TARİH 28 Eylül 2018
52,3b OKUNMA     695 PAYLAŞIM

Engizisyon Mahkemelerinde Verilen Ölüm Cezaları İçin Düzenlenen Tören: Auto-Da-Fe

12. ve 13. yüzyılda gerçekleştirilen Auto-Da-Fe törenleri, dünyadaki en acımasız canlının insan olduğunun kanıtı niteliğinde.
Madrid, Plaza Mayor'dan Auto-Da-Fé manzarası (1680)


12. ve 13. yüzyıllarda yapılan haçlı seferlerinde orta çağ hristiyan dünyası başarısız olunca kiliselere yönelik halkın tepkisi artış gösterdi. hatta bazı kişiler ortodoks ve katolik mezheplerinde farklı mezheplere ilgi duymaya başlayınca kilise bu durumu engellemek için engizisyon mahkemelerini kurmuştur. "sapkın" olarak adlandırdıkları kişileri yargılamadan önce suçlarını itiraf etmeleri için kan dondurucu işkencelere tabi tutuyorlardı. ağır işkenceler ardından mahkemeye çıkan kişiler suçlarını kabul ederlerse ceza verilme aşamasına geçilirdi. mahkeme suçun ağırlığına göre kırbaç, hapis, sürgün, boğarak öldürme ve yakarak öldürme cezaları vermekteydi. cezalar arasındaki oranı görebilmek için bir örnek vermek gerekirse; "1481 yılında ispanya'nın sevilla kentinde kurulan mahkeme yaklaşık olarak 4 bin kişiyi ölümle, 17 bin kişiyi ise diğer cezalarla yargılamıştır."

yakarak öldürme cezası uygulama aşamasında diğer cezalardan farklı olarak halkın da katıldığı büyük törenler düzenlenmekteydi. işte bu törenlere auto da fe adını vermekteydiler.

yılda birkaç kez düzenlenen törenler herkesin izleyebilmesi için özellikle pazar günleri yapılırdı.

meydana çıkarılan kurbanlara, san benito adını verdikleri topuklarına kadar inen sarı renkli üzerinde ateşi körükleyen ejderha ve iblis resimleri olan bir elbise giydirilirdi. bu elbiseyle, giyen kişinin iflah olmaz bir "sapkın" olduğu belirtilirdi. ayrıca kurbanların kafalarına coroza diye adlandırdıkları kağıttan başlık geçirilirdi. başlıkta da aynı şekilde iblis resimleri bulunurdu. 


halkın arasından geçerken olumsuz kelimeler söylememeleri için ağızları bir tıkaçla kapatılırdı.

infazın yapılacağı tören alanı, mahkum sayısı kadar kazık çakılmış ve çevresine kuru çalılar yerleştirilmiş şekilde hazır edilirdi. mahkum yerden dört metre yükseklikte duracak şekilde yüzü halka dönük kazığa bağlanırdı. kazığın her iki tarafında hazır bulunan din adamları suçluya dine dönmesi için 15 dakika öğüt vermekteydi. eğer o aşamada suçlu dine dönmeyi kabul ederse daha az acı çeksin diye ilk boğulup öldürülür ve daha sonra yakılırdı. suçlu dine dönmeyi kabul etmediğini belirttiği aşamadan sonra halkın "yakın bunları" haykırışları içinde çalılara ateş verilirdi. ateşe verme aşamasını o dönemde yaşamış olan doktor geddes adlı kişi şöyle aktarıyor;

"çalılar tutuşturuldu ve ateş uzun sırıklarla suçluların yüzlerine yaklaştırıldı. bu vahşet mahkumların yüzleri yanana kadar yenilendi ve yüksek perdeden alkışlar bu duruma eşlik etti. 21 kadın ve erkek ölüme giderken gösterdikleri yiğitlik gerçekten şaşırtıcıydı." 


engizisyon dönemi boyunca avrupa'da yüzlerce auto da fe töreni düzenlendi ve binlerce kişi sevinç çığlıkları içinde meydanlarda yakıldı. düşünce insan ırkına bahşedilmiş ama tarih boyunca birçok millet paketini hiç açmadan geri iade etmeyi tercih etmiştir.

kaynak:

- ziya paşa, ortaçağın karanlık çehresi: engizisyon mahkemeleri, harf yayınları. 

- george ryley scott, işkencenin tarihi, dost kitabevi.

Lisans Sonrası Kapağı Avustralya'ya Atmak İsteyenlere Tavsiyeler