Fransız Seyyah Jean de Thevenot'un Türkçe İçin 1665'te Söylediği Şeyler
2 aralık 1655'te galata'ya demirleyen fransız seyyah jean de thevenot, ağustos 1656'ya kadar istanbul'da kaldı. gözlemlerini daha sonra relation d'un voyage fait au levant (1665) adlı eserinde topladı. thevenot'un türk dili hakkındaki tespitleri, dönemin dil algısını ve dışarıdan bakışın nasıl şekillendiğini göstermesi açısından oldukça çarpıcıdır:
“türk dili, bildiğimiz doğu ya da batı dillerinden hiçbirine dayanmayan, asli ve özgün bir dildir; ağırbaşlıdır, hoştur ve öğrenmesi kolaydır. bununla birlikte arapça ve farsçadan aldığı pek çok kelimeyle de epeyce zenginleşmiştir. ifade bakımından bol ve zengindir, bilimlerde de sıkça kullanılır; ne var ki türkler bilimlere pek düşkün değildir. bununla beraber, bu iş için görevlendirilmiş hukuk bilginleri (kadılar), yasanın uygulanabileceği bütün alanlarda onu yürütmeyi ve açıklamayı kendilerine iş edinirler. dil, şiire olağanüstü derecede elverişlidir; şairlerinin çoğunun eserlerinde çok ince ve zekice hayaller vardır. şiirleri ile şarkılarının önemli bir kısmını da farsça kaleme alırlar. farsçayı da kolaylıkla öğrenirler; ancak kendilerine özgü bir aksanla ki bu aksan ilk başta kulağa hoş gelmese de, alışıldıkça oldukça hoş gelir.”
kaynak: the travels of monsieur de thevenot into the levant (paris baskısı 1665, ingilizce çeviri 1687).
not: batılı seyyahların gözüyle türkçeyi okumak, bir dilin kurucu hafızasına dışarıdan bakmaktır. bu metinler yalnızca ses ve yapıdan bahsetmez; çağın zihniyetini, kültürel temaslarını, hayranlıklarını ve önyargılarını da açığa çıkarır. benim içinse bu satırlar bir tür dış ses okuması gibidir: hoşuma giden ayrıntılar da var, itiraz ettiklerim de. ama şurası kesin ki thevenot'un kayıtları, türkçenin yalnızca kurallarını değil, hayal kurma gücünü ve şiirle kurduğu yakınlığı da işaret eder. bu yüzden 17. yüzyıldan bugüne sızan en berrak izlerden biridir.