Geçtiğimiz Günlerde Getir Olayıyla Gündeme Gelen Esnaf Kurye Sistemi Nedir?
esnaf kurye modeli, daha fazla kazanç elde etmek isteyip tek bir firmaya bağlı olarak bunu gerçekleştiremediğinden birden çok yerde çalışmak isteyen; istediği zaman, istediği kadar çalışmak isteyenler için bir sistem açığından ortaya çıkmış bir yöntem.
şöyle ki; kurye bir şahıs şirketi kuruyor ve şahıs şirketi olarak istediği kadar firma ile anlaşma yapabiliyor. ana firmanın da işine geliyor çünkü sgk, işe giriş vs. ile uğraşmıyor, sadece ufak bir sözleşme ile esnaf kurye ana firmanın hizmet ağına dahil oluyor. dolayısıyla kurye olan arkadaşımız kendi işinin patronu oluyor. paşa gönlü hangi firmada ne kadar çalışmak isterse o kadar çalışıyor.
örneğin; yoğun kampanya günü getir'de çalışıyor, çok paket atıyor. ertesi gün banabi kampanya yapıyorsa ona gidiyor. yahut dominos'a ya da trendyol'a... rakipler arasında istediği gibi seçim yapıp istediği kadar saat çalışabiliyor.
şirketler; esnaf kuryeleri bir günde kendi sistematik yapılarına ve iş kanunundaki bağlayıcı maddelere göre 12 saatten fazla çalıştıramıyor. ee peki bu adamlar 12 saatten fazla nasıl çalışıyor diye sorduğunuzda ikinci, üçüncü firmalar devreye giriyor. esnaf kurye arkadaşımız 8 saat bir firmada, 8 saat diğer firmada çalışarak günde 16 saat çalışıyor ve hiçbir sistem kendisine "16 saat çalışamazsın" demiyor. çünkü şahıs şirketi var. isterse bunu gelir düzeyine göre 3 firmaya da bölebiliyor falan.
bir sürü detayı ve kurnazlığı var. buna göre bağkur'unu en düşükten yatırıp faturasını kestikçe devlet de bir şey demiyor. kamyon sürücülerindeki takograf gibi bir sistemle denetlenemedikleri için trafik polisleri de bir şey yapamıyor. yani gayet denetimi olmayan bir sistem var ortada.
oysa bir insanın 8 saat durmaksızın motosiklet sürmesi dahi maksimum risk içeren bir durumken, 16 saat motosiklet süren bu esnaf kuryelerin nasıl birer canlı bomba gibi trafikte yer aldığını düşünün. kaldırımdan gideni mi dersin, araç aralarında tapa gaz gideni mi...
getir'de geçtiğimiz günlerde konusu geçen, işten çıkarılan kurye arkadaşın 14 saat çalışma mevzuunda aslen kendi isteği ve arzusu ile çalıştığını anlıyoruz. peki bu bağlamda ana firmalar ne yapabiliyor? hiçbir şey. kendi sisteminde adam zaten 12 saat çalışmış ya da 8 saat bi yerde 6 saat bir yerde çalışmışsa bu durumda yapabileceği kanuni hiçbir yaptırım olamıyor bildiğim kadarıyla. (hukukçular daha iyi bilir.) haliyle bu adam esnaf kurye ise ve vigo adlı firma üzerinden getir adına çalışıyorsa bence konu getir'den çok vigo ile alakalıdır.
olayın üstünden de bayağı zaman geçmişken bunun olması da bence işten çıkarmanın tv'de konuşulan açıklamayla alakalı olduğu gerekçesini zayıflatıyor. belki de esnaf kurye arkadaşımız gerçekten firma kurallarını ihlal etmiştir. bilmiyoruz. bu noktada salt olarak getir'i suçlayıp geçmektense bence esnaf kurye açmazını gözden kaçırmamak gerek. kurye ölümlerinin büyük bir kısmının trafik kuralları ve sürüş güvenliği ihlalinden olduğu apaçık ortada.
insanlar neden motosikletli kurye oluyor bu ülkede? bu soruyu sormak lazım. kimler bu motosikletli kuryeler, biliyor muyuz? japon dili edebiyatı bölümünden mezun olamadığı için para kazanmak için bu işi yapan da var. öğretmen olup 2. çocuğu olduğundan ek gelir olsun diye yapan da. çek senet işinden cezai ertelemesi olan da, liseden mezun olup iş bulamadığı için bu yolu seçen de. garsonlar, özel güvenlikler, hatta ev hanımları bile var.
ülkenin ekonomik ortamında insanlar çaresizlikten bu ağır sektöre abanıyor. haliyle ortaya bambaşka hikayeler çıkıyor.