güney asya kökenli bireyler arasında kalp ve metabolik hastalıklar konusunda yüksek riskler gözlemleniyor, ancak bu durumun yalnızca genetik nedenlerle açıklanıp açıklanamayacağı konusunda tartışmalar var. araştırmalar, bu grubun dünya genelinde kalp hastalıkları vakalarının %60'ına katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor. güney asya kökenli bireylerin genetik verileri oldukça sınırlı olduğu için, bu yüksek risklerin nedenlerini anlamak için çeşitli projeler başlatıldı.

hindistan’da yapılan 10,000 genom dizileme çalışması ve abd’de başlatılan geniş kapsamlı bir araştırma, genetik risk faktörlerini daha iyi anlamayı hedefliyor. ancak, sadece genetik faktörlere odaklanmanın bazı riskleri bulunuyor. bilim tarihçileri, genetik yaklaşımların tıbbı daha ırkçı hale getirebileceğini ve bu durumun sağlık hizmetlerinin yetersiz kalmasına neden olabileceğini savunuyor.

geçmişte, güney asya kökenli bireylerde kalp hastalığı oranları düşükken, göç ve sosyoekonomik değişikliklerle bu oranların arttığı gözlemlendi. ayrıca, çevresel ve sosyal faktörler, genetik risklerin yanı sıra sağlık sorunlarını etkileyebiliyor. örneğin, hamilelik sırasında diyabet riski taşıyan güney asya kökenli kadınlar, çocuklarını da bu duruma daha yatkın hale getiriyor.

amerikan kalp derneği, kalp hastalığı risk hesaplamalarında ırk faktörünü bir risk artırıcı etken olarak kullanıyor, ancak genetik veriler dışında çevresel faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanıyor. araştırmacılar, genetik ve sosyal faktörleri birlikte ele alarak etkili ve ölçeklenebilir müdahaleler geliştirmeyi hedefliyor.

kaynakça: national library, 2, 3, 4