tam adıyla carlos henrique kaiser, tam 24 yıl boyunca profesyonel futbolculuk yaptı. yaptı diyorum ama yanlış anlaşılmasın; bu arkadaşın ayağına 24 yıl boyunca doğru dürüst top değmişliği yok.

1980'ler ve 1990'larda brezilya'nın büyük kulüpleri olan flamengo, fluminense, botafogo ve vasco da gama'nın yanı sıra abd, fransa ve meksika'da çeşitli takımlarda forma giydi.

forma giydiği kulüplerden bazıları kaiser'in kendilerini dolandırdıklarını kabullenmek istemedikleri için, kaiser'in kendi takımlarında futbol oynadığını kabul etmiyor. bazıları ise çekimser kalıyor ancak bazıları mecburen kabul etmek zorunda kalıyor.

peki bu adam tüm bunları nasıl ve neden yaptı? hiç oynamadan nasıl kulüp kulüp gezdi?

rio de janeiro'nun america takımında bir dönem kaiser'le birlikte forma giyen mauricio de oliveira anastacio, kaiser için ''tek istediği futbolcuların yaşadığı muhteşem hayatı yaşamaktı ve bunları yaparken de futbolcu olarak anılıp hiçbir sorumluluk almak istemiyordu'' diyor. yani anlayacağınız kaiser, futbolcu gibi takılmak istemiş ve bu yola onun için girmiş.

nasıl yaptığına gelirsek...

aslında sıfır yetenek bir adam değil kaiser. yeteneği var ve ondaki bu yeteneği ailesi keşfediyor ve onu futbola yönlendiriyor. ancak kaiser, futbol oynamak istemiyor. hayat da onu bir şekilde futbolun içine itiyor. bu noktada ise kendine acayip bir taktik geliştiriyor: sakatlık! 

sözleşme imzaladığı her takımın antrenmanında kendini yalandan sakatlıyor kaiser ve tüm sezonu yata yata geçiriyor. ancak bu sırada boş durmuyor ve sakatlığı esnasında yönetiminden malzemecisine, oyunculardan taraftara herkesle arasını inanılmaz iyi tutuyor. şeytan tüyü var anlayacağınız bu adamda. hal böyle olunca herkes bir gün kaiser'in iyileşip fırtına estireceğini düşünüyor ama o işler hiç öyle olmuyor.

sakatlıkla da kalmıyor tabii ki...

kaiser, zaman zaman ''anneannem öldü'' diyor idmana ve maçlara gelmiyor.

gittiği kulüplerde etkili kişilerle arasını iyi tutuyor ve onlara sürekli etkileyici futbol kariyerini anlatarak beklenti oluşturuyor.

gazetecilere, futbolculara ve kulüp sahiplerine ayrı ayrı bir ton yalan söyleyerek, inanılmaz bir yalan ağı oluşturuyor ve kulübe onu kimin tavsiye ettiğini gün sonunda kimse hatırlayamıyor. o yıllarda internet de olmadığı için kaiser'in yalanlarını kimse kontrol edemiyor.

carlos kaiser, bir gün rio ekiplerinden bangu'nun formasını giyerken hocası onun oyuna girmesini istiyor. tabii ki oyuna girmek istemeyen kaiser, ısınırken kale arkasındaki rakip takım taraftarıyla kavga çıkarıyor ve oyuna giremeden kırmızı kart görüyor. maçın ardından çok sinirlenen kulüp başkanı, kaiser'in yanına soyunma odasına geliyor. ancak bizim çakal kaiser, çoktan senaryosunu hazırlamıştır. başkana ''seni 13 yaşındayken kaybettiğim babama çok benzetiyorum. kale arkasındakiler sana küfredince dayanamayıp onlara daldım, çok sinirlenmiştim'' diyor ve bunu duyan başkan, duygularına hakim olamayıp kaiser'e sarılıyor. sonuç mu? ertesi gün 1 yıllık sözleşme daha...

işte böyle onlarca hikayeyle 24 yıl futbolculuk yapan bir adam carlos kaiser... şu anda ise rio'da bir spor salonunda eğitmenlik yapıyor. kim bilir, hollywood şirketleri kendisiyle ilgili bir film yapmak için sıraya girmişlerdir bile.