sokakta terlikle yürürken terliği ayakla 5-10 adım öteye fırlatmak. yalın ayak yürüyüp tekrar giymek.

çorba ya da pudingi pişirirken bir süre hep aynı yöne karıştırıp "alıştırdıktan" (?) sonra aniden ters yöne karıştırıp "şaşırtmak" (!)

ertesi gün erken kalkma zorunlulugum olmasa bile bazen saati 7'ye falan kurup, alarm çaldığında kapatıp, oh istediğim kadar uyuyabilirim diyip tekrar uyuyorum.

ayağında terlik olan biri bacak bacak üstüne atmışsa terliğin topuğuna vurup ayaktan fırlamasını sağlamak. harika.

kişinin kendi omuzuna zaman zaman kondurduğu ufak öpücükler.

denizden çıktıktan sonra şezlonga uzanınca sıcağın etkisiyle az evvel kulağa kaçmış suyun ılık ılık akması.

telefonda müşteri hizmetleriyle sesli yanıt sisteminde görüşme yaparken bayanın 1-9 arası tuş seçim hakkı sunarken aniden bir seçim yaparak cümlesini kesmek.

-iyi günler halkbank diyaloğa hoşg-
-2
-bankacılık işlem-
-1
-hesap bak-
-1
lütfe
-(kart numarası giriliyor)
-4 han
-(şifre pin)

bir kadını bir çırpıda bir anda susturmak yalnızca bu gibi durumlarda mümkün.

elimi yıkadıktan sonra küçük su damlacıklarını kızgın tavaya savurmak. cıs cıs sesleri eşliğinde dans edip kendinden geçmek. evet.

yeni doldurulmus kola bardagina yüzü yaklastirip minik damlaciklari hissetmek. üstüne istemsiz bicimde siritmak.

küçükken ne zaman kuruyemişçiye filan gitsek dükkanın önündeki mercimek, kahve vs torbasına mutlaka elimi daldırırdım. 

üst dudağın uç kısmındaki deriyi ısırarak sıyırıp tükürmek.

ay çekirdeklerinin kabuklarını soyup esas kısmını biriktirmek ve sonunda hepsini aynı anda ağzına atmak

bisiklet sürerken geri geri boşa pedal çevirmek.

ağrıyan dişe kürdan sokmak.

hafif acıyan diş etine bastırarak acının şiddetini arttırmak.

kediyi bir seyin kenarinda dururken ittirmek.

banyo yaptıktan sonra bir süre bornozla oturmak.

aşırı kaşınan bir yeri inatla kaşımamak, dayanma eşiğini ölçmek.

anahtar ile kulak karıştırmak.

maden suyu şişesinin üzerindeki kağıdı soymak. her içişimde bıkmadan usanmadan yaparım.