SİYASET 15 Nisan 2022
18b OKUNMA     316 PAYLAŞIM

Emmanuel Macron'un 2022 Seçimlerindeki Rakibi Le Pen, Tam Olarak Nasıl Bir Siyasetçi?

İkinci tura kalan Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mevcut cumhurbaşkanı Macron'un karşısında yer alan, sağ görüşlü Ulusal Cephe partisinin başkanı Marine Le Pen'i tanıyalım.

Temel politikaları

le pen'in asıl olayı seçilmesi değil zaten, seçilemez büyük ihtimalle. sistemin devam etmesine, kitlesinin ve kendisinin tüm aksi söylemlerine rağmen katkıda bulunuyor. asıl sorun bu.

marine le pen fransa'da sağın da solun da birkaç pürüz dışında güttükleri politikalarla temsil ettikleri neoliberal düşünceye söylem olarak karşı çıkan biri. bunun üzerine kampanya yapıyor ve kitlesi de, bozulan piyasa dengelerinin getirdiği mağduriyetle bu söylemi destekliyor.

işi kimlik siyasetine, düzen partilerine karşı mücadele eden milli irade noktasına getiriyor fakat -özellikle avrupa parlementosunda- işin aslı yine sermayeye yarayan politikaları var. örneğin avrupa genelinde şirketlerin veri gizliğinin bazı şartlarda sınırlanmasına karşı oy kullandı front national üyeleri. (front national: ulusal cephe-le pen'in partisi)

ama sisteme asıl katkıda bulunduğu nokta şu: sağı da solu da klasik düzenlerinin dışına itip çökerterek, merkezci kitleyi de temel hak ve hürriyetler konusunda gererek siyasi iklimi sürekli bir "le pen'e karşı tek alternatif x" noktasına getiriyor. aşırıların önemli bir bölümünü kendine çekerek, çoğunlukçu seçim sistemine sahip fransa'da marine le pen karşısındaki alternatif seçenekleri çökertiyor ve ve sürekli seçmeni "merkezci sağduyuya" mahkum kılıyor. sistemin sıkışmasının en büyük sebebi bu.

fransızlar, bizden de ilginç bir millet. 5. cumhuriyet döneminin popülaritesi en düşük cumhurbaşkanının politikasını aynen uygulamaya devam edecek ideolojik veliahtına "çare macron" diye bakabilecek kadar delirebiliyor.

çoğunluklu sistem doğası gereği daha güçlü bir yönetim hissiyatı verir ama yarattığı kurumsal devamlılıkla aslında insanları çıkmaza mecbur bırakır çünkü aşırılar tek kutuba doğru kayar, buna karşılık sistem içindeki reformcu akımlar da bazen doğal olmayan bir çatı altında birleşirler. fransa'da ciddi ciddi 5 yıllık hollande yönetiminin ekonomik temelini olduğu gibi devam ettirecek bir adam kurtarıcı olarak görülüyor. neden? çünkü karşısında le pen var.

ekleme: "sansmoile7mai" (7 mayıs'ta yokum) hashtagini gördüm ve bu akım büyürse ikinci turda da macron'u zorlayabilir. çünkü le pen'in seçilmesinin tek yolu katılımın düşmesi ve salt macron'culara karşı nispî çoğunluk kovalamak. yoksa mutlak çoğunluğu elde etmesi imkansız. diğer taraftan fransızları da anlayabiliyorum: macron'un içi boş programsız "vizyonu"na kendini kaptırmamış biri için sandığa gitmek zulüm olacak.

Kişisel yorumlar içeren bir Le Pen analiziyle devam edelim

yani ben bir fransız olsam, kültürü ve gelişmişliğiyle övündüğüm ülkemden bu kadına %23 oy çıksa, 2. tur tahminlerinde %47 gözükse, sokağımdaki kimseye eskisi kadar içten bir şekilde bakamazdım.

kimsenin kimseye zorla oy vermediğini düşünürsek, fransız toplumunun önemli bir kısmının faşizanlığa yatkın olduğunu kabul etmek gerekiyor. zira sadece belli bir bölgede değil, ülkenin her bölgesinde -kimi yerlerde %40'a varan oranlarla- bu kadının desteklendiği seçim sonuçlarında görülebiliyor. yalnızca 1 tane oyu olan insanlar gidip tek oylarını başkalarının hayatlarını kısıtlamaktan başka planı olmayan birine kullanmışlar.

avrupa birliği ve nato'dan ayrılmak, euro'dan vazgeçip eski ve kendilerine özgü fransız frangını geri yürürlülüğe koymak gibi saçma sapan zırvalıklarla dolu hayallere sahip olup, daha ekolojik ve herkes için eşit bir dünya üzerine kafa yormak yerine tüm politikalarını yabancı karşıtlığı üzerine yapmak elbette sadece fransa'ya ve le pen'e özgü bir durum değil. örneğin çoğu vaadi bu kadınla birebir aynı olan almanya'daki (bkz: alternative für deutschland) partisi geçtiğimiz eylül ayında %12.5 oy aldı. bu oy oranı almanya gibi bir ülke için çok üzücü bulundu, sebebi sorgulandı. üstüne üstlük sadece birkaç bölgede dominant olan bu partinin oy oranı büyük şehirlerde %2 gibi oldukça önemsizdi. yani adamlar utanmasını bildiler.

le pen'in oy oranının yüksekliğindeki önemli bir payı ise seçime katılım oranının düşmesi oluşturuyor. geleceğinden tedirgin olmayan ülkelerin insanları siyaseti hayatlarının bu kadar içine sokmaya ihtiyaç duymuyorlar. fakat macron'un bu döneminin sonrasında le pen'in iktidarının gelmesi gibi bir senaryoda amerika'nın çıkardığı trump canavarı gibi bir belayı başlarına sarmak istemeyeceklerdir. trump nasıl ''meksika sınırına duvar inşa edeceğiz'' diye diye gittiyse le pen de aradığı yeterli desteği bulamayacaktır benim kanaatim ve anketlerce.

fakat tüm olay yeterli desteği bulmak mıdır, burası tartışılır. dünyaya nefret ile bürünmüş gözlerle her gördüğü şeye ''biz ve onlar'' diye bakmayan her insanın şüphesiz düşüncesi şudur ki, entrynin başında da belirttiğim gibi bu kadının mevcutta sokaktaki her 4 kişiden birinin oyunu alması, ikinci turda %47 gibi bir oranda destek bulduğu tahminlerinin dolaşması o yüzdeleri oluşturan seçmenler açısından bir utanç kaynağıdır. zira bu kadın kaybetse de bu kadının fikrini fikri kabul eden %47 olduğu yerde kalacaktır.

Gerçekten seçilebilir mi?

önce şunu netleştirelim: lepen gençlerden en çok oy alan kişi değil. oransal olarak en yüksek oyu aldığı kitle 35-49 yaş grubu ve 50-59 yaş aralığındakiler... bununla ilgili yapılmış bir araştırmayı aşağıda görebilirsiniz:


le pen göçmenleri göndereceğini bunun içinde anayasanın 89. maddesini değiştireceğini söylüyor, lille üniversitesi anayasa hukuku profesörü jean philippe derosier ise durumu şu şekilde açıklıyor, bunun ulusal meclis ve senato tarafından onaylanması gerektiğini bunlardan aksi bir karar çıktığı takdirde revizyonun engelleneceğini daha once macron ve francois hollande anayasayı revize etmek istediklerinde senato buna karşı çıktığı için vazgeçmek zorunda kaldılar diyor yani le pen'in istediği değişikleri yapması o kadar kolay değil.

le pen'de bunun farkında olduğu için anayasanın 11. maddesini değiştirerek bu durumu aşmayı planlıyor bir başka anayasa profesörü dominique rousseau ise le pen'in önerisini bir darbe olarak yorumluyor, göç ve güvenlik politikasını 11. madde kapsamında ele almak anayasada ifade edilen eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ve bunun cumhuriyet geleneğini baltalayacağını söylüyor.

kısaca le pen'in söylediklerini gerçekleştirmesi kolay değil, ayrıca 2017 yılındakinden daha yüksek bir oy alacağı görülüyor ama son araştırmalar ikinci turun le pen aleyhine 53-47 sonuçlanacağı yönünde.