TARİH 29 Mart 2021
34,9b OKUNMA     521 PAYLAŞIM

Entrika Dolu Bir Hikayeyle Tahta Çıkan Kekeme Bizans İmparatoru: II. Mihail

II. Mihail kimdir? MS 770-829 tarihleri arasında yaşayan ve 9. yüzyılda eceliyle ölen ilk Bizans imparatoru olan bu şahsiyeti inceleyelim.


ii. mihail, athinganoi kökenli, yani yarı yahudi yarı hıristiyan bir anadolu ailesinden gelmekte olan ve m.s. 820 ile 829 seneleri arasında doğu roma imparatorluğu tahtına oturmuş imparator. amorium doğumlu olduğundan frigyalı ya da amoryalı mihail olarak da bilinir.


tahta çıkışı inanılmaz bir hikayedir. senelerce güç birliği yaptığı, kızıyla evlendiği ve kendisi sayesinde kayda değer bir asker haline geldiği türk kökenli general bardanes tourkos'u ilk fırsatta sırtından vurup daha sonra v. leon olarak tahta çıkacak olan ermeni general levon yesh ile hareket etmeye başlamış ve v. leon taç giydikten sonra da onun sadık bir komutanı olmuştur.

ancak, huylu huyundan vazgeçmemiş ve ilerleyen senelerde v. leon ile baldızını boşadığı için arası bozulan mihail, bir darbe planlamıştır. ne var ki bu darbeden haberi olan imparator, mihail'i noel'den bir gün önce yakalatmış ve zindana attırmıştır. imparator, gaspçıyı noel esnasında öldürmenin uğursuzluk getireceğine inanarak infazı birkaç gün ertelemiştir. noel sonrası öleceği günü bekleyen mihail'in yandaşları ise bu sırada boş durmamış ve noel günü ayasofya'daki kilise korosunun arasına karışarak bir anda hançerlerini çıkarıp v. leon'u oracıkta öldürmüşlerdir. bunun üzerine trajikomik bir şekilde zindanın anahtarları bulunamamış ve mihail saatlerce zindanda kalmaya devam etmiştir. daha sonra zindanın anahtarı bulunmuş, ancak bu kez de mihail'in ellerindeki kelepçenin anahtarı bulunamamıştır. mr bean tadındaki bu anlardan sonra nihayet mihail'e taç giydirilebilmiş, lâkin tahta çıkışında gerçekleşen bu talihsiz, trajikomik ve hatta adeta kötü bir komedi filminden fırlamış gibi duran olaylar zinciri peşini bir daha neredeyse hiç bırakmamıştır.

O dönem bastırılan para.

820 senesinde tahta çıkar çıkmaz anadolu'daki en önemli komutanlardan slav thomas, isyan bayrağını açmış ve doğu roma donanmasının büyük ölçüde yok olacağı iki buçuk senelik bir iç savaş patlak vermiştir. bu savaşı, ancak krum'dan sonra tahta çıkan bulgar hanı omurtag'ın askeri desteğiyle sona erdirebilen ii. mihail, savaş esnasında trakya'daki pek çok toprağın kullanılmaz hale gelmesi sebebiyle yüz binlerin konstantinopolis'e doğru göç etmesini de engelleyememiştir ve o dönem için çok ciddi sayılabilecek bir insanlık krizi baş göstermiş, 824 ve 825 senelerinde konstantinopolis'e ulaşmaya çalışırken 20 binden fazla insan yollarda telef olmuştur.


fakir bir aileden geliyor oluşu, saray adabını bilmeyişi, kökenlerinde yahudi gelenekleri bulunuşu ve kekeme oluşu gibi sebeplerle konstantinopolis halkı ve saray erkânı tarafından hep dalga konusu olmuş bir imparator olan ii. mihail döneminde girit de endülüslü korsanlara kaybedilmiştir. akdeniz'in ege denizi'ne açılan kapısı konumunda bulunan girit, slav thomas ile yaşanan iç savaşta yitirilen 400 gemilik dev donanmanın artık var olmayışının da etkisiyle birlikte özellikle hatırı sayılır bir kayıp olmuş ve imparatorluğun uzun bir süre denizden arap akınlarına karşı koyma şansı kalmamıştır. yaklaşık 150 sene boyunca doğu roma kontrolünden çıkan ada, ancak 961 senesinde yeniden imparatorluk bünyesine katılabilmiştir.

sicilya'nın kaybedilmesi de kendisinin hükümdarlığı döneminde başlamış ve 878'e kadar irili ufaklı arap ve berber akınlarının sonucunda ada, doğu roma kontrolünden çıkmıştır.

ikonoklazm destekçisi olan ii. mihail'in ikonofil din adamlarına pek de müdahale etmediğini ve onlara karşı oldukça hoş görülü bir tavır takındığını belirtmek gerekiyor.

829 senesinde ölen ve yerini oğlu theophilus'a bırakan frigyalı mihail, dokuzuncu yüzyılda savaş ya da darbe sebebiyle değil, doğal sebeplerden ölen ilk roma imparatoru olmuştur. bu bilgi, bilhassa konstantinos kopronimos'un 775 senesindeki vefatı sonrasında saray entrikalarından, bulgar ve arap akınlarından ve dini iç çatışmalardan kafasını kaldıramayan imparatorluğun nasıl istikrarsız bir dönemden geçtiğinin bir ispatı gibidir.