Einstein'in Ünlü Formülü Güneş İle İlgili Merak Edilen Detayları da Ortaya Koyuyor
einstein'in pek ünlü e=mc^2 formülü. hepimiz az çok ne anlama geldiğini biliyoruz:
eşitliğin solunda bulunan 'e' simgesi enerjiyi (energy),
sağ taraftaki 'm' kütleyi (mass)
ve 'c' de ışık hızını (celeritas) temsil ediyor.
yani diyor ki; aslında kütle, enerjinin bir başka formudur. herhangi bir maddenin içinde çok büyük miktarlarda enerji bulunmaktadır.
bu kadarını sadece formüle bakarak anlayabiliyoruz, ama bu formül felsefi olarak da çok derin. bir nevi hayatın kaynağını da açıklıyor. formül teknolojik olarak çağ atlamanın kapısını aralamıştır evet ama aynı zamanda felsefi olarak da insana çağ atlatmıştır. bunu açıklayabilmek için bir örnek verelim. geçenlerde popüler bir bilim sayfasında şöyle bir soru gördüm:
güneş'i söndürebilmek için ne kadar su gerekir?
ne kadar su olursa olsun, güneşi söndürmeye yetmez; çünkü güneş yanmıyor! su ile söndürebileceğimiz reaksiyonlar kimyasal reaksiyonlardır. güneş'de olanlar ise kimyasal değil nükleerdir.
güneş'in çok büyük bir kısmı hidrojenden oluşur. o kadar çok hidrojen vardır ki, bunların bir araya geldiklerinde oluşturdukları yerçekimi kuvveti devasa boyutlara ulaşır. ara katmanlarda kalan hidrojen atomları maruz kaldıkları bu devasa kuvveti kaldıramaz ve atom bağları kopar. bu kuvvet iki hidrojen atomunu adeta içiçe geçirir ve tek protonlu hidrojen atomları çesitli kombinasyonlarda birleşerek helyumu oluştururlar (buna nükleer füzyon denir). aradaki kütle farkları da enerjiye dönüşür (bu enerji ışık ve çok çeşitli atomaltı parçacık formunda uzaya dağılır), bu kütle farkı çok az gibi gözükebilir ama bunu c^2 ile çarpınca ortaya çıkan meblağın boyutunu idrak edebiliriz.
(dolayısıyla aslında yeterince kütleye sahip her şey yıldıza dönüşür. örneğin, jupiter çok büyüktür ama kütlesi sahip olduğu hidrojen atomlarını ezmek için yeterli değildir ve yanamaz. ancak meteorlarla zaman içinde sürekli kütlesi artmaktadır ve eğer güneş sisteminin ömrü yeterse bir noktadan sonra jupiter de bir yıldız olma potansiyeline sahiptir.)
toparlarsak güneş'de olan şey tamamen yerçekimi ve atomun yapısı ile alakalıdır. zaten güneş'e su ile yaklaşamayız, daha güneş'e varmadan su buharlaşıp uzaya dağılır ama diyelim ki hadi bir şekilde güneş'e su döktük, bu onu söndürmez tam tersine toplam kütleyi ve dolayısıyla yerçekimini artıracağı için nükleer reaksiyonu hızlandırıp daha hızlı yanmasına sebep olacaktır.
e=mc^2 formülünden önce güneş'de neler döndüğünü bilmiyorduk, bu formülden sonra taşlar yerine oturdu ve insanlığın o ana kadarki gözlemleri bir anlam kazandı. artık insan evrendeki yeri hakkında elle tutulur birtakım teorilere sahip.
yani özetlersek, güneş'de yerçekiminin etkisi ile madde enerjiye dönüşür ve (öyle sanıyoruz ki) her şey mikroskopik bir canlının bu enerjiyi kullanabilmeyi öğrenip ilk kez fotosentez yapmasıyla başlamıştır.