EDEBİYAT 2 Aralık 2020
61b OKUNMA     607 PAYLAŞIM

Düşünceleri Yüzünden Derisi Yüzülerek Öldürülen Şair: Nesimi

14. yüzyılda yaşamış olan Divan şairi Nesimi'nin hikayesi.

neye inanmış olsa da olmasa da kendi dönemine göre kesinlikle devrimci bir şairdi nesimi. bunu şiirlerindeki korkusuz dilinden ve 700 yıl öncesinin dünyasının dar görüşlülüğüyle mücadelesinden anlıyoruz.

o dönemde yaygın olan tarikatlardan birine üye nesimi: hurufilik. daha çok felsefi ve mistik konuların işlendiği, varlık ve sayılar arasında bağlantıların kurulmaya çalışıldığı değişik kafada insanların buluştuğu bir yer burası. bizim nesimi de durur mu; insanların anlayamayacağı, herkesin ona “zındık” diyerek bağırmasına sebep olacak laflar söylüyor tabii.  

edebiyatla ilgilenenler mutlaka bilir vahdet-i vücut kavramını. belki hala tartışılan bir kavramdır herkes farklı yorumlar. bazıları savunur bazıları şirk der. yanlış yazmak istemediğim için viki’de ki anlamını yapıştırıyorum: “tasavvuf düşüncesinde, yaratanla yaratılanın tek ve "bir" olduğunu savunan görüştür.” böyle kulağa çok hoş geliyor belki ama o dönemin insanları anlayamıyor, bunun üstüne bir de nesimi ‘ben allahım’ diyor. burada anlatmak istediği; her şeyi o yarattıysa her şey onun parçası. biz onun kendisiyiz, kendi parçasıyız. ben onda var olmuşum ya da onda yok olmuşum zaten ben o’yum diyor.  bir dal ağaçları yaratır, ağaçlar da ormanı yaratır diyor bir nevi.

asıl olay bundan sonra başlıyor tabii. dönemin din alimleri onu kafirlik ve buna benzer laflarla üstüne yürüyor, halkı ayaklandırıyor.  çünkü herkes onlar gibi düşünmeli, susturulmalı ya da ölmeliydi. hatta bir hikayeye göre dönemin alimi olarak görülen bir kişi parmağını kaldırarak “bu öyle bir kafirdir ki kazara pis kanı insanın bir uzvuna temas etse orasını kesmek lâzım gelir.” deyip aşağılamış. o sırada derisi yüzülen nesimi’nin bir damla kanı adamın parmağına sıçramış. izleyenlerden biri parmağının kesilmesini söylemiş fakat alim kendisiyle çelişerek parmağını yıkamış.

nesimi onlar gibi düşünmedi, susmadı ama herkesin önünde derisi yüzülerek öldürüldü. ondan bize bir çok şiir kaldı.