Erkeklerin Cansız Nesneler ve Soyut Fikirlerle, Kadınların ise İnsanlarla Daha Çok İlgilenmesi
erkeklerin şeylerle, kadınların insanlarla ilgilenmesi, erkeklerin ve kadınların ilgi alanlarının şeyler ve insanlar eksenlerinde ayrıldığı psikolojinin en istikrarlı (kültür ve nesil farkı olmaksızın) bulgularından biri. [1]
nedir bu şeyler ve insanlar ayrımı?
basitçe, erkekler şeylerle -cansız nesneler, soyut fikirler vb.- çalışmayı sevme eğilimindeyken kadınlar insanlarla çalışmayı tercih etme temayülünde. bunun arkasında erkeklerin gerçekçi şeylerle ilgilenmesi, kadınların ise toplumsal şeylerle ilgilenmesi, toplumsal-sanatsal ilgilerinin daha yüksek olması yatıyor gibi görünüyor. erkek ve kadınların çalışma hayatından gündelik yaşamdaki tercih ve hobilerine kadar birçok şeyde açıklayıcılık gücüne sahip bir bulgu bu aynı zamanda. örneğin abd'de doktora programlarında overrepresantation dağılımı şu şekilde: [2]
cinsiyet farkının en yüksek olduğu alanlar: sanat tarihi, dil bölümleri, antropoloji, sosyoloji ve psikoloji (kadınlar lehine) ve felsefe, mühendislik alanları, matematik, istatistik, fizik, bilgisayar bilimi (erkekler lehine)
bu şeyler ve insanlar ayrımıyla büyük ölçüde örtüşen bir bulgu. kültürel açıklamaların (kadınların tarihsel konumu, toplumsal cinsiyet ve cinsiyet rolü beklentileri vb.) içselci açıklamalara (basitçe, erkek ve kadınların farklı 'doğa'lara sahip olduğu varsayımından yola çıkan açıklamalara) karşı büyük bir dezavantajı var:
bir toplum erkek-kadın eşitliğini ne kadar çok sağlamışsa ve maddi olarak ne kadar müreffehse bu farklılık da o kadar artıyor. [3] yani bir kuzey avrupa ülkesindeki ya da abd'de orta üst sınıftan gelen bir kadının psikoloji, sanat tarihi, sosyoloji vb. bölümleri stem bölümlerine tercih etme ihtimali daha yüksek. ilginç olan daha az eşitlikçi toplumlarda kadınların bilim alanlarına daha çok yönelmesi. buna aslında bir açıklama getirilebiliyor: cinsiyet eşitliğinin ve maddi refahın yüksek olmadığı toplumlarda cinsiyetler kendi zevk ve ilgi alanlarına değil, geleceklerini daha güvence altına alabilecekleri alanlara yöneliyor. bu tür gelecek kaygılarından azade olunan toplumlarda ise insanlar kendi ilgi alanlarına daha rahat yöneliyor.
burada kültürel açıklamaların tamamen göz ardı edilmediğini belirtmekte fayda var. tek-nedenlilik büyük bir tuzaktır ve iyi sosyal bilimle kötü sosyal bilimi ayıran faktörlerin belki de başında gelir. bundan ziyade asli nedenin cinsiyetler arası içsel ilgi alanı farklılıkları olduğu, kültürel açıklamaların da bu farklılıkların doğal seyrinden daha yükseğe çıkmasına yardımcı olan ikincil bir sebep olduğu söylenebilir.
bunun yanında eğilim nedir, istatistiksel dağılım nedir bilmeden "benim amcaoğlum sanat tarihi okuyor şimdi beethoven'ın onuncu senfonisini çiziyor bu yalan" ya da "benim teyzemin kızı mühendislik okuyor şu anda microsoft'un tahtını sallayacak bir işletim sistemi yapıyor" diye hönkürmemekte fayda var.
bir de, bu erkeklerin kadınlara ya da kadınların erkeklere üstün olduğunu göstermiyor. belirli alanlarda cinsiyetler arasında bir yöne doğru sapma olmasından nasıl üstünlük/aşağılık çıkartabiliriz bilmiyorum ama yapmayın öyle şeyler...
kaynaklar:
1. men and things, women and people: a meta-analysis of sex differences in interests
2. gender gap between phd programmes
3. human diversity the biology of gender race class- charles murray, bölüm 1, kısım 4 (spesifik olarak: sex differences in educational and vocational choices altında cross-national sex differences in vocational directions).