BİLİM 9 Ekim 2025
5,4b OKUNMA     66 PAYLAŞIM

Evrim Geçirmeye Devam Ettiğimizin Kanıtı Olan Bedensel Kalıntılar

Zaman ilerliyor, biz de onunla birlikte değişiyoruz.

evrime bir kanıt yok, evrim teoridir ve ispatlanmadı, benim dedem maymun değil ve onun dedesi de maymun değilmiş dolayısıyla maymundan gelmedik... diyenlere şunu söylüyorum: evrimin bir sürü kanıtı var. hatta bu kanıtlardan en büyüğü bizzat sensin! nasıl mı? gel de anlatak:

1. yirmilik dişler

insanların yaklaşık üçte biri şanslı olduğu için yirmilik dişleri hiç çıkmıyor ama geri kalan üçte ikimizde yirmilik diş denen lanetten var. bu dişler çok az insanda sorunsuz şekilde çıkıyor ya da bulunduğu yere saplanıp kaldığı için sorun yaratmıyor ama insanların büyük bölümünde bela çıkartmaktan başka bir işe yaramıyor. hatta benim de içinde bulunduğum en şanssız grupta ise öyle dişçiye gidip 5 dakikada çektiremiyorsunuz. çünkü çene kemiğinin altında kalıyor. dolayısıyla ameliyatla aldırmak gerekiyor. eğer sorun çıkartan yirmilik dişleri çektirtmezseniz çeneniz kayabilir, iltihap yüzünden çeşitli hastalıklara yakalanabilirsiniz ya da diğer dişleriniz yerlerinden oynayabilir. o yüzden mümkün olan en kısa sürede çektirin sorunlu olanları.

neyse, peki bu gereksiz dişler neden var? eskiden otçul beslendiğimiz için selülozla dolu bitkilerin daha kolay sindirilmesi için vardı. ama hepçil beslenmeye dönünce hele bir de yiyecekleri pişirince bu dişlere gerek kalmadı. ayrıca iyi beslenme sayesinde beynimiz büyüdü ama çene kemiğimiz küçüldü. bu yüzden bu dişlere yer kalmadı. eğer tıp bu kadar ilerlemeseydi yirmilik dişleri sorun çıkartan insanların azımsanmayacak bir kısmı ölecekti (evet yirmilik dişler yüzünden oluşan iltihap nedeniyle ölen insanlar vardı geçmişte.) ve yirmilik dişleri olmayan insanların nesli devam ederken olan insanların nesli tükenecekti. böylece gelecek nesillerde bu dişlere sahip insanların oranı üçte ikiden çok ama çok daha düşük olacaktı. ama gelişmiş tıp sayesinde bu özelliğe sahip insanlar elenmedi. aslında sırf bu örnek bile evrimin büyü olmadığını ve çok basit bir doğa mantığı olduğunu gösteriyor. ayrıca "neden şimdiki maymunlar evrim geçirmiyor?" sorusuna da yanıt oluyor.

2. apandis

apandis kalın bağırsağın başlangıcı olan çekuma bağlı bir kesedir. günümüz insanlarında iltihap tutup apandisit hastalığına neden olmasından başka hiçbir şeye yaramamaktadır. oysa eski atalarımızda çok önemli bir işlevi vardı. az önce de söylediğim gibi, eskiden otçul beslenirdik. ama memeliler bitkilerdeki selülozu sindirebilen selülaz enzimini üretmez. işte apandis burda devreye giriyordu. burada yaşayan bazı bakteriler selülaz enzimi üretirdi tıpkı günümüzde kalın bağırsakta yaşayan b ve k vitaminlerini üreten bakteriler gibi. zamanla hepçil beslenemeye geçince bu yapıya gerek kalmadı ve büyük oranda köreldi.

3. kıllar

bazı insanlar kıl sözcüğünü nedense kaba buluyor ve bu yüzden tüy demeyi yeğliyor. oysa tüyler, hayvanlar aleminin ayrı bir türü olan kuşlarda vardır sadece. biz memelilerde ise kıl olur.

eskiden çok kıllıydık ama zamanla (kafadaki ve bazı bölgelerdeki kıllarımız dışında olanlar) inceldi ve seyreldi. bununla ilgili birkaç teori var: ilk teoriye göre atalarımız muhtemelen kaynak eksikliğinden dolayı habitatlarını terketip aşırı sıcak savanlara gittiler. burada sıcaktan korunmak için ter bezleri geliştirdiler ve kılları seyreldi çünkü ter bezleri kıllar varken verimli olamazdı. başka bir teoriye göreyse sucul alanlara gittiler ve burda kıllı olmak dezavantaj olduğu için az kıllı bireyler üreyerek bu özelliklerini gelecek nesillere altarırken çok kıllılar üreyemeden öldü ve biz de kılsızlaştık. buna rağmen bazen bu çok kıllı olma geni mutasyonlar sonunda açığa çıkabiliyor. bu arada bu genler zaten bizde var ama pasif konumda.

4. kuyruk sokumu

eskiden bizde de kuyruk vardı. bunun en büyük kanıtı ise kuyruk sokumudur. kuyruğun bağlantı noktası bizde hâlâ var yani. kuyruk, dallara tırmanmayı kolaylaştıran bir uzuvdur ama iki ayağımızın üstüne çıkıp göç edince ve dallarda uyumayı bırakınca bu organa gerek kalmadı ve boşu boşuna enerji tüketimine neden olmaya başladı. üstelik iki ayak üstündeyken - özellikle de avlanırken ya da yırtıcılardan kaçmak için koşarken - takılıp düşmeye yol açıyordu. bu yüzden bu organı olmayanlar/kısa olanlar avantajlı olup soylarını devam ettirdi ama kuyruklu olanlar elendi. bu arada bazen uyurken aniden düşüyormuş hissine kapılıp uyanırız ama yataktan düşmek pek olası değildir. kaldı ki düşsek bile pek bir şey olmaz. peki neden o zaman düşüyormuş gibi hissediyoruz bazen? çünkü atalarımız yırtıcılardan ve böceklerden korunma

5. üçüncü göz kapağı

gözümüzün burnumuza yakın olan kısmında kırmızı bir doku vardır bildiğiniz gibi ve buna plica

selimunaris

denir. eskiden bu kapak bütün memelilerde vardı ama daha sonrasında suda yaşayan ve toprağı kazan memeliler dışındakilerde köreldi. yarı saydam bir zar gibiydi ve su altı gözlüğü gibi çalışırdı. böylelikle su altında ya da toprak altında gözünüzü korurken az da olsa görmeye devam edebilirdiniz. ama maalesef biz insanlarda da köreldi çünkü yaşam yeni şartlarımızda artık bu organa gerek duymuyoruz ve gözlerimizi ise hızlıca kapatıp açarak nemlendiriyoruz. açıkçası körelmeseydi güzel olabilirdi ama kabul edelim ki çoğu zaman kullanmazdık.

6. boy uzunluğu

bazı kişiler "neden evrim geçirmiyoruz şimdi?" diyor bazen. oysa evrim geçirmeye devam ediyoruz aslında. en basitinden büyük olasılıkla birçoğunuz annenizden ve babanızdan uzunsunuzdur. insanlık son yıllarda boy ortalamasını arttırdı. eskiden türkiye'de 170 cm bir erkek orta boylu kabul edilirken şu anda 175 cm boylu erkekler ortalama kabul ediliyor. çünkü eskiye oranla spor yapan insan sayısı arttı ve sağlıklı beslenmeye önem verilir oldu. tabii gelecekte 3 metrelik insanlar falan olmayacak ama dünya genelinde boy ortalaması muhtemelen birkaç santim daha artacaktır.

evrim ile islam birbirini yalanlar mı?

hayır, hatta eski ve gerçek islam bilginleri evrimi allah'ın yaratma sanatı olarak tanımlamıştır. hz. adem'i ve hz. havva'yı ise günümüz insanının ilk üyeleri olarak görmüşlerdir. yani evrim gayet de islam ile paralel gidebilir. islam'ı kendilerine alet ederek türlü türlü ahlaksızlıkları normalleştirmeye çalışan insanlardan rahatsız olmalıyız bence evrimden değil. kaldı ki evrim de öyle über süper bir şey değil. yani kaplumbağalar evrim geçirdi ninja kaplumbağa oldu falan demiyor kimse. alt tarafı zaman içinde belli bir popülasyonda görülen baskın bir genin çevre şartlarının etkisiyle değişmesidir evrim dediğimiz şey. çok da büyütmeye gerek yok, öğrenmeye gerek var...