Eski Filmlerin Görüntülerini Daha Kaliteli Hale Getiren Film Restorasyonu Nedir?
film restorasyonu; 16 mm, 35 mm gibi filmlerin dijitale aktarılarak (digital intermediate) hard disklerde istenen video formatı türünde saklanması ve çeşitli sayısal işlemlerden geçirilmesiyle yapılır.
film, karanlık bir ortamda kameraya konarak objektif içinden geçen ışık ışınlarının üzerinde görüntü oluşturduğu taban, kayıt formatıdır. günümüzde en fazla çocukluk anılarımızda fotoğraf makinelerine koyduğumuz negatif filmlerden hatırlayabileceğimiz format. günümüzde filmli makineler yerini sayısal (dijital) olarak hard disklere veya kasetlere kaydeden kameralara bırakmıştır, sinemada da fotoğrafta da kullanımı sınırlı sayıda insan tarafından yapılmaktadır.
sayısal teknoloji bazı avantajlar getirse de filme kaydedilen bir görüntünün sahip olduğu kaliteyi ve çözünürlüğü ne yazık ki henüz sayısal makineler sağlayamamakta, yanından bile geçememektedir. her gün sayısal makinelerin çözünürlüğünde çıta giderek yükselse de insanların çoğu filmin verdiği eski tattan habersiz olarak yeni doğan hd teknolojiyi peynirsiz ekmeksiz yemektedir. şüphesiz ki bu kadar çok tercih edilmesinin bir sebebi de -özellikle sinemada- maliyetinin ucuz olmasıdır.
eski nitrat tabanlı filmler parlayıcı özelliğe sahipti. bu sebeple saklanması oldukça zordu. yüzyılı deviren sinema dünyasında kameranın kaydettiği birçok görüntü günümüzde sırf bu yüzden ortalardan kaybolmuştur. diğer zorluksa nitrat tabanın oldukça kırılan, dökülen bir yapıya sahip olmasıydı. öte yandan filme alınan görüntülerin zaman içinde filmin kimyasındaki maddelerden dolayı silinmesi de ayrı bir sorundu. nitrat filmler, ihtiyacı karşılayamadığın daha sonra polyestere geçiş yapıldı. polyester nitrat'a göre daha dayanıklı, sağlam bir türdü ve günümüzde hala kullanılan film türüdür.
ancak bırakın polyester filme geçmeyi, negatif bulmak da zorlanan sinema dünyasından bahsetmekteyiz. türkiye'de nitrat tabanlı negatif bulunmadığı için negatif filmler ülkeye kaçak olarak getirilmekteydi. getirilen negatiflerse bayat, bozuk ve görüntü kaydı yapıldığı zaman kötü sonuçlar veren filmlerdi.
filmler doğaları gereği, kimyasal özelliklerini seneler içersinde kaybederler. görüntüler bozulur, renkler solar. bu her filmin başına gelir. coppola'nın baba filminin düzgün bir kopyası olmadığı için restore edilip dvd'ye aktarılırken yaşadıkları sıkıntılar bunu çok iyi kanıtlar. dünyanın en iyi filmi de olsan, böyle bir gerçekle yüzleşeceksin.
şu anda sinema sektöründe kullanılan polyester filmlerin ömrü ise 100 seneyi aşmaktadır. ki bu oldukça iyi bir süredir.
filmler restorasyon için sayısal transferle hard diske aktarıldığında görüntü kaliteleri düşer. çünkü şu andaki sayısal teknoloji ne yazık ki film tabanının çözünürlüğüne tarama (scan) işlemi söz konusu olduğunda da ulaşamamıştır. hard diske konan filmler restorasyon sonrası hazır hale geldiğinde görüntü düzelmiş olsa da çözünürlük kaliteleri hd'ye düşmüş olarak karşımıza çıkarlar. bu yüzden sinema filmleri, filmli kameralarla çekilirse ilerde o filmlerin daha iyi bir teknolojiyle daha düzgün bir şekilde geleceğe aktarılması mümkündür.
restorasyon: çeşitli film scanner'ları bir filmi kare kare okuyarak (saniyede 16/24/25 kare) görüntüyü bilgisayar hafızasına depolar. bu işlem ne kadar yavaş olursa o kadar kaliteli sonuç verir. hard disklerde depolanan filmin tabanındaki çizikler, tozlar, kopmalar, renk sapmaları, yani laboratuvar ve gösterim sırasında filmin gördüğün zararların giderilmesi amacıyla filme çeşitli bilgisayar programlarında bir sürü işlem uygulanır. bu işlemler her film karesine tek tek detaylar dikkate alınarak yürütülür. film taranırken ses bölümü de restorasyondan geçirilmek üzere ayrı işlemlere tabi tutulur. daha sonra görüntüyle birleştirilir. böylece hard diskimizde son halini almış olan film tekrardan polyester filme kopyalanıp saklanır veya blu-ray, dvd gibi ortamlara aktarılır.
fiaf'ın yani fédération internationale des archives du film yani uluslararası film arşiv federasyonu'nun bu konuda sadık kalınmasını şart koştuğu bazı kurallar vardır. bu kuruma bağlı restorasyon yapanların filmin geleceğe aktarılması için bu kurallara sadık kalmaları gerekmektedir. fiaf organizasyonuna bağlı olmayan ticari kurumlarınsa film restorasyonu sırasında evrensel kültür bilinciyle sinemayı koruma sorumluluğuna sahip olmalarını ummaktan başka elden bir şey gelmez.
ülkemizde bu tür faliyetlerin başlıcaları vipsaş şirketi, mimar sinan güzel sanat üniversitesi sinema-tv merkezi ve fatih akın'ın ve bazı girişimcilerin özel çabalarıyla yapılmaktadır. vipsaş birçok türk komedi klasiğini, msgsü stv merkeziyse atatürk ve osmanlı döneminde çekilen filmleri ve 3 arkadaş filmini, fatih akın'ın içinde bulunduğu martin scorsese'nin başkanlığını yaptığı world cinema foundation ise hudutların kanunu, susuz yaz gibi türk sinemasının belli başlı klasiklerini restore etmiştir.