KÜLTÜR 19 Eylül 2025
5,1b OKUNMA     128 PAYLAŞIM

Dünyanın Dört Bir Yanından Tuhaf ve İlginç Uğursuzluk İnançları

Her ülkede, her toplumda farklı davranışların veya durumların şanssızlık getireceğine inanılır. Birçoğu batıl inanç olsa da geçmiş zamanlardan beri toplumda bulunduğu için kabul görmüştür.

rusya'da çamaşırları tersyüz asmak kavgaya davetiye demektir. böyle bir durumda yakın bir arkadaşın hafifçe vurması gerekir, aksi durumda kişi ciddi bir kavgaya karışacağını düşünür.

çekya'da farklı türdeki biraları aynı bardağın içinde karıştırmanın kötü şans getireceğine inanılır.

yunanistan'da 13. salının kötü şans getireceğine inanılır. haçlı seferleri sırasında constantinople düştüğünde tarih 13 nisan 1204'dü ve günlerden salıydı. 29 mayıs 1453 tarihinde osmanlı imparatorluğu şehri ele geçirdiğinde günlerden yine salıydı. günümüzde bu inanış pek kalmamış olsa da, 19. yüzyılda yunanlar salı günleri traş olmazlarmış.

bazı latin amerika ülkelerinde salı günü evlenmenin kötü şans getireceğine inanılır. yerel halk salı günleri seyahat etmeyi veya evden dışarı çıkmayı tercih etse de evlenmeyi istemez.

güney kore'de bacakları salladıkça sağlığın ve şansın kötüye gideceğine inanılır.

çin'de bazı bölgelerde pişmiş balığı ters çevirmenin kötü şans getireceğine inanılır. bu sebeple büyük balıkların üst tarafındaki etler bitince ters çevrilmez, etler yemek çubuklarıyla alttan alınır.

avrupadaki bazı yerlerde denizciler sigarayı mum ile yakmanın kötü haber getireceğine veya bir denizcinin ölümüne sebep olacağına inanır.

ruanda'lı kadınlar keçi eti yemezler çünkü keçi eti yiyince kendilerinde sakal çıkacağına inanırlar.

italya'da ekmekleri sepete veya masaya ters koymanın kötü şans getireceğine inanırlar. bunun birçok sebebi olsa da, en mantıklı açıklaması ekmek isa'nın bedenini temsil ettiği için ters duran ekmek isa'ya saygısızlıktır.

isveç'te anahtarları masaya koymanın kötü şans getireceğine inanılır. eski zamanlarda fahişeler halka açık yerlerde masalara odalarının anahtarlarını bırakır ve böyle müşteri beklerlermiş. günümüzde benzer bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemesi için masaya koyulan anahtarın kötü şans getireceğine inanılır.

tacikistan'da para, anahtar, iğne, makas gibi eşyalar elden ele verimez. bu eşyalar bir masaya bırakılır ve alacak kişi onu masadan alır.

bazı doğu avrupa ve orta asya ülkelerinde seyahate çıktıktan sonra evde unutulan bir eşya için eve dönmenin kötü şans getireceğine inanılır. eğer bu eşya çok önemliyse ve geri dönülmesi gerekiyorsa, evden tekrar çıkarken aynaya bakmak ve aynaya karşı gülümsemek gerekir.

azerbaycan'da tuzluğu veya biberliği yanlışlıkla devirerek içindekileri dökmek kavga çıkacağını düşündürür. bu sebeple dökülen tuzun veya biberin üzerine bir miktar şeker dökülür ve daha sonra dökülenler temizlenir.

20. yüzyılda almanya'da yeni yıla girdikten sonra eve gelen ilk ziyaretçi kadınsa, ev sahibinin kötü bir yıl geçireceğine inanılırmış. ayrıca noel ve yeni yıl arasında geçen zamanda banyo yapmak veya elbise değiştirmek de aynı şekilde kötü şans olarak değerlendirilirmiş.

türkiye'de ay ışığını yansıtan suyu içmenin kötü şans getireceğine inanılır*. ancak ay ışığını yansıtan suda yüzmek ve banyo yapmak ise tam tersine iyi şanstır.

ingiltere'de bir şeylere takılıp düşmenin kötü şans getireceğine inanılır. bu yüzden bir şeye takılıp düşen kişi geri dönerek onun üzerinden tekrar yürürler, eğer takıldıkları bir taşsa o taşa dokunurlar.

sırbistan'da yeni doğmuş bir bebeğe güzel şeyler söylemenin bebeğe kötü şans getireceğine inanılır. bu sebeple yeni doğan bebeklere çirkin olduğu söylenir.

20. yüzyılda amerika'da bir evden taşınırken o evdeki temizlik ve bulaşık bezleri yakılırmış. böylece kötü şansların yanarak kaybolduğuna ve yeni eve gelmeyeceğine inanılırmış.

galler'de yeni doğan bebeklerin tırnakları ilk 6 ay kesilmez, bu sürede tırnağı kesilen bebeklerin büyüyünce hırsız olacağına inanılır. bu sebeple anneler bebeklerinin uzayan tırnaklarını ısırarak koparırlar.

bazı asya ülkelerinde hava karardıktan sonra tırnak kesmenin kötü şans getireceğine inanılır. temel sebebi kişinin karanlıkta elinde kesici bir alet bulundurması ve tırnaklarını keserek kendi vücudundaki parçaları ayırması ve ölü ruhları yanına çekmesi.

bazı orta doğu ülkelerinde bir şeyler kesilmediği sürece makasın ağzını açıp kapatmanın kötü şans getireceğine inanılır.

yeni zelanda'da su kuşlarının sesini sağ taraftan duymanın iyi şans, sol taraftan duymanınsa kötü şans getireceğine inanılır.

almanya'da birilerinin doğum gününü erkenden kutlamanın doğum günü yaklaşan kişiye kötü şans getireceğine inanılır.

afrikadaki bazı yerlerde baykuşların kötü şans getireceğine inanılır. baykuş görmenin veya sesini duymanın kötü şans, hastalık veya ölüm getireceğine inanılır. bazıları ise baykuşların lanetli olduğunu ve lanet taşıdığına inanır.

arjantin'de şarap ve karpuz aynı anda tüketilmez. günümüzdeki gençler pek inanmasa da, yaşlılar bu ikisini aynı anda tüketince birilerinin öleceğine inanır.

ispanya'da birisine sarı renkli elbise hediye etmenin uğursuzluk getireceğine inanılır. inanılışa göre kara büyünün rengi sarıdır, bu sebeple ispanyollar sınav ve iş mülakatı gibi önemli zamanlarında sarı renkli elbiseden kaçınırlar.

bazı kızılderili kabilelerinde gökkuşağını parmakla göstermenin kötü şans getireceğine inanılır. eskiden insanlar gök kuşağında tanrıların bulunduğuna inanırmış, bu sebeple gök kuşağına hayranlık duymak ve beğenmek iyi şans getirir ancak parmakla göstermek orada bulunan tanrıları öfkelendirir ve o kişiye uğursuzluk verir.

bazı denizci inanışlarına göre geminin adını değiştirmek kötü şans getirir. bu inanılışın sebebi çok eskiye, deniz tanrısı poseidon'a kadar gitmektedir. inanılışa göre geminin adının değiştirilmesi için poseidon'un gemiyi tanımaması gerekir, bu sebeple gemideki can yeleklerinden, pruvasına kadar her şey gemiden çıkarılır, geminin adı değiştirilir ve daha sonra çıkarılan malzemeler tekrar gemiye alınır.

çin'de dört rakamının okunuşu ölüm kelimesinin okunuşuna yakındır, bu sebeple çinliler dört rakamının kötü şans getireceğine inanır.

japonya'da ise dokuz rakamının okunuşu ile işkence kelimesinin okunuşuna yakındır, bu sebeple japonlar dokuz kelimesinin uğursuzluk getireceğine inanır.

afganistan'da 39 sayısının okunuşu ölü inek kelimesinin okunuşuna yakındır, bu sebeple afganlar 39 sayısından çekinirler.

norveç'te güneşli havada ıslık çalmanın yağmur getireceğine, rusya'da ise evin içinde ıslık çalmanın maddi sorun getireceğine, litvanya'da ise kötü ruhları çağıracağına inanılır.

macaristan'da yemek masasında köşede oturmanın kötü şans getireceğine inanılır. bazıları yemek sırasında köşede oturan kişinin ömür boyu evlenemeyeceğine, bazıları ise bu kişinin yedi yıl boyunca şansının kötü olacağına inanır.

meksika'da iki aynayı karşılıklı koyarak sonsuz yansıma yaratmanın kötü şans getireceğine inanılır.

japonya'da yemek sırasında yemek çubuklarını yemeğe saplamanın kötü şans getireceğine inanılır. yemeğe saplanan çubuklar japoncada dört rakamına benzer, dört rakamının okunuşu ise ölüm kelimesinin okunuşuyla benzerdir.

filipinler'de cenazeden sonra hemen eve gitmenin kötü şans getireceğine inanılır. cenazeye giden kişinin peşine kötü bir ruhun takılacağı ve onu evine kadar takip edeceğine inanılır, bu sebeple cenazeden çıkan kişi evine gitmeden önce dışarıda yemek yer veya mağazaya uğrar.

almanya'da su içerken bardak tokuşturulmaz. su dolu bardağı tokuşturan kişinin ölümünün istendiği düşünülür.

japonya'da yatağın başının kuzeye bakması kötü şans demektir çünkü ölüler başı kuzeye bakar şekilde gömülür ve bu şekilde uyuyan kişinin de ölülerin yanına gideceğine inanılır. benzer inanç afrika'da batı yönünde bulunur.

ingiletere'de masanın üzerine ayakkabı bırakmak kötü şans demektir. eski zamanlarda birisi öldüğünde ölen kişinin ayakkabıları masaya bırakılarak haber verilirmiş, günümüzde bu inanç ayakkabısı bırakılan kişinin ölümünün istendiği şeklinde yorumlanıyor.

türkiye'de sağ avuç içinin kaşınmasının para geleceği, sol avuç içinin kaşınmasının ise para kaybedileceğine inanılır.

italyan inancına göre eğer bir baykuş evin yakınlarına gelirse o evde birisinin öleceğine inanılır.

izlanda'da örgü işleri evin içinde yapılır. örgü bitmeden evin dışına çıkarılırsa, örgüyü kullanacak kişinin kullanırken mutlu olmayacağına inanılır.

hindistan'da salı günleri saç kestirmenin kötü şans getireceğine inanılır.

irlanda'da kadınlar evlenirken gelinliklerine çan takarlar. bu çanların kötü ruhları kovacağını ve böylece kötü ruhların evliliklerine zarar vermeyeceğini düşünürler. ayrıca düğüne gelen yakınlar yanlarında kötü ruhlar getirebilir, bu sebeple kalabalık düğünlerde çan sayısı artar.

kanada'daki inanılışa göre hamile kadınların canı eğer balık istiyorsa balık yemek zorundadırlar, yoksa doğacak çocuklarının kafasının balığa benzeyeceğine inanırlar.

kore'de ise hamile kadınlar şekil olarak bozuk yiyecekleri yemezler. şekli bozuk olan yiyeceklerin bebeklerini de etkileyeceğini ve böylece çirkin bir bebek doğuracaklarına inanırlar.

portekiz'de geri geri yürümenin kötü şans getireceğine inanılır.

italya'da bir başkasıyla aynı anda aynı kelimeyi söylemenin kötü şans getireceğine ve bu kişilerin asla evlenemeyeceğine inanılır. bu kötü şansı bozmak için kişi hemen kendi burnuna dokunmalıdır.

hollanda'da yemek masasında şarkı söylemenin kötü ruhları çağırdığına inanılır.

filipinler'de yağmur sırasında kırmızı elbise giymenin yıldırımları çekeceğine inanılır.

ispanya'da bir odaya girerken sol ayakla girmenin kötü şans getireceğine inanılır.

ingiltere'de evin içinde şemsiye açmanın kötü şans getireceğine inanılır.

japonya'da mezarlıkların yanından geçerken baş parmaklar elbisenin içine saklanır. bu parmaklar anne/baba parmakları olarak söylendiği için mezarlık yakınında bu parmakların gösterilmemesi gerekir.

isveç'te üzerinde a harfi yazan menhole basmanın kötü şans veya ayrılık getireceğine inanılır.

nijerya'da bir bebeği dudaklarından öpmenin, o bebeğin yetişkinliğinde kötü şansının olacağına inanılır.

brezilya'da çantaların veya cüzdanların yere değmesinin sonucunda kişinin parasız kalacağına inanılır. bu yüzden evin içinde bile çantalar asla yere bırakılmaz.

irlanda'da ve iskoçya'da tek saksağan görmenin kötü şans getireceğine inanılır. ancak iki saksağan bu kötü şansı bozar. güney kore'de ise aynı inanç kargalar için geçerlidir.

küba'da bir içeceğin son olduğunun söylenmesinin kötü şans getireceğine inanılır. inanılışa göre "bu son bardak" gibi sözlerle başka içecek istemediğini söylemek ölümü çağırmaktır.

güney kore'de odanın içindeki pervane açıkken uyumanın kötü şans getireceğine inanılır. bu sebeple sıcak havalarda uyurken cam açılır ancak pervaneler kapatılır.