UZAY 6 Ağustos 2025
2b OKUNMA     97 PAYLAŞIM

Gezegenlikten Atılan Plüton'un 1930 Yılında Tesadüfen Keşfedilme Hikayesi

1930 yılında, Lowell Gözlemevi’nde çalışan genç astronom Clyde Tombaugh, gezegen X’i ararken çektiği gökyüzü fotoğraflarında tesadüfen hareket eden küçük bir nokta fark etti. İşte, “gezegenlikten atılan” Plüton’un beklenmedik keşfinin hikayesi böyle başladı.

newton kütleçekim yasalarını yazdıktan sonra bu yasalar pek çok matematikçi tarafından gezegenlere ve bunların yörüngelerine uygulanmaya başlanmıştı. o zamanlar matematikçilerin çoğu astronomi ile de uğraşıyordu ve bu yasalar büyük bir heyecan uyandırmıştı. newton'un bu yasaları gezegenlerin belirli tarihlerde nerelerde olabilecekleri, kütleleri ve birbirleri ile olan yerçekimi ilişkilerininin çok isabetli bir şekilde hesaplanmasına olanak sağlıyordu.

1781 yılında ünlü astronom william herschel yıldızları gözlemlerken uranüs'ü keşfetti. önce kuyruklu yıldız zannettiği bu keşfin daha sonra yörüngesini incelediğinde gezegen olduğunu anladı. uranüs, teleskopik gözlem ile keşfedilen ilk gezegendir. aslında biraz zorlasak galileo galilei'nun sabit gezegen olarak kaydettiği neptün'ü gözlemle keşfedilen ilk gezegen olarak da sayabiliriz ama tarih öyle saymamış.


herschel'in uranüs keşfinden sonra, uranüs'ün yörüngesindeki anormalliklerden, tamamen matematik kullanılarak neptün keşfedildi. fransız astronom urbain le verrier ve ingiliz astronom john couch adams bu anormallikleri inceliyordu ve ikisi de neptün'ün yerini gökyüzünde doğru tahmin ettiler. le verrier, 1846'da çalışmalarını daha önce yayınladı ve çalışmalarını almanya'da bulunan astronomlara yolladı. alman astronom johann gottfried galle, le verrier'in yolladığı yörünge hesaplarından yola çıkarak neptün'ü gözlemledi. bu durum neptün'e matematiksel yörünge hesapları ile keşfedilen ilk gezegen ünvanını verdi.

yıllarca gözlemlenen uranüs'ün yörünge hareketlerinin anormallikleri sayesinde keşfedilen neptün'den sonra astronomlar gözlerini bu sefer de neptün'e çevirdiler. neptün'ün yörünge hareketlerinde de bir gariplik vardı. bu garipliği ise 8. gezegen olan neptün'den sonraki 9. bir gezegene bağladılar. bu hipotez halindeki gezegene planet x adını verdiler. amerikalı astronom percival lowell, 1906 yılında planet x 'i araştırmaya başladı. yeni gezegeni bulmak için hesaplamalar yaptı ve 1916 yılındaki ölümüne kadar bu araştırmayı ve hesaplamaları sürdürdü. ancak 10 yıllık araştırma süresinde uranüs ve neptün'ün yörüngelerinin hatalı hesaplanma ihtimalini hiç düşünmemişti.

percival lowell'in ölümünden sonra, onun adının verildiği lowell gözlemevi'nde çalışan clyde tombaugh, percival lowell'in yazdıklarından yola çıkarak dokuzuncu gezegeni arıyordu. hatalı hesaplamaları o da doğru kabul etmiş ve gökyüzünde gözlem ile araştırmalar yapıyordu. sistematik bir şekilde gökyüzünün fotoğraflarını çekiyor ve bu fotoğraflardaki farklılıkları inceliyordu. nihayet 1930 yılında bu fotoğraflardan birinde kendi kendine hareket eden bir nokta gördü. araştırmalarının sonunda ise bunun yeni bir gezegen olduğunu ilan etti ve plüton keşfedilmiş oldu.


yani aslında plüton, yanlış hesaplanan yörüngelere dayanılarak yapılan ve büyük bir gezegen aranırken, bu gözlem sırasında incelenen yerden tesadüfen geçerken keşfedilmişti. yıllar sonra yapılan hesaplamalar gösterdi ki gariban plüton'un ne neptün ne de uranüs'ün yörüngesini etkileyebilecek kadar kütlesi yoktu. sadece doğru yerde, doğru zamanda bulunuyordu (veya tam tersi). günümüzde yapılan hesaplamalar uranüs'ün yörüngesindeki anormalliklerin açıklanabilir olduğunu gösterdi ve dokuzuncu gezegen "planet x" teorisi artık pek kabul görmüyor. birkaç astronom ise kuiper kuşağında bazı anormallikler olduğunu ve bunun nedeninin büyük eliptik bir yörüngeli bir dokuzuncu gezegen olabileceğini öne sürüyorlar.