OYUN 8 Şubat 2017
92b OKUNMA     1105 PAYLAŞIM

FIFA'ların, PES'lerin Olmadığı Dönemlerin Efsane Oyunu Goal 3'ten Akılda Kalanlar

Şimdi biraz atari oynadığımız dönemlere doğru küçük bir nostalji yolculuğuna çıkıyoruz.


tamamiyle kendin yönettiğin takım kaptanına defanstan muazzam bir orta açtığında kafa topuna kalkmasını beklerken yerde solucan gibi kıvrandığını görmek.

böyle özel rövaşatalı şut çekildiğinde topun kaleciyi uçurup ağları delip geçmesi.

bir de japon takımında at kuyruklu herif geliyor aklıma hep.

ulan çocuktuk, küçüktük.. harddisk, ram, rom değil değil de, bir tek makine ısındı mı ısınmadı mı diye bakardık.


tam rakibe çalım atmaya çalışırken sahada hortum çıkması; seni, rakibi ve topu kapması ve üçünü de sahanın çeşitli taraflarına fırlatmasını içeren anılar.

bu arada hortum aldıktan sonra top dışarı çıkarsa rakip taç kullanırdı.

meksika takımı maske takardı ve gol yediğinde tek ağlamayan takım kendileriydi.

moğolistan at kuyruklu elemanlardan oluşurdu.

arjantin'in kalecisi çalımcıydı, topu aldığı vakit kimseye vermeden kaptırıp giderdi.

kamerun en zorlu afrika takımıydı.

bir de devre arasında menüde takım kaptanı arkadaşına taktik anlatırdı. eğer devreyi önde kapadıysa mutlu mesut anlatırken, berabereyse ciddi ciddi eğer yenik durumdaysa obradoviç gibi kızgın bir şekilde anlatırdı.

günün birinde hiç ilerleyemediğim kadar ilerlemem, saatin geç olması ve annemin "yat artık" diye tutturması, 

günümüz oyunları gibi oyunu kaydetme gibi bir özellik olmadığından televizyonu kapatıp atariyi açık bırakmam ve sabah kaldığım yerden devam edip şampiyon olmam.

oyunla ilgili benim aklımda kalan japonlarda muz şutu atan bi adam vardı, oyundaki en efektif şut muz şutuydu. belli noktalardan vurulduğunda banko gol oluyordu. 

mimikler çizimler harikaydı. turnuvanın ilk maçları rakipler kolay olur -thailand-maç epey farklı skorlu biterdi. gol sevinçleri gol yiyen takımın ağlaması, değişik saha ve iklim koşullarıyla çok kapsamlı bir oyundu.

kalecilerin hiç bir şekilde tutamadığı brezilya'nın özel vuruşu. top balık oluyordu ve kaleci tutmaya çalışınca şaftı kayıyordu. brezilya ve balık nasıl bir bağlantı onu da anlamadım pek.

özel şut çekmek için; top havadayken şut tuşuna basılırdı.

en güçlü takım, oyunun yaratıcıları japon takımıydı, her futbolcunun kendine has özel şut gücü vardı. en havalı en cool karakteri uzun saçlı bir futbolcuydu ve onla takım arkadaşın kafasına çıkabiliyorduk.


özel şuta değen futbolcu göğe yükselirdi.

gol yiyen takımın oyuncuları salya sümük ağlayıp, tırnaklarını yerken gol atan takımın oyuncuları çocuk gibi sevinirdi.

penaltı atışlarında kaleciler çıkışabilirdi.

gol sevinçlerinde adamı yöneterek çeşitli şekillerde sevinmek.

1111 1111 ffff şifresini kendi kendime bulmam. oyun bayağı ileriden başlıyordu ve 3-5 maç sonra dünya kupası elemeleri başlıyordu.

takım listesinde üst taraflardaki takımlara özel kafa ve özel rövaşeta ( top kırmızı oluyordu ) vurulunca gol olması fakat alt taraftaki takımların bu vuruşları yememesi.

sahaya yıldırım düşünce bazen topun elektriklenmesi ( galiba top ıslak yerde olunca ya da ıslak olunca - rengi mavimsi oluyordu - ), elektriklerince eğer saha ile bağlantısı kesilirse topa değen oyuncuları elektrik çarpması ( havadan pas atınca ya da topu havaya dikince ).

topun üstünde yürüyebilmek.

ve tabii ki efsane müzikleri: