TELEVİZYON 17 Temmuz 2017
35,4b OKUNMA     1029 PAYLAŞIM

Game of Thrones'un İlerleyen Bölümlerinde Neler Olacağına Dair Beyin Yakan Teoriler

Game of Thrones'un uzun zamandır beklediğimiz 7. sezonunun ilk bölümü nihayet yayınlandı. Hal böyleyken Sözlük'ün Game of Thrones sorumlusu ''bigboned''un güzel bir entry'siyle sezonu açmamak olmazdı.
HBO


(yazacaklarım tamamen spekülasyon olsa da, eğer bir kısmı doğru çıkarsa dizinin ve kitabın geleceği hakkında spoiler olma ihtimalleri var. 7. sezon ile ilgili haberlerden tamamen uzak durdum ve basına ne sızdı, ne sızmadı hiç bir fikrim yok. o yüzden olası bir spoiler, kazayla olmuş olacak, kusura bakmayın)

--- spoiler ---

en son yazacağımı en başta söyleyeyim, kitabı ilk defa okuduğum günden beri inandığım bir şey var ki, o da white walkerların beyinsiz buz zombileri olmadığı. bu inancımın temelinde, george rr martin’in, tolkien ve klasik fantezi edebiyatındaki kötü adamlara olan eleştirel bakışı var. martin, çok büyük bir tolkien hayranı ama orta dünya’daki iyi/kötü ayrımının çok siyah/beyaz oluşunu hep eleştirmiştir.


tolkien’in kötü adamları, sürekli kötülük yapmak isteyen, siyahlara bürünen, çirkin görünen karanlık lordlardır ve iyi adamlar da sütten çıkmış ak kaşık olan genelde güzel/yakışıklı iyilik melekleridir. yani, tolkien’in karakterleri ya siyahtır, ya beyaz. tolkien’in hikayelerinde “gri” diyebileceğimiz, boromir, feanor gibi karakterlerin sayısı bir elin parmağını geçmez. oysa, martin’in evreninde hemen hemen bütün karakterler gridir. hatta, %100 iyi gibi gözüken (ama aslında daha derin bir karakter olan) ned stark’ın başına gelenler, martin’in daha ilk kitaptan bu kalıpları kırmak istediğinin kanıtı gibidir. durum böyle olunca, bu adamın yazdığı kötü adamların da, tolkien’kilere benzemesi bana biraz düşük bir ihtimal gibi geliyor. bana göre, white walkerlar dünyayı yok etmek isteyen kötü adamlardan ibaret değil. harekete geçmelerinin mantıklı bir sebebi var ve ulaşmak istedikleri nokta da, gezegeni domine etmek değil. yani night’s king, sauron değil; onun ordusu da orklar değil.


her ne kadar kitapta henüz yer almamış olsa da, dizide geçen sezon white walkerların nasıl ortaya çıktıklarının anlatıldığını gördük. westeros’un insanlardan önceki sakinleri olan children of the forest, white walkerları, insanların işgalini durdurmak için büyü kullanarak yaratıyor. yani temelinde, bu kardeşler büyüyle upgrade edilmiş insanlardan başka bir şey değiller. konuya yüzeysel bakarsak, white walkerlar, cotf tarafından yaratılıp kontrolden çıkmış ölüm makineleri gibi gözüküyor ve bunun martin’in savaş karşıtı görüşleriyle örtüştüğünden daha önce bahsetmiştim. ancak, nedense ben bu adamların dünyayı yok etmek isteyen beyinsiz kötü adamlar olduğuna bir türlü inanamıyorum. büyüyle upgrade edilme sürecinde ne olduğunu ve bu adamların insanlıklarının ne kadarını kaybettiklerini pek bilmiyoruz. kitapta bu konuyla ilgili hemen hemen hiç ipucu yok ve dizide de, şu ana kadar white walkerları sadece kuzeyde terör estirirken gördük. dizinin, zaman kısıtlamalarından dolayı, white walkerları “beyinsiz zombi işgal ordusu” seviyesinde tutması olası ama kitapta kesinlikle bundan daha fazlasını öğreneceğiz.


bilmeyenler için kısaca hatırlatmak gerekirse, white walkerlar ile ilgili kitapta öğrendiklerimizin tamamı winterfell’deki yaşlı dadının anlattığı kocakarı hikayeleri yoluyla oluyor. o yüzden, onlar hakkında bildiğimiz her şeye şüpheyle yaklaşabiliriz. dadının hikayelerinde anlatılana göre, binlerce yıl önce white walkerlar westeros’u işgal ediyorlar ve beraberlerinde uzun geceyi getiriyorlar. bu işgal, “son kahraman” olarak anılan birisi tarafından durduruluyor. (bu kişi azor ahai ile aynı olabilir, olmayabilir de). white walker istilası durdurulduktan sonra kuzeye bir duvar örülüyor ve bu duvardaki büyünün white walkerların güneye gelişini engellediğine inanılıyor. duvarın yapılışından kısa bir süre sonra night’s king karakteri ortaya çıkıyor. kendisi aslında duvarın 13. lord kumandanı ama “bembeyaz tenli ve masmavi gözlü” olarak tasvir edilen bir kadına aşık olup onu duvara getirdikten sonra, duvardaki nightfort kalesine yerlesip krallığını ilan ediyor ve kuzeyde terör estirmeye başlıyor. night’s king’in sonunu “king of winter”, brandon the breaker ve “king beyond the wall” joramun’un ittifakı getiriyor (tanıdık geldi mi?).


başta dediğim gibi, bu hikayelerin hiç birisi “resmi tarih” değil ve hepsini bildiğin bir kocakarının ağzından duyuyoruz. belli ki, grrm, hikayenin bu kısmıyla ilgili çok fazla ipucu vermek istemiyor. şu ana kadar gördüklerimiz, bizde, bu kitabın kuzeyden gelen buz zombileri istilasına karşı kahramanca savaşan dany ve jon'un hikayesi olacağı izlenimini yaratıyor, ama böyle bir hikaye yüzüklerin efendisi 2.0 olmaktan öteye gidebilir mi sizce? tolkien sonrası klasik fantezi türünde eser veren yazarları, "tolkien'in ucuz kopyaları" olarak tanımlayan bir adam, kendisi de aynı hatayı yapar mı? eğer white walkerlar, dünyayı yok etmek isteyen orklar değilse, nedir bu adamların amacı? neden şimdi harekete geçtiler?

"the cold gods. the ones in the night. the white shadows”
– gilly


bana göre, white walkerların şu anki amacı, yaradılış amaçlarıyla paralellik gösteriyor. children of the forest, white walkerları, westeros'u işgale gelen insanları durdurmak için yaratmıştı. peki, white walkerların şu an harekete geçmelerinin sebebi yine aynıysa? mesela, bu amaç, westeros'u işgalcilerden korumak ise? daha spesifik olarak, westeros'u daenerys targaryen'den ve onunla beraber güçlenerek gelen ateş büyüsünden korumak istiyorlarsa?

(geçen sene yazdığım daenerys incelemesinde, dany'nin isteyerek veya istemeden westeros'u yok edecek bir güce dönüşmesi ihtimalinden bahsetmiştim. bu konuyla ilgili daha fazla bilgi isteyenlere o yazıyı okumalarını tavsiye ederim. #61315739)

”there are no gods but r'hllor and the other, whose name may not be said.”
moqorro

eğer daenerys'in westeros için bir tehlike olduğu varsayımını doğru kabul ederseniz, white walkerların neden herekete geçtiği sorusuna da cevap vermeniz mümkün oluyor. bana göre, westeros'a büyüyü ve ejderhaları tekrar getiren olay ve white walkerları tekrar harekete geçiren şey aynı ve bu olay deanerys targaryen'in doğumundan başka bir şey değil.


ateş tanrısı, ateş büyüsü, lord of light, r'hllor... adını ne koyarsanız koyun, büyünün ateş tarafının dany'nin doğumuyla beraber tekrar ortaya çıktığını ve onun ejderhalara hükmetmesiyle zirveye ulaştığını söyleyebiliriz. öyle ki, ateş tanrısının melisandre ve thoros of myr gibi takipçileri, ölen insanları diriltebilecek kudrete bile ulaşmış durumda. dany, essos'ta gücünü arttırdıkça, white walkerların da kuzeyden yavaş yavaş duvara inmeleri paralellik gösteriyor. belli ki, buz büyüsü (tanrısı), ateş büyüsünün (tanrısının) karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

”ıf the wall should ever fall, all the fires will go out.”
qhorin halfhand


bu noktada, white walkerların güneye inmesini engellediği düşünülen duvardan da bahsedeyim. westeros'taki genel inanış ve yukarıda bahsettiği resmi olmayan tarihin bize öğrettiği, bu duvarın, white walkerların mağlup edilmesi sonrası, children of forest ve devlerin yardımıyla brandon the builder tarafından yapılmış olduğu. bu hikaye bana hep garip gelmiştir çünkü white walkerları durduracak son şeyin buz olması gerekir gibi geliyor bana. tamam, belki buzun kendisinden daha çok children of forest'ın büyüsüdür engelleme işini yapan ama yine de gerçekten yaşananın bu kadar basit olmadığını düşünüyorum. bana göre, kıtayı işgal eden ilk insanları durdurmak için westeros'a inen white walkerlar, bu insanlar tarafından savaşta yenilerek durdurulmadı. insanlar ve white walkerlar bir anlaşma yaptılar ve bu anlaşmanın sonucunda, walkerlar tekrar kuzeye dönmeye razı oldu ve o duvarı da bir sınır oluşturması için kendileri oraya koydu. yani ortada, hezimete uğrayıp duvarın arkasına püskürtülen bir ırk yok. walkerlar, insanların dünyayı yok etmeye kalkışmamaları koşuluyla, kuzeye dönmeye razı oldular ve insanlar şu an ateş büyüsüyle ittifak yaparak yine dünyanın sonunu hazırlıyorlar. insanlar, anlaşmayı bozdular ve buna karşılık white walkerlar onları durdurmak için tekrar geri geliyor.


binlerce sene önce böyle bir anlaşmanın yapılıp yapılmadığını ve böyle bir şey olduysa olayın detaylarını bilmiyoruz. ancak, bana kalırsa günümüz olayılarında antik tarihin bu izleri yankılanıyor. jon snow'un, yabanilerin işgal tehlikesini savaşarak değil, onlarla anlaşarak ve hatta onlardan birisine aşık olarak çözmesi, hem geçmişteki olaylarla paralellik gösteriyor, hem de gelecekte yaşanacaklara ışık tutuyor. daha önce anlattığım night's king hikayesini hatırlarsanız, ortada yine iki ırk arasındaki bir aşk var. bu ırksal karışım, sadece efsanelerden de ibaret değil, nasıl targaryenler ateş büyüsüyle bağlantılıysa, starklar da buz büyüsüyle aynı şekilde bağlantılı gibi gözüküyor. dany, nasıl ateş büyüsünü tekrar geri getirdiyse, ned stark'ın çocukları da kuzeyin büyüleriyle donanmış bir şekilde doğuyorlar. hepsinde warg yetenekleri var ve bran bu konuda özellikle aşmış bir kardeşimiz. starkların taptığı "old gods" ile white walkerlara hükmeden "the great other" aynı güç kaynağıysa çok da şaşırmam açıkçası. çünkü, eski tanrıların ortadan kalktığına inanılıyor ama white walkerlar için de aynı şey söyleniyordu. belki, eski tanrılar geri geliyorlar. night's king'in aslında bir stark olduğu ve starkların white walkerlar ile genetik bağları olduğu da sık sık karşımıza çıkan söylentilerden birisi. "winterfell'de her zaman bir stark bulunmalı" sözü, acaba bu eski anlaşmanın maddelerinden birisi olmasın, starkların winterfell'den ayrılışı white walkerları hızlandırmış olmasın mesela? belki, starkların "kış geliyor" mottosu, herkesin tercüme ettiği gibi bir uyarı değil ama bir övünme sözüdür. kış, yani biz, geliyoruz gibi? konuyu fazla dağıtmadan, şunu söyleyebilirim, bana göre white walkerların istilasını durdurmak için yine bir "anlaşma" yapılması gerekecek ve bunu yapacak kişi de bir stark olacak.


yine kesin olarak bildiğimiz bir şey olmasa da, benim %100 inandığım bir konu, white walkerların jon snow'un peşinde oldukları meselesi. (alakalı teori #60453136) jon snow, bildiğiniz gibi ned stark'ın kız kardeşi lyanna stark ve targaryen veliaht prensi rheagar'ın oğlu. yani, damarlarında hem ateş, hem de buzun kanı dolaşıyor. kitabı ilk okuduğumda, jon'un targaryen kanının onun ileride kral olmasını sağlayacağını ve white walkerları böyle yeneceğini düşünüyordum, ama grrm'in felsefesini anladıktan sonra böyle aragornvari bir kaderin, buz ve ateşin şarkısına pek yakışmadığını düşünmeye başladım. daha önce dediğim gibi, jon'un yabanilerle yaptığı barış, onun ilerideki arabulucu rolüne işaret ediyor olabilir. hatta, onun bu barış çabaları, white walkerların gözünde bir nevi geçtiği bir test bile olabilir. çünkü, ben white walkerların, duvarın kuzeyindeki yabanilerle bir derdi olduğunu sanmıyorum. binlerce yıldır bu insanların kendi bölgelerinde yaşamasına izin veriyorlar sonuçta. ne zaman walkerlar, güneye inmeye başlıyorlar, o zaman mance rayder ve yabaniler, duvarın kuzeyinin artık çok tehlikeli olduğuna karar verip, güneye yöneliyor. kuzeyden gelen ilk istilacılarla anlaşan jon, ikinci istilacılarla da bir şekilde anlaşabilir. bunu yapacak stark kanı, damarlarında mevcut.

"he has a song. he is the prince that was promised, and his is the song of ice and fire"
-rhaegar targaryen

biraz uçuk gelebilir ama, dany'nin westeros için bir tehlike olacağını ve onun tetikleyeceği white walker istilasını durdurmak için bir stark'a ihtiyaç olacağını tahmin eden belki ilk biz değilizdir. kitabın en gizemli karakteri rhaegar targaryen, bu sebepten dolayı, bir stark ile çocuk yapma konusunda ısrarcı olmuş olabilir mi acaba? rhaegar - lyanna ilişkisine hep iki tarafın da istediği bir yasak aşk olarak baktık (#60313222) ama belki de ortada gerçekten bir kaçırılma var. kendi kardeşi daenerys doğduktan sonra, belki de rhaegar büyünün ve ejderhaların geri dönüşünü ve bunun ileride yaratacağı yıkımı ilk tahmin eden kişi oluyor. kehanetlere ve tarihe çok düşkün olan rhaegar'ın, ateş büyüsünün yükselişini durdurmanın yolunu, ortaya buz ve ateşin şarkısı olacak birisiyle mümkün olacağına inanması çok mu garip olur?


daha da ilginç olan, olası bir white walker istilasını engellemeye çalışan bir başka grup daha var: "maesterlar". citadel ve onun yetiştidiği maesterların, westeros'u ateş büyüsünden arındırmak için targaryenleri yok etmeye çalışan bir grup olduğu teorisi, oldukça saygı gören ve bir çok kanıta dayanan bir teoridir. detaylarına girmek istemesem de, bu teori, robert'ın isyanına ve targaryen hanedanının çöküşüne giden olayların, measterların yardımıyla planladığına dayanır. öyle ki, o güne kadar hep kendi bölgelerinden birisiyle evlenen hanedanlar, robert's rebellion öncesi, farklı hanedanlar arası evlilikler yaparak, targaryenlerin karşısına güçlü bir ittifak ile çıkarlar (stark-tully, tully-arynn, baratheon-stark) yani, ateş büyüsünün geri dönüşünün yaratacağı sonuçları aynı rhaegar gibi, maesterlar da öngörmüş olabilirler.

“you have more of the north in you than your brothers.”
tyrion lannister


aslında amacım, hikayeyi tersine çevirip “daenerys kötü, white walkerlar iyi adam” demek değil. başta da dediğim gibi, bu hikayede iyi ve ya kötü bir taraf olmak zorunda değil. george martin'i tanıyorsam, bu kitabın sonunda saf kötü olarak tanımlayabileceğimiz tek kavram 'savaş' olacak. benim demek istediğim her iki tarafında kendilerine göre bir amacı ve varmak istedikleri bir yer olduğu. white walkerlar açısından ilk amaç, jon snow'a ulaşmak gibi gözüküyor. bunu, onu öldürmek için mi, yoksa bir şekilde aralarına katmak için mi yapıyorlar bilmiyorum ama jon'un ölümden geri dönüşünün bu ilişkide kritik bir yer olabileceğine inanıyorum. nitekim, bana göre jon'u geri getiren güç, melisandre ya da onun tanrısı r'hollr değildi. zaten, jon ayaklandığında melisandre bu işe bizden daha çok şaşırdı. kuzeyin en kuzeyinde, kışın başladığı günlerde, white walkerların memleketinin başladığı yerde ateş büyücüsünün borusu gercekten öter mi? tam olarak bilmiyorum ama sanki jon'u geri getiren güç kuzeyin tanrıları olsa daha mantıklı olur gibi geliyor. bu güç white walkerlar mıdır, onları kontrol eden great other gibi bir tanrı mıdır, yoksa onlardan bağımsız olarak starkların tanrısı old gods diye bir şey var mıdır bilmiyorum. ama nedense, jon'un ateş tanrısının gücüyle geri geldiğine pek inanamıyorum.


tabi böyle bir ihtimal, dizide işlenen white walker vs jon snow karşılaşmalarıyla çelişiyormuş gibi gözüküyor. eğer jon'u buzun ve kuzeyin tanrıları geri getirdiyse, white walkerlar neden onu öldürmeye çalışıyor diye sorabilirsiniz ve haklı da olursunuz. ama jon'un yabanilerle olan ilişkisi de benzer bir şekilde değişmişti hatırlarsanız. jon, önce onları düşman olarak görmüş ve yabanilerle savaşmış, daha sonra onlarla anlaşmış aralarından birine aşık olmuş ve sonunda onlarla yanyana savaşmaya kadar gitmişti. benzer bir sürecin, daha tehlikeli bir düşman ortaya çıktığı için tekrar yaşanmaması için bir sebep göremiyorum. belki, jon'un damarlarındaki targaryen kanı, dany'nin ejderhalarını durdurabilecek tek şey olacak. (bu arada bran'ın da "uçacağı" kehanetini hatırlamak lazım. uçmaktan kasıt tabi ki bir ejderhaya warg olmak ve bu da starkların, dany'e karşı savaşmak zorunda kalabileceği teorisini destekliyor) jon'un, onlara yardımcı olması, white walkerları, insanoğlunu dünyadan silme planını rafa kaldırmasını sağlayan şey olabilir.

“the frightened child who sheltered in my manse died on the dothraki sea, and was reborn in blood and fire.”
ıllyrio mopatis

hazır, diriltme olayından bahsetmişken, biraz daha uçuk bir ihtimalden bahsedeyim. geçen sene incelediğim (#60590631) daenerys'in, ejdarha yumurtalarıyla ateşe yürüme ritüeli, göründüğünden çok farklı olabilir. bu olay, dany'nin ateşe yürüyüp ejderhalarda çıktığı bir doğum değil, dany'nin ateşte ölüp tekrar dirildiği bir ölümden geri gelme ritüeli olabilir. bu konuyu uzun uzun irdeleyen bir undead-dany teorisi de var ama ben detayına girmek istemiyorum. daenerys ve ejderhaların gücün ateşli tarafının araçları olduğu zaten kesin, ölümden geri dönmüş olup olmamasının pek bir önemi yok.

(tl;dr)

tüm bu yazdıklarımın ışığında söyleyebilirim ki, hikayenin sonu (en azından kitapta) dany'nin ejderhalarıyla gelip dünyayı buz zombilerinden kurtarması ve jon snow ile evlenip sonsuza kadar mutlu mesut yaşaması şeklinde gelmeyecek. benim tahminim, daenerys'in istilasının westeros'u yok olma tehditiyle yüz yüze bırakacağı ve white walkerların bir kez daha bu ihtimali önlemek için geri geldikleri yönünde. daha önce de, dünyayı insanların elinden kurtarmak zorunda kalan white walkerlar, bu sefer işi şansa bırakmak istemiyorlar ve insan ırkını komple yoketmeye kararlılar ve daenerys targaryen ve onun getirdiği ateşe karşı amansız bir savaşa başlayacaklar. bu savaşın sonunda, dany, westeros tahtına oturamadan can verecek ve white walkerlar, insanların kaderini ellerine almış olacaklar. onları insanlara bir şans daha vermeye ikna edecek kişi jon snow olacak. kuzeyin tanrıları, bir kez daha insanlarla barış yapıp, tekrar gölgelere çekilecekler. jon snow, ateş ve buzun savaşı yüzünden yok olmanın eşiğine gelmiş westeros'un kralı olacak ve belki de yaptığı barışı pekiştirmek için aynı night's king gibi white walker bir kraliçe alacak (ygritte?). evet, belki jon da, aynı aragorn gibi bir kralın dönüşü yaparak hikayeye noktaya koyacak ama oraya geliş biçimi ve devraldığı ülkenin hali bambaşka olacak.

***
kafamda yüzlerce soru olduğunu ve tüm bunları bir araya getirmekte zorlandığımı en başta söylemiştim. bu yazı da, bir teoriden daha çok bölük pörçük düşüncelerimi bir araya getirme denemesi oldu zaten. daha önceki teorilerde olduğu gibi, bu yazı da olayların kitaptaki versiyonları düşünülerek yazıldı. dizinin, zaman kıtlığından dolayı olası teorilerin hangilerine zamanının kalacağını bilmiyorum. konuyu daha kolay bağlamak için 'dany, buz zombilere karşı' konseptini koruyup, olayı mutlu sonla bile bitirme ihtimalleri var. ama kitapta böyle bir şey olmayacağından emin gibiyim.

Üniversite Tercihi Yapacakların Geleceğini Şekillendirecek Altın Değerinde Tavsiyeler