SİNEMA 2 Haziran 2023
28,6b OKUNMA     417 PAYLAŞIM

Fast and Furious (Hızlı ve Öfkeli) Serisinin 10. Filmi, Fast X'in Detaylı İncelemesi

2001'de start alan Hızlı ve Öfkeli serisi, tamı tamına 10. filme ulaşmış durumda ve duracak gibi de gözükmüyor. Detaylara inelim.

hollywood'u, bu abartıyı ve tüm hovardalığını seviyorum

sevmemin sebebi, dev ekrana yansıyan görsellerin görkemli olması ve para verip bilet alan, sinemaya gelen izleyiciyi, o şaşaasıyla cezbetmesi. fast and furious serisinin son filmi fast x için diyebileceğim şey şu ki, böylesi bir hovardalığı ve coşkuyu, çok az filmde görebileceğinizdir.

bu görkemli, daha doğrusu gösterişli sinemayı açıklarken, öncelikle filmde yer alan üç kadın oyuncudan bahsedeyim. charlize theron, brie larson ve helen mirren. bu üç oyuncunun ortak özelliği, en iyi kadın oyuncu oscar ödülüne sahip olmaları. böylesi bir filmde 3 tane deve dişi kıvamında kariyerli oyuncu oynatmak! aslında bu bile bir tür hovardalık. sebebi şu, filmde yer alan bu üç kadının rolleri, aslında hollywood'da yer alan herhangi bir 2. sınıf (no name) kadın oyuncunun bile çok rahat kotarabileceği basitlikte. ancak prodüksiyon öyle devasa bütçeli ve çarpıcı ki, bu basit rollere bile harika kariyeri olan kadın oyuncular eklemleniyor. yani fast x aslında, "ben her anlamda çok büyük bir projeyim." diyor bizlere, kendi ana dilinde. yani o afişe girecek olan insanların hepsini tanıyacağımızı, hiçbir masraftan kaçınmadıklarını da anlamamızı istiyorlar.

tabii bu kadar büyük savurganlığın altında yatan esas neden, serinin adeta pırlanta pisleyen bir keçi olmasından kaynaklı. serinin birçok filmi, eleştirmenler tarafından yerden yere vurulsa da, gişede bölüm sonu canavarı kimliğini asla kaybetmiyor ve her filmde devasa bir gelir yaratıyor. fast serisi öylesi bir franschise ki, seri 12. bölümde bitirilse bile, şimdiden milyarlarca dolar değeriyle, en azından gişe anlamında sinemaya ve hollywood'a kocaman bir damga vurmuş durumda. dolayısıyla bu az önce bahsettiğim hovardalık, aslında kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyen bir yapımcı kurnazlığını içeriyor. işte o afişte gördüğümüz bir düzine insanın, neden hep tanınır yüzlerden seçildiğini, bu sayede anlamak da zor olmuyor.


fast x, bir önceki bölüm olan f9 efsanesinin epey önünde bir yapım olmuş

9. bölüm seri içinde ne kadar gerilerde kaldıysa, 10.bölüm serinin önünü açan bir yapım olmuş. bir aksiyon filmine göre uzun süresine rağmen, filmde sıkılmayı bi kenara bırakın, çoğu yerinde nefes nefese kalıyorsunuz. heyecan/adrenalin ikilisi filmde hep yüksek seviyede.

filmdeki roma (dante'nin cehennemi) sahnesi, ağzımı açık bıraktı. nötron mayını ile resmi geçit yapan dominic'in (vin diesel) bizi aksiyona doyurması nadir bulunan cinstendi. bunun dışında eski yıllara, fast five'a bizi götüren rio soygununun başlangıç sahnesinde paul walker abimizi tekrar görmek, hayran izleyiciyi kalbinden vurdu. rio sahilindeki artık klasikleşen, bol nitrolu drag race, portekiz otoyolundaki çılgın kovalamaca ve finalde sular seller, patlamalarla dolu baraj sahnesiyle, bugün de aksiyona doyduk çok şükür.


elbette fast & furious serisi, her ne kadar izleyiciyi aksiyona doyurmakta başarılı olsa da, filmlerin hikayesinin çok da parlak olmadığını söylemek lazım. fast & furious'u özellikle 4. bölüm ile beraber, çok sevdiğiniz ve yemekten kendinizi alıkoyamadığınız o zincir burgerin double cheeseburger'ine benzetirim. seçeneksiz kaldığınızda yersiniz ve geçersiniz. o anlık işinizi görür, sonrasını düşünmezsiniz. milli gurmemiz vedat milor'un methettiği kaliteli yemeklerimiz ya da canan karatay'ın uyarıları umrunuzda olmaz. o, sizi suçlu hissettiren fast food menüsü, arada kendinize hak gördüğünüz bir günahtır. işte fast serisi biraz da böyle. izle ve unut. panpalarınla aksiyona doy ve sahnelerde bağır, çağır, bazen de söv. bu da bir tür zevk . hiçbir izleyici, bu seriyi seyrederken sinema sanatına yönelik değerler beklemiyor zaten.

filmin kötü adamı dante (jason momoa), bu filmdeki performansıyla şimdiden izleyiciyi ikiye böldü. kendisine bu film özelinde ayrı paragraf açmak lazım. momoa'yı çok trajikomik, cringe ve saçma/karikatürize bulanlar var. rolüne uygun olmuş diyen de var. doğrusunu söylemek gerekirse, jason momoa'nın filmi apaçık biçimde sürüklediğini görüyoruz. yani 10. bölümde "pastanın çileği" aslında bay dante. eğer burada söz konusu olan film, kendisini fena halde ciddiye alan, tom cruise'un görevimiz tehlike'si olsaydı, momoa'nın o filmde kötü adamı oynaması düşünülemezdi. ancak fast x'de durumlar biraz farklı. çünkü fast x aslında kendisiyle de dalga geçebilen bir seri. daha önce serinin bir filminde, paraşütle arabaları uçaktan attılar arkadaşlar. yani bu seri esasen izleyiciye "oha, yok artık! çüşş, bu ne be?" dedirtmeye çalışan bir filmler bütününe dönüştü. dolayısı ile kendisiyle böylesine dalga geçebilen bir seride, momoa'nın performansının filme çok uyduğunu söylemem lazım. çünkü kendisi daha önce hiç göremeyeceğiniz bir absürtlükte kötü adam portresi çiziyor ve yer yer insanı kahkahalara boğuyor. sırf jason momoa'nın sıra dışı performansı için bile bu filmin izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. ilerleyen yıllarda fast x'in serideki ayrıksı yeri, bu filmdeki jason momoa'nın varlığı sebebiyle olacak. "10. bölüm, hımm, hani şu jason momoa'lı (dante'li) olan bölüm" diyeceğiz.


hızlı ve öfkeli 10 (fast x) , yukarıda da belirttiğim gibi, izle ve unut türünde bir film

kalıcı bir etkisi yok ve hikayesiyle parlamıyor. ancak şu bir gerçek, film her daim gişede çok başarılı. özellikle abd ve kanada dışında, yani dünyanın geri kalanında da (ülkemiz dahil) her zaman listelerin ilk sırasına demirliyor. ben bu başarıyı, filmin kolay anlaşılır olmasına, adeta on/off tuşundan ibaret olan erkek misali, basit ve içgüdüsel eril denklemle yazılmasına bağlıyorum. her bölümünde testesteronun ve ergen reaksiyonlarının had safhada olduğu film, elbette çoğunlukla erkek izleyiciye hitap ediyor. serinin birçok filmini birden fazla izlemiş olanların beğeneceği, seriyle uzaktan yakından alakası olmayanların yanından bile geçmese iyi olacağı bir film, fast x.

kendi adıma filmin beklentilerimi karşıladığını ve izlerken hiç sıkılmayıp, keyif aldığımı söylemeliyim. fast x, serinin en iyi üç filminden biri olmasa da, beyaz perdede tüm gösterişiyle izleyiciyi cezbediyor ve şaşırtıyor. 9. bölümde yaşadığımız hayal kırıklığını da, kendince tedavi etmişe benziyor.