Futbolun Sadece Futbol Olmadığının Kanıtı Olan Unutulmaz Bir Hayat: Socrates
futbolun asla sadece futbol olmadığını kanıtlayan ender futbolculardan biriydi doktor lakaplı socrates (socrates sampaio de souza vieira de oliveira). bir zamanlar, geçtiğimiz günlerde brezilya devlet başkanı ünvanını alan lula ile beraber, uğrunda mücadele verdiği demokrasi adına, 1.84'lük boyu, kıvırcık saçları ve 'che'vari sakalıyla brezilya cuntasına karşı durmuş devrimci tipli bir 8 numaraydı.
amazon bölgesinde fakir bir ailenin oğlu olarak doğan ve okumayı kendi kendine öğrenen babası raimundo de oliviera, hayranı olduğu yunan felsefesinden bir isim seçerek oğluna socrates ismini verir.
başarılı bir öğrenci olan socrates, futbolu okul dışı bir stres atma aracı görmekteydi. futbola olan doğal yeteneği botafogo'nun ilgisini çektiğinde, amatördeki arkadaşları çılgınca antreman yaparken, socrates bu süreyi ders çalışarak geçirirdi. botafogo'nun bu teklifini "ders çalışmak ve doktor olmak" için reddeden socrates'i, botafogo yetkilileri antremanlara gelmesinin gerekmediğini, sadece maçlara çıkmasının yeterli olacağı hususunda ikna eder. böylelikle, sevdiği işi yaparken eğitiminden de geri kalmayacaktı.
botafogo, 1977'de henüz 23 yaşındayken tıp doktoru diplomasını alan socrates'e, onun bu vardiyalı kariyerini gölgede bırakacak bir teklif yaptı. doktor önlüğünü istediği zaman giyebileceğinin verdiği huzurla sözleşme imzalayan "doktor", sözleşmeyi imzaladı ancak öğrencilik yıllarından en sevdiği alışkanlıklar olan içki ve sigarayı da yanında götürdü.
brezilya futbol tarihindeki en farklı skor olan 24-0'u elinde tutan botafogo, 1977-1978 yılları arasında 52 maçlık yenilmezlik serisi unvanını da, bu kadife ayaklı orta saha ile kazanmıştı. elbette bu durum brezilya devlerinin dikkatini çekti ve sao paolo'daki göçmen işçiler tarafından kurulan ve brezilya'nın ilk işçi sınıfı takımı olan corinthians'a transfer oldu.
o yıllarda brezilya, 1974'te bir grup subay tarafından devlet başkanlığına getirilen cuntacı ernesto geisel tarafından yönetiliyordu. geisel'i, 1979'da başa geçecek orgeneral figueiredo izleyecekti.
socrates, oldukça endişe verici olan ve günlük yaşamı esir alan sosyal eşitsizliklerin sonucunda cunta'ya savaş acar ve 1982 yılında "corinthians democracy" hareketini başlatır. bu hareket bir yandan ülkede daha büyük demokrasi hareketlerini teşvik ederken, diğer yandan da corinthians takımında da bazı değişikliklere yol açtı; artık malzemeciden bulaşıkçıya herkesin bir oyu vardı ve deplasmanda kalınacak otelden, seyahat şekline kadar oylama ile belirleniyordu. 1982 yılında, aynı corinthians tarihe geçecek ve sırtında "democracia" yazan formalarıyla eyalet şampiyonluğu olan paulista'yı kazanacaktı. socrates yıllar sonra, corinthians'i "oynadığım en harika takımdı, çünkü bir futbol takımından daha fazlaydı, siyasi zaferlerim, futbol zaferlerimden daha önemli" şeklinde tanımlayacaktı.
brezilya ekonomisi çöküşteydi ve enflasyon yükseliyordu, halkın yaklaşsan seçimlerde oy kullanması artık 1984 yılında 1.5 milyon kişilik bir mitingde konuşan socrates, protestoyu temsil etmesi için tüm ülkede vatanseverliği sembolize eden sarı rengin her maçta sahada olmasını sağladı, takım arkadaşları yeşil çimlerde sarıya mutlaka yer veriyorlardı. ancak beklenen olmadı ve brezilya 1984'u de cuntacıların elinde geçirdi, bu esnada socrates sonu hüsranla bitecek bir yıllık fiorentina macerasına yelken açtı.
italya'nın lüks ve şatafatlı yaşantısı yerine italya'nın kitaplarından çok şey öğrendi, gramsçi'yi ve italya tarihini okudu. bir yıl sonra, flamengo ile yuvasına döndü ve diretas ja (şimdi hemen seçimler) hareketine destek oldu ve ülkenin 1985'te demokratik rejime geçmesinin bir parçası oldu.
kasım 1989'da botafogo'da futbolu bıraktı.
kaddafi'nin brezilya cumhurbaşkanlığı için aday ol çağrısını ve ticari bulduğu için "futbol elçi"ligi gibi titr'leri reddeden socrates, doğup büyüdüğü şehirde spor hekimliği yaptı.
57 yıllık yaşantısı 2011 aralık ayında bağırsak enfeksiyonundan son bulduğunda, futbolseverlere "futbolun asla sadece futbol olmadığını" ispat eden bir hayat bıraktı.
obrigado doutor.