SİYASET 4 Temmuz 2023
29,6b OKUNMA     320 PAYLAŞIM

Fransa'daki Olayların Hiç de Tesadüf Olmadığını Kanıtlarıyla Birlikte Sunan Bir Komplo Teorisi

Fransa'da genç bir göçmenin öldürülmesiyle başlayan olayların, esasında uzun vadeli bir çekişmenin sonucu olduğunu savunan ciddi bir teoriyi yorumunuza sunuyoruz.

30 haziran 2023 fransa olayları konusunda iki çift laf etmek isterim. öncelikle şunu buraya koyalım:


bu yazının başında şunu söylemiştim: "şu an dünyada olanları okumanız ve kaçınılmaz olarak türkiye'ye yansımalarının ne olacağına dair şablonumu da vereceğim." gene ilgili yazıda dünyadaki ana rekabeti açıklamış ve sanılanın aksine amerika birleşik devletleri ile avrupa birliğinin dost değil, aksine asıl rakipler olduğunu söylemiştim. kabaca benzer nüfus, kabaca benzer büyüklükte ekonomi, abd kültürüne rakip olabilecek bir kültür ve en önemlisi sanayi büyüklüğü...

kayda değer ordusu olmayan (daha doğrusu oldurulmayan), hatta üstüne 100.000 amerikan askerinin görünmez işgali altında olan avrupa birliği'nin tek yolunun çin ile yürümek, amerika birleşik devletlerinin ise tek amacının çin ile avrupa'nın birleşmesini önlemek olduğunu uzun uzun anlatmıştım.

zaten alıntıladığım yazıyı okuduysanız, fransada yaşanan olayları çok uzun yazmaya gerek yok, kendiniz çoktan çözmüşsünüzdür. sadece fransa'nın son birkaç ayından bahsetmemiz yeterli olacaktır.

1) nisan 2023'te macron, abd'nin rakibi çin'e üç günlük resmi bir ziyaret gerçekleştirerek şunları söyledi

a) avrupa, baskılara karşı koyarak amerika'nın takipçisi olmayı reddetmeli

b) avrupa, amerika'ya olan bağımlılığını azaltıp olası çin-abd çatışmasına sürüklenmemeli

c) avrupa, tercihen fransa önderliğinde, üçüncü süper güç olmalı

d) avrupalıların cevaplaması gereken soru; tayvan'da bir kriz bizim çıkarımıza mı? hayır. daha da kötüsü, biz avrupalıların bu konuda amerika'nın takipçisi olmamız ve yolumuzu amerika'nın belirlemesine izin vermemiz. kaynak

ek not olarak, macron'un abd karşısında ve çin'in yanı başında olmaları gerektiğine dair mesajından sonra çin halk cumhuriyeti, tayvan açıklarında yeni bir askeri tatbikat başlatmış.

2) macron'un çin ziyareti amerikan basınında ziyadesiyle eleştirildi

yani macron'un tüm mesajları yerini bulmuş. 10 nisan 2023 tarihinde nypost'ta çıkan şu makaleden bazı satır başlarını dikkatinize sunuyorum:

a) macron, amerika ile gereksiz bir kavga başlatıyor

b) başkan emmanuel macron'un pekin'e yaptığı anlamsız gezi ve avrupa'nın "stratejik özerkliği" konusundaki amerikan karşıtı imaları bir göstergeyse, fransa'nın mevcut yönetimi altındaki son 14 aydan çok az ders çıkarılmıştır.

c) macron, genel olarak avrupalıları değil, yalnızca zayıf parlamento çoğunluğunu ve kendi egosunu temsil ediyor hehe. kaynak

3) o lanetli cümle

aynı çin ziyaretinde macron, kendisinden önce birçok dünya liderinin (kaddafi, saddam) fiziki ölümüne sebep olmuş bir söylemi de dillendirmiş: "avrupa birliğinin amerikan dolarına olan bağımlılığını azaltmamız gerekiyor." kaynak

tabii ki fransa zayıf bir orta doğu ülkesi olmadığı için başkan macron'un canından endişe etmemize gerek yok. fakat ciddi bir uyarının fransa'nın kapısını çalacağı aşikarmış.

4) macron'un brics toplantısına dair isteği

14 haziran 2023, macron brezilya, rusya, hindistan, çin ve güney afrika'dan oluşan brics'in ağustos ayında g. afrika'da gerçekleşecek toplantısına davet edilmek istemiş. rusya da, macron'un brics toplantısında bulunmasının uygun kaçmayacağını açıklamış. kaynak

5) nato'nun abd ve ingiltere önderliğinde genişleme isteği aşikar

başkan macron bu sefer de nato'nun japonya'da ofis kurma planına karşı çıkmış. kaynak

6) silah sistemine olan güvensizlik

20 haziran 2023 tarihinde macron, almanya'nın abd-israil üretimi arrow-3 hava savunma sistemi tedarikine atıfta bulunarak: avrupa birliğinin kendi hava savunma sistemini kurmasını, abd-israil silah sistemlerine güvenmemesi gerektiğini söyledi. kaynak

evet dostlar. yazdıklarım, fransa'nın aksiyonları ve başına gelenler yukarıdaki linkte bahsettiğim şablona ne kadar da güzel uyuyor değil mi?


peki anglo saksonlar (abd & ingiliz) fransa'dan ne istiyor olabilir?

a) fransa'nın çenesini kapatıp zayıflatılacak avrupa fikrini kabullenmesi mi?

b) macron'un inip, italya'da olduğu gibi anglo saksonlarla daha iyi çalışacak daha sağ bir yönetimin gelmesi mi?

c) fransa'yı iyice köşeye sıkıştırıp, fransa'yı alman güdümünden çıkarıp, tıpkı 1. ve 2. dünya savaşlarında olduğu gibi almanya'ya karşı ingilizin yanında konumlandırmak mı? unutmayın iki dünya savaşında da fransızlar, almanlara karşı savaştı.

şüphesiz ki bu seçeneklerden hangisinin gerçek olduğunu bize zaman ve gerçekleşen olaylar gösterecek.

fakat en zor seçenek olan "c" seçeneği konusunda bir gelişmeden bahsetmek isterim

2016 yılında fransa ile avustralya (başka bir anglosakson ülkesi) arasında 36 milyar dolarlık nükleer güçlü denizaltı sözleşmesi imzalanıyor. fransız denizaltı üreticisi (bkz: dcns) sözleşme kapsamında 12 adet nükleer güçlü denizaltı üretecekti.

neyse köprünün altından bir çok su akıyor ve avustralya hükümeti, fransızlar ile olan sözleşmeyi feshedip, abd-ingiliz ortaklığıyla nükleer denizaltı üretmeye karar veriyor.

akabinde, fransızlar bildiğiniz öfke krizine girip, fransa'nın amerika büyük elçisini geri çekiyorlar. kaynak

o dönemki avustralya başbakanı scott morrison, görev süresi bittikten sonra dünyanın nasıl işlediğine dair çok kısa ama önemli bir açıklama yapıyor.

morrison, fransızlara sözleşmeyi feshedeceklerini özellikle söylemediğini, aynı zamanda iki yıl boyunca abd ve ingiltere ile alternatif bir ortaklık için gizlice çalıştıklarını belirtmiş. kaynak

soran olursa serbest piyasa, liberalizm, kapitalin serbest dolaşımı dersiniz :)

amerika-avusralya ve birleşik krallık arasında oluşturulan bu yeni askeri ortaklığın adı (bkz: aukus) bu kısaltmayı unutmayın zira nato'nun bir nevi pasifik ayağını oluşturacak bir yapıdan söz ediyoruz.

neyse efendim, birleşik krallık'ta taze taç giyen kral charles'ın ilk resmi ziyaretini fransa'ya gerçekleştirdi. kaynak

üstüne şu haberde bahsedildiği üzere: "eğer macron aukus'a karşı daha olumlu bir tavır takınırsa, aukus'a katılıp bu ittifakı fraukus yapabilir" diye ağzına bal da çalındı.

ve son olarak daha geçen ay şöyle bir devam makalesi geldi: emmanuel macron must get over his aukus sulk – before it’s too late / emmanuel macron, çok geç olmadan aukus somurtkanlığını aşmalı. makalenin sonu çok çarpıcı, macron'un çok geç olmadan önündeki fırsatı yakalaması gerektiğinin özellikle altı çizilmiş gibi geldi. kaynak


özetle dostlar, fransa ve macron'a ayar veriliyor

veren de bizzat abd-ingiltere. bu ayar verme çok uzun zamandır devam etmekte. son 10 yılda yaşanan şu iki büyük terör saldırısını ve mütemadiyen ortaya çıkan sarı yelek isyanlarını asla unutmayın.

a) 2016'da fransa milli bayramı olan bastille gününde kalabalık arasına dalıp 86 kişiyi öldüren kamyon saldırısını

b) kasım 2015'te paris'te 130 kişinin ölmesi ve 400 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan terör saldırıları

olaylara geniş çerçeveden bakıldığında dış minnakların sadece bizde olmadığını anlayacaksınız. sevgiyle kalın...