timur'un, ordusunda filleri kullandığını özellikle ankara savaşı vesilesiyle çoğumuz öğrenmişizdir. timur, kurduğu orduda ilk başlarda fillerden oluşan herhangi bir birlik kullanmazken 17 aralık 1398 günü gerçekleşen delhi muharebesi'nden sonra ordusuna filleri de dahil edecektir.

bu muharebede delhi sultanlığı ile karşılaşan timur'a savaş sırasında komutanları savaşın kaybedilmek üzere olduğunu haber verirler. timur, bunun üzerine çadırına gider ve yatağına uzanır. kimsenin kendisini rahatsız etmemesi emrini verir. 

bir süre sonra kalkar ve komutanlarını yanına çağırır. ordusunda bulunan bütün develerin zincirlerle birbirlerine bağlanıp ordunun en önüne dizilmesi emrini verir. tabii komutanlar " filleri develerle mi yeneceğiz? " diye düşünürlerken timur anlatmaya devam eder.
develerin sırtlarına yanacak malzeme koymalarını her devenin arkasında da elinde meşalelerle birer askerin beklemesini emreder. onların arkalarında da okçular ve mızrakçıların bulundurulmasını ister.

timur'un emirlerini yerine getiren askerler emredilen düzeni kurup delhi ordusunun gerçekleştireceği fil taarruzunu beklemeye başlarlar. fil hücumu başlayınca timur, develerin sırtındaki malzemelerin tutuşturulmasını emreder. bunun üzerine develer korkuyla koşmaya başlarlar ancak zincirlerle bağlı oldukları için birbirlerinden de ayrılamazlar. kendilerine doğru korkunç bir ateş çemberinin geldiğini gören filler, geri dönüp koşmaya başlarlar ve delhi ordusundaki bu kargaşa anında timur, okçulara da saldırı emrini verir. bu savaşı timur, bir saatte kazanır.

develerle filleri yenen timur, döneminde kendisi gibi bir savaş dahisinin olmadığını da biliyor olacak ki artık kendi ordusunda da filleri kullanmaya başlar. nitekim bu savaştan dört yıl sonra osmanlı devleti ile gerçekleştirdiği ankara savaşı'nda da bu filleri kullanır. savaşın en sıcak anlarında komutanı isen buga'ya ağaçların ardında gizledikleri filleri taarruza çıkarmasını emreden timur, osmanlı askerinin büyük bir şok yaşamasına sebep olur. bundan önce hiçbir savaşta bu devasa büyüklükteki hayvanlarla karşılaşmamış olan yeniçeriler ve sipahiler şoku atlatıp filleri ok yağmuruna tutsalar da osmanlı ordusu büyük zaiyat verir.

timur'un koyduğu kanunlara göre ordusundaki bu fillerin tepesinde bulunan tirendâzlar yani okçular kesinlikle türk olmak zorunda iken fillerin bakımıyla ilgilenecek kişiler ise hindu olmak zorundadır! her işi ehline vermektir bunun adı. savaşlarda sadece erkek fillerin kullanılmasını emreden timur, bu hayvanları daha heybetli görünebilmeleri için de normalden çok daha büyük mahfeler yerleştirilmesini ister sırtlarına. yine bu mahfelerin sağında ve solunda mızraklar dikilidir. fillerin vücutları neredeyse tamamen demir zırhlarla kaplanmıştır.

nihayetinde filleri develerle yenen timur, fillerle güçlendirdiği ordusuyla ölene dek girdiği hiçbir savaşı kaybetmeden adını tarihe bir askerî deha olarak yazdırmıştır.

Osmanlı'nın Büyük Bir Yenilgi Aldığı, Tarihi Orta Çağ Muharebesi: Ankara Savaşı