SİNEMA 29 Nisan 2021
23b OKUNMA     616 PAYLAŞIM

Ercan Kesal'ın İlk Uzun Metraj Filmi Nasipse Adayız'ın İncelemesi

Ercan Kesal'ın yazıp yönettiği ilk uzun metraj film Nasipse Adayız, 23 Nisan itibarıyla Netflix'te yayınlandı. Genel hatlarıyla beğenilen film, tam olarak nasıl bir film olmuş? Biraz ayrıntıya girelim.

nasipse adayız, ercan kesal'ın aynı adlı kitabından uyarlanan bir sinema filmi.

film benim açımdan kesinlikle bir kara mizah örneğidir. türk sinemasında siyasi filmler çoktur fakat böyle siyasetin içini anlatan film bildiğim kadarıyla çok az. ercan kesal'ı, nuri bilge ceylan filmlerine yaptığı senaryo katkılarıyla tanıyorum daha çok. elbette oyunculuğu da senaristliği kadar çok iyi. hatta bir zamanlar anadolu'da filmindeki muhtar sahnesinde yer alan morg yaptırma konusu nasipse adayız kitabında geçiyor:


filme gelirsek; oyunculukları genel olarak başarılı buldum. ercan kesal bu işin hakkını vererek oynamış. filmde siyasi karakterlerden birinden bir numara diye bahsedilmesi bir zamanlar anadolu'da filminden çocuklardan da sayı ile bahsedilmesini anımsattı. ayrıca 'bu durum bir partiye değil, hemen her partiye özgü bir durum bu' da demek istenilmiş ve başarılı olmuştur. filmdeki diyalogların gerçekliği, doktor kemal'in çocukla poz vererek hiçbir şey olmamış gibi işine devam etmesi, kemal güner'in boşanmasına rağmen eşiyle fotoğrafını tanıtım sunusuna koyması, hakkında hazırlanan sunum dosyasını bir numaraya sunarken onun kemal'i iplememesi gibi bir çok durum filmi üst noktaya taşıyan "detaylar" idi.


hele o düğün salonunda üst katta içkili mekanda toplantı yapıp içtikten sonra alt kata "kanaat önderinin" yanına inip bir görünme çabası... inanılmaz bir türkiye siyasi fotoğrafıydı.
bunu bizzat ama bizzat yaşayan biri olarak gözlemliyorum. yaşadığım yerde kendini şeyh olarak tanıtan ve resmen insanların emeklerini sömüren, onlardan vergi toplayan biri var. bütün siyasiler seçim zamanı onun ayağına gelir. köyün yolu yapılmadan onun evine giden yol yapılır vs.

türk sinema tarihinde böyle bir filmin olması gerekliydi ve iyi ki de çekilmiş dedirtti.
teşekkürler ercan kesal.

çok temiz, iyi bir film olmuş nasipse adayız. 

ercan kesal; gerek nuri bilge ceylan filmlerindeki oyunculuk ve senaristlik katkısı ile, gerekse peri gazozu kitabı ile (keyifli ve kendi halinde bir şeydi) çok sevdiğim bir isim. bu filme dair de olumlu bir beklentim vardı ama iyi-eh bir şey olur diye tahmin ediyordum, bu kadarını beklemiyordum. gösterişsiz, tertemiz ve çok iyi bir film. gerek siyasette yer bulabilmek için kişilerin yapabilecekleri ve siyasetteki figürlerin o robotlaşmış ve tatsız yalakalıkları ve türevi hedeleri noktasında gerekse aday adayı karakterin ruh hali noktasında çok iyi bir film çıkmış ortaya. 

kemal karakterinin modern ve çağdaş olana uyum sağlamak isterken kendi muhafazakar köklerinden kopamayan bir karakter ve aynı zamanda içinde olumlu ihtimaller barındırsa dahi üzerine giydiği modern ve güçlü adam kıyafetinin ötesinde müthiş korkak ve bencil bir adam. aday olmak ve hatta seçimi kazanmak istiyor, bu noktada onu bu isteğe iten şey nedir somut olarak bilmiyoruz ama belki bir mana bulmak belki başka başka bir şeyler. bu aday olmak sürecinde ise siyasetin ve hiyerarşinin kirli yanıyla karşılaşıyor. tereddütler ve kendine şaşırmaklarla zorunda kaldığı şeylere boyun eğiyor ve çirkin, dalkavuk bir adama evriliyor(belki de zaten olduğu kişi daha da çok ortaya çıkıyor). 


bütün bu öfkelerin birikimini ise en sonunda şoförüne döküyor çünkü gücünün yetebileceği ve tepkisinden çekinmediği, adeta köpeği gibi gördüğü kişi o. insan ilişkileri, alt olanın üste tavrı, üst olanın alta tavrı, insanın korkaklığı, riyakarlığı ve birçok konuya dair, topluma dair, siyasete dair harika bir film çıkmış ortaya. bir de filmde hemen hiçbir şeyin kör göze parmak tadında olmaması da çok hoşuma gitti, tamam her şey çok açık ve netti ama bu gerçeğin ta kendisi böyle diye böyleydi, burada bir kör göze parmaklık ya da didaktik hal yoktu.

film bir bütün olarak müthiş başarılıydı ve ayrıca filmin tek tek birçok sahnesi de müthiş etkili ve vurucuydu.

--- spoiler ---

kemal'in düğmesini düzeltmek için aşağı inerken kızın oral sekse hazırlık aşamasında olduğuna dair ortaya yayılan o enerji ve o sahnenin gerilimi ve kızın bu hareket ve genç enerjisinin kemal üzerinde yarattığı tesir ve bu tesir sonucunda şoföre verdiği ve sadece bencillikten oluşan ama ahlaklı adam kılıfına sokulmuş tepki çok sıkı sahnelerdi. kız gençliği, tazeliği ile hem cinsel hem de romantik bir heyecan yarattı kemal karakterinde ve bunların tesiriyle kıza masum, iyi, güzel bir rol biçti hem bu yüzden hem de kıza duyduğu açlık sebebiyle verdi o sert ve güya ahlaklı iyi tepkiyi.

asansör sahnesi, karakterlerin 1 numaranın peşinden apar topar koşmaları, tekrar oturmaya çalıştığı koltuk başının dolması bence oldukça başarılı ve komik sahnelerdi, çok eğlendim izlerken.


1 numaranın peşinden tuvalete gitmesi orada ne yapacağına bir türlü karar veremesi o korkunç, rezil hal. ve 1 numaranın tuvaletteyken çıkardığı ve duyduğumuz tatsız sesler.
şoförün kemal'i dövdüğü sahne harika bir sahneydi yine, içten içe ılık götlü olup gerçek ve güçlü bir benlik yaratamayan karakterin - belki de manasız hayatına güç ile mana katmaya çalışırkenki- bu süreçte yaşadığı tüm sıkıntıları ve rezillikler sonucunda içinde büyüyen öfkeyi korkusuzca döktüğü şoföründen yediği dayakla sinmiş bir şekilde kalması ve o çıplak düşkünlük hali müthiş etkiliydi.

eski eşin, başkan yardımcısından şikayetçi olduğu sahnede bu bilginin kendisin sadece sıkıntı vereceği farkındalığıyla haince bu bilgiyi kenara iten ama aynı zamanda son derece kıskanç ve ataerkil bir şekilde hayatı yaşayan kemal'in iki yüzlülüğü.

bunlar dışında genel anlamda kişiler arası diyaloglar ve ilişkilerdeki o riyakar, sahtekar hal. bunlar çok etkileyici ve güçlü sahnelerdi.