google firmasının google news, gmail gibi yan uygulamaları nasıl çıkardığını hiç düşünmüş müydünüz?

hayır hayır, zannettiğiniz gibi bu ürünler bir toplantı masasında toplanıp "baba şöyle bir fikrim var, fena..." şeklinde gerçekleşmiyor. google'ın yeni ürün mekanizması bu şekilde çalışmıyor, aksine tamamen farklı bir yöntemi var.

google, iş geliştirme kısmında son zamanlarda da atlassian gibi firmaların da kullanmaya başladığı bir süreç izliyor. fakat öncelikle bu sürecin tarihinden size bahsetmek isterim.

(bkz: #63765142) entry'mde edward deci'nin yapmış olduğu deneyden bahsetmiştim. edward deci'nin yapmış olduğu bu deney, gelecekte çoğu şirketin değişikliğe gitmesine dolaylı yollardan da olsa sebep olacaktı.

1902 kuruluş tarihli 3m firması, klasik iş anlayışından ziyade farklı bir iş anlayışına gitmek istemişti. 3m firması, bir gün çalışanlarına "artık, işteyken sürekli görevli olduğunuz işte çalışmak yerine özgürce bir şeyler yaratabileceğiniz günler olacak. şirketimiz içerisinde, çalıştığınız saatlerin %15'lik bir zamanında kendi işlerinize yoğunlaşabilecek, sıfırdan ürün üretebilecek veya bir şeylere yardımcı olabilecek, bir şeyleri geliştirebileceksiniz. tek bir şart ile, yapmakta olduğunuz iş dışında bir şey yapacaksınız." demişti. 3m firması, çalışanlarını özgür bıraktığında neler olacağını ve ortaya nasıl fikirler çıkacağını merak ediyordu. ayrıca bu, değişik bir iş yöntemiydi.

3m'in bu çalışma şartı, çalışanların performansını oldukça iyi yönde etkiledi. 3m'in şu an üzerinden para kazandığı çoğu ürün, çalışanların bu %15'lik zaman diliminde ürettiği ürünlerden oluşuyor. örnek vermemi ister misiniz? post-itler.

bugün dünyanın her yerinde, çok fazla satılan post-it'leri keşfeden art fry isimli bilim adamı, yapışkanlı not kağıdı fikrini normal mesaisinde değil, şirketin ona tanıdığı yüzde on beşlik zaman diliminde buluyor.

gelelim google'a.

google, 3m benzeri bir sistem kullanıyor ve çalışanlarına, vakitlerinin %20'sini başka işler üzerine çalışmasına izin vermiş vaziyette. google, çalışanlarının bu %20'lik vakitlerde daha kreatif, daha özgün olduğunu iddia ediyor ve bu çalışma şeklini benimsemiş. okuduğum kitaba göre google'ın sunduğu yeniliklerin yarısından fazlası, çalışanların bu %20lik zamanlarda çıkardığı işlerden ibaret.

örneğin, bir bilim insanı olan krishna bharat, taze haberleri bulmanın zor olduğunu düşünerek yüzde yirmilik zaman diliminde google news'i geliştirmiş. eskinde google'da çalışan paul bucheit ise, bugün dünyanın en popüler email servislerinden biri olan gmail'i yüzde yirmilik zaman diliminde düşünmüş. şu an kapatılan fakat bir aralar aşırı favori olan orkut, google talk, google sky ve bugün yabancı dil bilmeyenlerin en büyük çaresi olan google translate bile bu yüzde yirmilik zamanların ürünü.