik Düşünce: Eleştirel Irk Teorisi

Günümüzün siyasal mevzularına kapsamlı bir perspektif getiren bu önemli düşünce disiplinini öğrenelim.


nedir, ne değildir mevzusuna kişisel bir yorum

eleştirel ırk teorisine ülkemizde yeteri kadar ilgi görmese de, "her olaya cinsellik, ırk ve cinsi tercihler gözüyle bakmanın akademik adı" denebilir çok basitçe.

şöyle popüler bir örnek verelim: bildiğimiz gibi abd'de covid-19 salgını latin ve afrika-amerikalı kitleleri daha ağır etkiliyor, bu gruplara ait bireylerin virüsten ölüm oranları ortalamanın belirgin şekilde üzerinde.

bu veriyi sıradan bir insana ilettiğimizde "bunun altında yatan genetik veya biyolojik unsurlar nelerdir, acaba sebebi bunlar olabilir mi" diye düşünebilir. ama biz hümanistiz, hemen olaya "critical race theory"'i uygularız ve sorarız: "acaba ırkçılık ve azınlıkların mağdur edilmiş olması buna nasıl sebep olmuş olabilir?" ve bu teori bize şu cevabı verir: "siyahlar ve latinler tarih boyunca ezildiklerinden fakir kaldılar, kötü şartlarda yaşıyorlar, kötü besleniyorlar, hijyen şartları düşük ve o yüzden de virüsten daha kötü etkileniyorlar."

başka bir deyişle bu teori, "ırkçılık geçmişte kaldı, günümüze bakalım" söylemini reddetmenin adıdır. bu teori sistemik ırkçılığın tarihin değişmez bir gerçeği olduğunu ve hala sürdüğünü ön kabul olarak belirler. günümüzdeki çoğu olayı da bu mercekten bakarak yorumlar.


sarkastik yaklaşımım sizi yanıltmasın, bu yaklaşım her zaman yanlıştır demiyorum. elbette toplumdaki bazı gruplar diğerlerine göre birçok açıdan daha dezavantajlı, ve bu grup mensupları olumsuzluklardan daha büyük oranda etkilenebiliyor. bunda şaşıracak bir şey yok. enteresan olan, bu teorinin size toplumsal her olaya "bir de bu gözle bakın" gibi bir tavsiyede bulunması. ve tabi tümdengelimci bu yaklaşımla hiçbir olayı "bunun ırkçılık ile alakası yok" diye değerlendirmenizin neredeyse imkansız hale gelmesi.

doğru veya yanlış, yerli veya yersiz, önyargılı veya değil, günümüz amerika'sını ve oradan da dünyayı saran atmosferi iyi tanımlayan önemli bir akademik teoridir.

eleştirel ırk teorisi, liberal akademisyenlerin formüle ettiği ve uygulaması görünüşe göre bir hayli sıkıntılı olan teori

 bunu sırf amerika'da okullarda öğretilirken çıkan olaylara ve gelen tepkilere bakarak söylemek mümkün. amerika'da şaşırtıcı bir şekilde merkezi/federal bir eğitim öğretim programı yok. eyalet bazında bir çerçeve çizilse de genelde uygulanacak programın ve ders kitaplarının seçimi yerel yönetimlere bırakılıyor. bu da son döneme kadar alabama ve benzeri güney eyaletlerinde amerikan iç savaşı'ndan "kuzeyli agresyonu"/northern aggression olarak bahsedilmesi ve yine kkk'in övülmesi gibi sonuçlar doğuruyor.

crt'ye gelirsek, bu teoriyi tek bir cümle ile tanımlamak zor. daha çok ne anlattığına ve bu teori kapsamın küçük öğrencilere ne yaptırıldığına bakmak daha iyi bir fikir veriyor. amerika'da ortaya konan anlayışa göre zencilerin bugün beyazlara oranla çok daha fakir olmasının sebebi yıllar boyunca gelen "servet biriktirememe" sorunudur. nedir bu sorun dersek, bugünkü zenci gençlerin büyükbabalarına veya atalarına bankaların kredi vermemesi, onların ev sahibi olamamaları, para biriktirememeleri ve birçok benzeri haktan mahrum olmaları sebebiyle bugünkü evlatlarına dişe dokunur bir miras bırakamamaları şeklinde özetlenebilir. zira miras, zenginliğin biricik kaynağıdır. dolayısıyla miras yoksunluğu, nesiller boyu ortaya çıkan ve günümüzde de devam eden bir fakirliği ve sosyo-ekonomik eşitsizliği meydana getiriyor.


crt kapsamında genç nesillerin bunun farkına varabilmesi için sınıflarda çeşitli uygulamalar yapılıyor. örneğin ilk/ortaokul çocukları sınıflarda beyazlar ayrı olacak şekilde ayrılıyor. diğer tarafta sayıca artık çok daha az olan yerli/kızıderililer, zenciler ve haksızlığa uğramış başka ırklara mensup kişilerin çocukları oluyor. beyaz çocuklar öğretmenlerinin de teşviğiyle zenci çocuklardan, onların bugün dahi devam eden eşitsizliği ve kendilerinin ise zenginliği sebebiyle özür diliyor.

bu noktada da liberal olmayan, olsa dahi teoriyi doğru bulmayan ve aşırı milliyetçi olan beyaz aileler de zıvanadan çıkıyor. "benim çocuğum suçlu değil, onun psikolojisini bu şekilde bozamazsınız" diyorlar. liberal akademisyen ve öğretmenler de çocuğun zaten suçlu olmadığını ama bu şekilde bir farkındalık kazanmanın sorunları çözmek için gerekli olduğunu savunuyor. bu konuda son derece ciddi olaylar çıktığını ve bazı eyaletlerde okul-aile birliği toplantılarında kavgalar yaşanıp tutuklanmalar yapıldığını da belirtmek gerekir.

crt kısaca bu şekilde liberal akademisyenler tarafından ayrımcılığa uğrayan kesimlerin bugün dahi yaşadığı eşitsizliğin herkesin farkına varması için öne sürülmüş çok tartışılan bir teori. görünen o ki yakın zamanda da tartışmalar biteceğe benzemiyor.