BİLİM 31 Mayıs 2022
13,1b OKUNMA     376 PAYLAŞIM

Dünya'daki Yaşamın Başladığı Düşünülen Yer: Hidrotermal Bacalar

Hidrotermal baca nedir? Şu an bu satırları okumanıza vesile olma olasılıkları yüksek bu yapıları tanıyalım.

Nedir?

hidrotermal bacalar, okyanus dibinde bulunan çatlaklardan levhaların arasına sızan suyun magmaya yakın kısımlarda bulunan ergimiş kayalar tarafından ısıtılarak tekrar okyanus dibine yükseltilmesiyle oluşmuş, sıcaklığı yüksek oluşumlardır. derinlere sızan su kat ettiği yoldan ve özellikle magmaya yakın kısımlardan zengin mineral, gaz içerikleri elde eder. bu su, okyanus tabanına tekrar çıktığında ise yüksek basınç ve düşük sıcaklık yüzünden bu maddeleri çökeltir. bu çökeltiler zamanla bir baca oluşturur.

Nerelerde bulunuyorlar?


bu bacalarda yüksek oranda inorganik madde bulunur

bu inorganik maddeler kemosentez süreciyle bakteriler tarafından alınır ve organik enerjiye dönüşür. yengeç, karides gibi canlılar da bu bakterilerle beslenerek besin zinciri yaratır. yani bu süreç hayat için illaki bitkilere ya da güneşe ihtiyacın olmadığını kanıtlar. ayrıca burada yaşayan canlılar okyanus dibinde bulunduğu için çok yüksek basınç koşullarına da dayanıklıdır. tüm bunlar göz önüne alındığında dünyadaki ilk yaşam formlarının bu sistemle can bulmuş olması muhtemel. buralara cansızdan canlıya geçiş ortamı denilebilir.

Deniz dibindeki bir hidrotermal bacanın döngüsü


gelecekte satürn'ün en büyük uydusu olan titan'a yapılacak olan keşiflerde titanın metan denizlerinin içinde bu tür yaşam formları aranacak. titan bizim için uygun koşullara sahip olmayabilir ancak dünyada bile yeni yeni keşfettiğimiz birçok değişik oluşuma ev sahipliği yapıyor olabilir. eğer gelecekte dünya dışı yaşamı keşfedeceksek bu yaşam büyük ihtimalle bakteri formunda ya da basit formlarda olacaktır.

Son söz

yaşamın sığ sularda değil de derinlerde, hidrotermal bacalara yakın yerlerde başladığı düşüncesi halihazırda güncel abiyogenez hipotezinin de temelini oluşturuyor. yaşamın başlangıcı için gereken enerjiyi bu bacaların sağlamış olabileceği düşünülüyor ve buna dair oldukça eski kanıtlar da mevcut.