PSİKOLOJİ 12 Ocak 2018
64,3b OKUNMA     768 PAYLAŞIM

Farkına Varıp Yönetebildiğinizde Daha Mutlu Olmanızı Sağlayacak Bir Kavram: Otomatik Düşünce

Farkında olmasak da gündelik hayattaki çoğu durumda beynimiz otomatik olarak bir şey düşünüyor. Bu otomatik düşünceler de otoritelere göre depresyonun ve mutsuzluğun en temel sebeplerinden biri. Ancak bu negatif gibi görünen durumu pozitife çevirmek de sizin elinizde.

otomatik düşünce, bilişsel terapinin merkezinde yatar. durumlar karşısında otomatik düşünceler oluşur, ancak bunların çoğunlukla farkında olunmaz. bilişsel terapi, otomatik düşüncelere dair farkındalığın artırılmasını ve bunların test edilmesini esas alır. bu yolla, varsayımlara, kurallara ve temel inançlara da ulaşılması ve bunların fonksiyonel olmayanlarının değiştirilmesi hedeflenir.

temel soru "aklımdan ne geçiyor?"dur.

örneğin, yolda bir arkadaşınızı görüyorsunuz, yanınızdan geçip gidiyor. tam o anda aklınızdan ne geçiyor?

- beni görmedi.

- beni görmezden geldi.

duygunuz ve tepkiniz otomatik düşüncenize göre ortaya çıkacaktır. bir durumda tek bir otomatik düşünce de olmayabilir. bunlara duygular da eşlik eder ve süreç içinde otomatik düşüncelere ek olarak o anda hissedilen duygu da belirlenerek bunların gerçeklikleri test edilir, zira bir duygu ya da düşünceyi ortaya çıkaran asla bir durum değil, bu duruma dair kişinin algısıdır.

süper olaydır; üstünde çalışıp, fark ettikçe kendini hayatına ve beynine sonunda tam olarak hakim olmuş gibi hissetmek mümkündür.

otomatik düşünce; insanın somatik reaksiyonlarını, davranışlarını ve duygularını etkileyen, aynı zamanda bunlardan etkilenen bir düşünce türü

bilişsel formülasyona göre, otomatik düşünce sistemi yukarıda saymış olduğum birbirini etkileyen dört değişkene sahiptir. yaşadığımız olaylar, düşünmemize sebebiyet vererek duygularımızı ve davranışlarımızı etkiler. bu etkinin sürekliliği ve kendini muhafaza etmesi sonucunda düşüncelerimiz otomatize olarak beynimize kazılır. 

bir günlük moral bozukluğu bile insan beyninde negatif otomatik düşünce oluşturabilir ve hatta uzun soluklu depresyona sürükleyebilir. depresyondan çıkmanın bu konudaki yolu ise, pozitif düşünceler ile davranışlarınızı ve duygularınızı manipüle etmeye çalışarak depresyonda kalmanıza sebebiyet veren otomatik düşünceyi değiştirmenizdir.

bilişsel davranışçı teoriye göre depresyonun temelini olumsuz otomatik düşünceler oluşturur. bu düşünceler kişinin kendisi, çevresi ve geleceği ile ilgili temel inançlarının anlık zihinsel yansımalarıdır. sanılanın aksine bu düşünceleri yok saymak, bastırmaya çalışmak (represyon) ya da bunlarla aşırı uğraşmak (ruminasyon) sorunun ancak ertelenmesine ya da derinleşmesine neden olur. aynı kurama göre kişinin olumsuz otomatik düşüncelerini tanıması ve sonrasında karşısına alternatif düşünce koyabilmesi terapide ana prensiptir.

örnek vermek gerekirse x şahsının sevdiği y şahsının kendisine selam vermemesi üzerine "y beni sevmiyor, zaten kim yüzüme bakar ki?!" şeklinde düşünmesi olumsuz otomatik düşüncedir. ardindan "y'yi hiç bir zaman kazanamayacagim, beni kesinlikle beğenmiyor." diye gününü geçirmesi ruminasyon olur. bunun yerine olumsuz düşüncenin, temel inançlar-şemalar gereği zihnine düşen bir yansıma olduğunu farketmesi, bu düşünceler yerine "y'nin dikkatini çekmek icin neler yapabilirim?" şeklinde harekete yönelik, kanıtlanabilir, ölçülebilir bir alternatif düşünce oluşturması basit bir örnek olabilir.

tabii ki üstteki örnek çok basit bir örnektir. daha karmaşık sorunlar ve temel inançlarla ilgili çalışmalar kisiye özel çalışmalar gerektirir. terzilik gibidir. bunun için profesyonel yardım gerekebilir.