FUTBOL 6 Şubat 2020
113b OKUNMA     703 PAYLAŞIM

Fenerbahçe'nin UEFA'da Yarı Finali Gördüğü Efsane 2012-2013 Sezonu

Fenerbahçe, 2012-2013 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'nde mükemmel bir performans sergileyerek yarı finale kadar çıkmış, yarı finalde Benfica'ya elenerek turnuvaya veda etmişti. Fenerbahçe taraftarları için yeri her zaman ayrı olacak bu sezonu hatırlayalım.

fenerbahçe o sene şampiyonlar ligi ön elemelerinde romanya ekibi olan fc vaslui takımıyla evinde 1-1 beraber kalıyor ve deplasmanda 4-1 yenerek şampiyonlar ligi ön elemesinde bir üst tura çıkıyor. son elemelerde ise spartak moskova ile eşleşen fenerbahçe, deplasmanda 2-1 yenildiği spartak moskova ile evinde 1-1 berabere kalıyor ve şampiyonlar ligi ön elemelerinden elenip direkt olarak uefa avrupa ligi gruplarına kalıyor. ayrıca deplasmandaki maçta fenerbahçe'yi eleyen gollerden birisi emmanuel emenike'den geliyor.

fenerbahçe, şampiyonlar ligi'nden elenmenin verdiği bozuk bir moralle uefa avrupa ligi'ne gitmişti. uefa avrupa ligi'nde c grubuna düşen fenerbahçe'nin rakipleri olympique marsilya, borussia mönchengladbach ve ael limassol oldu.

20 eylül 2012: fenerbahçe - marsilya maçı

fenerbahçe'nin avrupa ligi c grubu'nda oynadığı ilk karşılaşmaydı bu. alex de souza ile çıktığımız son avrupa ligi maçıydı bu maç. caner erkin ve alex de souza'nın golleriyle 2-0 öne geçsek bile, şu an futbolcumuz olan mathieu valbuena ve andre ayew'in golleriyle 2-2 berabere kalıyoruz.

4 ekim 2012: mönchengladbach - fenerbahçe maçı

borussia mönchengladbach maçına, marsilya'ya son saniyede verdiğimiz 2 puanın üzüntüsüyle çıkmıştık ve daha 17. dakikada yediğimiz golle de 1-0 geriye düşmüştük. ancak arkasından daha ilk yarı bitmeden raul meireles'in ve cristian baroni'nin jeneriklik golleriyle durumu 2-1'e getirdik. ikinci yarıda dirk kuyt'ın gelişine müthiş temiz bir vuruşuyla 3-1 olan maç, 3-2'ye ve 4-2'ye geldi. fenerbahçemiz, almanya'da aldığı bu 3 puan ile grupta tekrardan umutlandı.


25 ekim 2012: ael limassol - fenerbahçe maçı

güney kıbrıs rum ekibi ael limassol'a konuk olmuştuk bu sefer de. o maçı o zamanki stoperimiz egemen korkmaz'ın kafa golüyle 1-0 almış ve 3 puana ulaşmıştık.

8 kasım 2012: fenerbahçe - ael limassol maçı

ael'i bu sefer de kadıköy'de konuk ediyorduk. dirk kuyt'ın çok güzel bir golüyle daha ilk dakikalarda öne geçmiştik. gerçekten dirk kuyt gibi bir adam fenerbahçe'ye o tarihten sonra gelmemiştir. kuyt'tan sonra moussa sow'un da sahneye çıkmasıyla 2-0'lık net bir skorla maçı almıştık. aykut kocaman o maçta 4-2-3-1'i bırakıp 4-3-3 taktiğine dönmüştü. ileri uçta stoch-sow-kuyt üçlüsü vardı.

22 kasım 2012: marsilya - fenerbahçe maçı

grupta kafa kafaya çekişen iki takım olarak borussia mönchengladbach ve marsilya kalmıştı. 5'er puanda olan iki takım için her puan önemliydi. fenerbahçe ise rakiplerine 2 katı puan farkı atmış ve 10 puan farkla lider durumdaydı. bizim de 1 puan almamız durumunda gruptan çıkmayı garantileme durumumuz vardı. o maçı bekir irtegün'ün röveşata (evet yanlış okumadınız röveşata) golüyle 1-0 kazanmış ve 13 puan ile gruptan çıkmayı rahat bir biçimde garantilemiştik.


6 aralık 2012: fenerbahçe - mönchengladbach maçı

fenerbahçe gruptaki son karşılaşmasında alman ekibi borussia mönchengladbach'a 3-0 yeniliyor ve grubu lider olarak tamamlıyordu.

son 32 turunda ise bate borisov rakibimiz olmuştu.

14 şubat 2013: bate borisov fenerbahçe maçı

fenerbahçe'nin aslında bir maç berabere kal, diğer maç kazan ve turu geç taktiği bu maçla birlikte başlamış oldu. o uyku getiren oyun dedikleri eğer buysa, o taktik burada başlamıştı. o maçta 90 dakika 0-0 bittiği için turun ne olacağı kadıköy'deki maça bağlanmıştı.

21 şubat 2013: fenerbahçe - bate borisov maçı

fenerbahçe son 32 turu rövanş maçında bate borisov'u evinde konuk etti. deplasmanda berabere kalmak iyi bir şey olsa da golsüz beraberlik biraz sıkıntı oluyordu çünkü deplasmanda gol atamamak da pek avantajlı bir olay değildi. ayrıca o maçı tribün olaylarından dolayı seyircisiz oynamak mecburiyetindeydik. geçen maç bizden, bu maçta da kırmızı kartla onlardan bir oyuncu atılmıştı. ilk yarının bitimine artık saniyeler kala kazandığımız penaltıyı cristian baroni'nin gole çevirmesiyle maçı 1-0 kazanmış ve son 16'ya kalmıştık.

ancak bu maç, seyircisiz maçta seyircisiz oynama cezası aldığımız ironik maç. dışarıdan paraşütle içeriye atılan fişeklerden dolayı tekrardan ceza alıyorduk.


7 mart 2013: viktoria plzen - fenerbahçe maçı

bu maçta, beşiktaş'ın kiev karambolünü yaşadığı gibi bir karambol yaşıyorduk 37. dakikada. ceza sahamızdan çıkarken bir hatayla kaptırdığımız top, gerçekten bizi terletmişti. o maçta pierre webo'nun attığı kafa golü ile 81. dakikada 1-0 öne geçmiştik ve maç da bu skorla sona ermişti.

14 mart 2013: fenerbahçe - viktoria plzen maçı

salih uçan'ın bize yaptığı en güzel kıyak bu maçtaydı sanırım. o maçta attığı golle 1-0 öne geçiyor, daha sonrasında yediğimiz golle durum 1-1'e geliyordu. maç da bu skorla bitiyor ve fenerbahçe uefa avrupa ligi'nde çeyrek finale kalıyordu.

4 nisan 2013: fenerbahçe - lazio maçı

iki eşleşmedir evinde seyircisiz oynayan fenerbahçe, nihayetinde avrupa ligi'nde seyircisine kavuşmuştu. o maçta gerçekten direkten dönen çok net pozisyonlarımız vardı. 77'de pierre webo'nun penaltıdan attığı ve 89'da dirk kuyt'ın tamamlayarak 2. golü attığı güzel bir skorla maçı tamamlamıştık.

ayrıca moussa sow'un aykut kocaman'ın kafasına şaplağı attığı maç da bu maçtır.


11 nisan 2013: lazio - fenerbahçe maçı

lazio'nun bu maçta seyircisiz oynama cezası vardı bu yüzden avantajlı durumdaydık. kadıköy'den de net bir skorla geldiğimiz için tura yakın olan taraf bizdik. 60'da geriye düşsek bile caner erkin'in 72. dakikadaki golüyle 1-1'e getirmiştik durumu. daha sonra volkan demirel'in de bazı net kurtarışları sayesinde başka gol yemeyerek maçı 1-1 tamamlamış ve yarı finale çıkmıştık.

25 nisan 2013: fenerbahçe - benfica maçı

şimdi burada biraz da kendi anılarımı anlatmak istiyorum. fenerbahçe'nin kurasının çekileceği gün okuldaydım. fanatik galatasaraylı öğretmenimle fenerbahçe'ye kim gelir sohbeti yapıyorduk. chelsea veya benfica sohbeti dönüyordu sürekli. tabii hocam bize takılmak için "chelsea gelir. " diyordu. öğleden sonra benfica ile eşleştiğimizi öğrendiğimizde de "zor kura. " demişti. hep senin gözün kaldı değil mi hocam?

bizi kanser eden en büyük maçlardan birisidir bu maç. çünkü fenerbahçe bu maçta benfica'ya karşı değil kale direklerine karşı oynamıştır. moussa sow'un kafa vuruşu, cristian baroni'nin penaltısı ve dirk kuyt'ın dönüp vurduğu pozisyon direkten dönmüştü. hatta egemen korkmaz'ın kaydettiği tek gol bile direğe çarpıp kalenin içine girmişti. fenerbahçe o maçta direkleri geçebilse 2-0 hatta 3-0'ı bulabilecek durumdaydı ve şu an belki bambaşka bir yazı yazıyor olabilirdik.

fenerbahçe, eline geçirdiği o kadar fırsata rağmen sadece 1-0'lık skorla benfica deplasmanına gidiyordu.


2 mayıs 2013: benfica - fenerbahçe maçı

avrupa kupalarında mayıs ayını gördüğümüz nadir anlardandı bu an. daha 8. dakikada ilk golü yemiştik. dirk kuyt'ın kullandığı penaltı ile de durumu 1-1 yapmıştık. şimdi benfica'nın bizi elemesi için 2 gol atması gerekiyordu. ilk yarı bitmeden oscar cardozo'nun golüyle benfica durumu 2-1 yapmıştı. 65'de yine sahneye çıkan cardozo durumu 3-1'e getirmişti.

o maçı hatırlıyorum, fenerbahçe hiç daha önceki fenerbahçe gibi değildi. çok basit hatalar yapıyorduk ve neredeyse kaybedeceğimizi ikinci yarıdan sonra anlamış gibiydik. tabii evimizdeki maçta o kadar fırsatı atabilsek belki bu maçtaki hatalarımızı kapatırdık ama maalesef olmadı ve fenerbahçe'nin avrupa kupası heyecanı burada son buldu.

daha sonrasında zaten benfica finalde chelsea'ye 2-1 kaybederek finalde kupayı kaybetmiş oldu.

o maçta bizi en çok korkutan olaylardan birisi de gökhan gönül'ün aldığı darbe ile yerde kalmasıydı. başına çok sert bir tekme yemiş ve dakikalarca yerde yatmış, sonra da hastaneye kaldırılmıştı. hatta bu beşiktaş olayları olana kadar da o kanlı forma fenerbahçe müzesinde sergileniyordu. sonra kaldırıldı diye bir haber çıktı ama son durumunu pek bilmiyorum.

fenerbahçe, tarihinde böyle güzel bir anıyı da geride bırakmıştı. her şeye rağmen güzel günlerdi. gerçekten oynadığımız kadroya bakıyorum da o dönem oyuncuları bayağı bir eleştirmiştik, ancak şimdi o oyuncuları ve hırslarını bulabilsek öpüp başımıza koyardık herhalde.

Fenerbahçe 2001-2002 Sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde Neden 0 Çekti?