fince'de kalsarikännit diye bir kelime var: evde, dışarı çıkma planı olmadan, sadece iç çamaşırlarınla içki içmek.

kalsaritiç çamaşırı
kännitsarhoş olmak, alkol almak

finlandiya, uzun kışları, soğuk iklimi ve yalnızlığa alışkın yaşam tarzıyla biliniyor. bu yüzden insanlar bazen kalabalık eğlence ortamlarına gitmek yerine kendi evlerinin rahatlığında bir şeyler içmeyi tercih ediyor. kalsarikännit, bunu suçluluk hissetmeden, doğal ve kabul gören bir yaşam tarzı olarak tanımlıyor.

o kadar yaygın bir kavram ki, finlandiya dışişleri bakanlığı bile bu kelimeyi ülkenin “resmi emoji” setine dahil etmiş. biz de cimer'e yazıp, bizim bakanlardan isteyelim mi?

aslında özetle yalnızlıktan kaçış değil; kendi başına keyif alabilme becerisi. toplumsal baskı olmadan rahatça vakit geçirmek. günlük stres ve sorumluluklardan sıyrılıp “benim anım” yaratmak gibi.

benzerleri de var. danimarka'da hygge; sıcak, huzurlu, evde rahat bir atmosfer yaratmak. japonya'da ikigai, yaşam amacı, hayatın küçük şeylerinde anlam bulmak. isveç'te fika, kahve eşliğinde sosyalleşme, küçük mola kültürü gibi gibi.

flörtünüz "ne yapıyorsun?" diye sorduğunda veya sormadan içinizden gelerek, bir fotoğraf atıp ardından da -kalsarikannit yapıyorum - diyerek ortamlarda hava atarsınız artık :)

bol şanslar türkiye.

Türkçede Tam Karşılığı Bulunmayan, Danimarka'ya Özgü Bir Mutluluk Kavramı: Hygge