MAGAZİN 28 Eylül 2017
160b OKUNMA     992 PAYLAŞIM

Emrah Serbes, Twitter'dan Yaptığı İtirafla 2 Kişinin Öldüğü Trafik Kazasını Üstlendi

Yazar Emrah Serbes, 22 Eylül'de gerçekleşen ve bir baba ile kızının ölümüyle sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili şok bir itirafta bulundu.

22 Eylül'de Aydın Otoyolu'nda gerçekleşen kazada Ayhan Özçelik ve kızı Zeynep Özçelik hayatını kaybetmiş, Ayhan Özçelik'in eşi  Nilgün Özçelik ise ağır yaralanmıştı.

Kazadan bir süre sonra bazı haber sitelerinde Emrah Serbes'in olaya karıştığına dair haberler yayılmaya başladı.

Bugün ise Emrah Serbes, Twitter hesabından bir açıklama yayınlayarak herkesi şok eden bir itirafta bulundu.

22.09.2017 tarihinde İzmir-Aydın otobanında meydana gelen kazanın sorumlusu benim. Bu kazada aynı aileden bir baba-kız hayatını kaybetti, anne ise yoğun bakımda. Ölen genç kız, bir çocuk, 16 yaşında. Hiçbir şey bir genç kızın hayatından daha değerli değildir.


Bir rampanın ardından birden önümüze çıkan araca çarpmamak için elimden gelen bütün çabayı sarf ettim. Kaygan zemin nedeniyle yavaşlayamadığımdan direksiyonu bariyerlere kırdım ama çarpışmanın önüne geçemedim. Bariyerleri aşarak 3-4 takla attık ve sonunda demir tellere takılarak durduk. Açılan hava yastıkları ve aracın güvenlik sistemi nedeniyle kazayı hafif sıyrıklarla atlattık.Kaza esnasında yanımda duran arkadaşım Kenan Doğru ile aracın sunroof'undan çıktık ve diğer aracın yanına gittik. 


Araçtakilerin nabızlarına baktım; anne hala hayattaydı. 112'yi aradık ama ambulans olay yerine çok geç geldi. Araçtan fırlayıp yolun kenarında yatan genç kızı görünce kendimi kaybettim ve bu şok nedeniyle olay anında kazayı üstlenemedim. Kazayı yanımda oturan arkadaşım Kenan Doğru üstlendi. Şu an suçsuz olduğu halde cezaevinde yatmaktadır. Kenan'ı Beşiktaş tribününden tanırım, senelerce birbirimizi kolladık. Bu hadise nedeniyle hiç kimseye bir şey söylemeden sonuna kadar cezaevinde benim için yatabilecek bir insandır. Ama aradan günler geçtikçe bu vicdani sorumluluğu kaldıramayacağımı anladım. 


Savcılığa geldim ve kendim teslim oluyorum. Hayatını kaybedenleri geri getirmeyecek olsa da cezam neyse çekmeye hazırım. Hayatını kaybedenlerin yakınlarından özür dilerim. Keşke bu kazada ben ölseydim. Hayatı boyunca haktan, hukuktan, adaletten bahsetmiş biri olarak bundan sonra doğan her gün benim için bir azap olacak. Suçun cezasından kaçabilirsin ama vicdanın azabından kaçamazsın.


Emrah Serbes - 28.09.2017

Emrah Serbes'in bu açıklaması Ekşi Sözlük'ün gündeminde

bana da suçunu hafifletmek için (alkol olduğunu düşünüyorum) arkadaşı ile anlaşmış ve vicdan azabının arkasına sığınarak 6 gün sonra, özellikle sosyal medyayı da kullanarak olayı şova dönüştürmüş gibi geliyor .millet demiş yok erdemli yok iyi birisi falan

ortada ölen baba kızı, hastanede olan anneyi konuşun bırakın bu işleri.

madem o kadar vicdan sahibisin, arkadaşına nasıl acımadın olayı üstlenirken diye sorarlar adama

"yaptığı kazayı, alkol ya da uyuşturucu etkisi altında olduğu için ilk anda üstlenmeyip sonradan çakallık yapmıyorsa ahlaki olarak erdemli bir davranışa imza atmış yazar."

hangi ahlak?
hangi erdem?

arkadaş iyi misiniz? tamam adamı seviyorsunuz filan anladık onu ama 2 insanın ölümüne sebep olmuş ve olay yerinden kaçmış. nasıl erdemden, nasıl ahlaktan bahsedersiniz.

ayrıca itirafının neresi takdirlik?

lan adam teslim olmasını bile sosyal medyadan şov haline getirerek yapıyor.

emrah serbes sosyal medyadan kendini takip edenlere şov yapacağına ölümlerine sebep olduğu insanların sevenlerine hesap versin.

tekrar ediyorum; ölümlerine sebep olduğu insanları kaza yerinde bırakıp kaçmıştır, bu da yetmemiş bu suçu arkadaşı üstlenmiş ve adaleti yanıltmıştır.

bir insanı seviyor olabilirsiniz ama savunmak adına gerizekalılık yapmanıza gerek yok, o ölen 2 insan sizin aileniz canınız olabilirdi, biraz empati lütfen.

büyük ihtimal olayın şokundan falan değil alkollü olduğunu gizlemek için arkadaşına sen şimdi üstlen sonra ben itiraf ederim böylece daha az ceza alırım demiştir.

nutuk atmaya, yazı yazmaya gelince hep adaletten, haktan bahset ama bir olayla hayat sana her söylediğini yedirsin.

olayın olduğu gece hangi mekanlarla takıldığı araştırılmalı, mekanların güvenlik kameraları incelenmeli, çalışanların ifadeleri alınmalı, alkollü ise mutlaka tespit edilmeli. 

yok öyle biri çocuk iki kişiyi öldürüp bir kaç ay yatıp çıkmak.

şu an yaptığı şeyi takdir edelim öncelikle. ama ya kaza anında alkollüyse? şu an gecikmiş olarak bu suçu itiraf etmesi neye yarayacak? alması gereken cezadan daha azıyla geçiştirilecek.

tekrar söylüyorum, itirafı kesinlikle takdiri hak ediyor ama soru işaretlerini kaldırmaya yetmiyor.

vicdan demiş doğru; vicdan adamın ciğerini siker. fakat mevzu sadece vicdan mı?

iki kişiden biri diğeri için neden hayatını sikip atmayı göze alır da suçu üstlenir? şoka girdiği için suçu üstlenmemek ne demek. adamı şok içerisinde alır götürürler.

hiç kimseye içme demiyorum. herkes özgür olmalı içtiğinde yediğinde. adam gibi içtiğin sürece, içtiğinin derdi sadece seni gerecekse sıkıntı yok. fakat burada kontrolsüzlük yakmış yıkmış yok etmiş gibi görünüyor.

eğer emrah serbes'in bugüne kadar söylediği, yazdığı, paylaştığı şeyler doğruysa sabaha karşı 04:30'da kafası güzel olmadığını iddia etmek abesle iştigal olur.

bukowski olmak o kadar da keyifli bir şey değildir aslında der dururum. emrah serbes belki bir hemingway olamadı ama kendi çapında alaric hunt gibi ismini kanlı bir şekilde yazmış oldu literatüre.