SAĞLIK 13 Mayıs 2020
21b OKUNMA     621 PAYLAŞIM

Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19'un İlk Zamanlarında Sansür İçin Çin ile İşbirliği Yaptı mı?

Gerçekten şok edici bir iddia ama insan eldeki verilere bakınca şüphelenmeden edemiyor gerçekten. DSÖ, yeni tip koronavirüsün ilk zamanlarında Çin'in bunu örtbas etme çabalarına destek vermiş olabilir mi?


çin, tayvan, dünya sağlık örgütü, tedros adhanom ghebreyesus ve etiyopya

olayları anlatmadan önce tayvan'ın konumunu bilmeyenler için ufak bir özet geçmek gerekiyor. tayvan çin cumhuriyeti olarak biliniyor. çin halk cumhuriyeti ise tayvan'ın kendi eyaleti olduğunu savunuyor ve topraklarına katılmasını istiyor. on beş tane ufak ülke dışında tayvan'ın bağımsızlığını tanıyan ülke yok. tayvan 1949 yılında çin halk cumhuriyeti'nin kurulması ile anakaranın kendinden ayrıldığını varsayar ve kendini egemen bir devlet olarak tanımlar.

biliyorsunuz amerika birleşik devletleri pandemi konusunda dünya sağlık örgütü'nün geç haber verdiğini ve delilleri örtbas etmek için çin ile birlikte çalıştığı iddalarında bulunuyor. bu argümanını desteklemek için ise tedros adhanom ghebreyesus'un geçtiğimiz ocak ayında çin'e yapmış olduğu ziyareti gösteriyor.

bu ziyareti sırasında tedros, lider xi jinping ile bir araya geliyor, görüş alışverişinde bulunuyorlar ve sonrasında basın toplantısında, çin'in süreci ne kadar başarılı yürüttüğünü anlatıyor ve gösterdikleri şeffaflıktan ötürü onları tebrik ettiğini dile getiriyor.

tedros çin hakkında bunları söylerken o sırada iki tane başlıca önemli gelişme yaşanmaktaydı.

birincisi çin'de görevli doktorlar virüsün bulaşıcılığı hakkında ciddi sorunlar olduğunu dile getirdikten sonra ya kayboluyor, ya da susturuluyorlardı. hastalığı ilk kez duyurmak isteyen dr. li wenliang 30 aralık 2019 tarihinde sosyal medya grubunda meslaktaşlarına yeni bir virüs olduğunu söyledi ve onları koruyucu elbise ve maske giyimeleri konusunda uyardı. yazısı hemen sansürlenmiş ve bunun arkasından çin'in kamu güvenliği departmanından yetkilier evine gelip sessiz kalacağına dair kendisine mektup imzalatmış, uyarmışlardı. o sıralar çin polisinin hakkında söylentiler yaymakla suçladığı sekiz kişiden biriydi. dr li wenliang 10 ocak tarihinde bloğunda öksürmeye başladığını ve durumunun ağırlaştığını anlatan bir yazı paylaştı. bundan on gün sonra ise 20 ocakta çin acil durum ilan etti.

ikincisi ise tayvan'ın durumu. ilk vaka 21 ocak'ta tespit edilmiş ve önceden sars konusundan deneyimli oldukları için hemen önlem almışlar, zaten havalimanlarında o zamandan kalan termal kameraları duruyormuş, hastalıkla mücadele ekibi kurmuşlar ve çin'den gelen yolcuları sağlık kontrolünden geçirmeye başlamışlar. ve şu an dünyada ki en başarılı ülkelerden biri belki de en başarılısı. sadece 440 vaka var, 6 kişi öldü ve 361 vaka kurtuldu. kaynak

bunlar yaşanırken dünya sağlık örgütü 14 ocak tarihinde açıklama yapıyor ve "çin yetkilileri tarafından yapılan soruşturmalarda, virüsün insandan insana bulaştığına dair net bir kanıt bulanamadığını" belirtiyor.


fakat tayvan, 31 aralık tarihinde dünya sağlık örgütü'nü bu konuda defalarca uyardığını ve insandan insana geçen bir virüs keşfedildiği hakkında onlara bilgi verdiğini söylüyor. kaynak 1 kaynak 2

çin, 24 ocakEta wuhan havalimanını dış yolculuklara kapatıyor fakat bundan önce yeni yıl tatili başlangıç tarihi olan 25 ocak tarihi için milyonlarca çinli hem domestik hem de uluslararası uçuşlara çoktan başlamış durumdaydı. 15 ocak tarihinde amerika'ya ilk giriş yapan covid 19 hastası tespit ediliyor. tabii ki sonradan öğreniliyor ki bu ilk yolcu değil. amerika'nın uçuşları yasaklamasına kadar geçen süre içerisinde çinden toplam 430 bin yolcu amerika'ya seyahat ediyor.

tam bunlar yaşanırken, çin'in kanun ve düzenden sorumlu üst düzey siyasi komisyonu "virüs davalarının kendi çıkarları dışında kasten bildirilmesini gizleyen herkesin, sonsuza kadar utanç duvarına çivilendiği" konusunda halkını uyarıyor.

trump kendi yanlış kararları, siyasi sürekliliği için çin'i suçluyor ve hatalarını gizlemek için dikkat dağıtmak istiyor. fakat gelişmeleri takip ettiğimizde pek haksız sayılmadığını görüyoruz. trump'dan sonra avustralya ve japonya'da çin hükümetini ve dso'yu suçladı ve soruşturma açılmasını istedi. fakat o günden bugüne çin kendi topraklarında bir soruşturma için izin vermedi ve vermeyide düşünmüyor. ayrıca çin kendi hakkında soruşturma talep eden avustralya’yı üstü kapalı bir biçimde tehdit etti. hatta hızını alamayıp, avustralya'dan et ithalatını neredeyse yarı yarıya durdurdu.

Tedros Adhanom

bu arada alman gizli servisi bnd, yani bundesnachrichtendienst çin'in virüsle mücadelede küresel bir uyarıyı 4 ila 6 hafta arasında geciktirdiğini bildirdi.

tedros'a dönecek olursak, kendisinin politik çevresi çok geniş ayrıca hatırı sayılır bir siyasi geçmişi var. tedros dünya sağlık örgütüne liderlik eden ilk afrikalı. 55 yaşında bir biyolog ve immunolog. 2005-2016 yılları arasında etiyopya'da sağlık bakanı ve sonrasında dışişleri bakanı olarak görev yapıyor.

bu zaman aralığı çin'in afrika kıtasına girdiği, danışmanlar gönderdiği ve yatırımlarını aktardığı yıllardı. milyarlarca dolarlık krediler ve destekleyici altyapı projeleri. ve sonrasında ucuz çin malları ülkeye yağmaya başladı. tekstil, elektronik cihazlar, beyaz eşyalar... etiyopya halkı ürünlerin kalitesizliğinden şikayetçiydi fakat başka şansları olmadığı için almak ve kullanmak zorundaydılar.

aslında etiyopya halkına ölüm gösterilip sıtmayı kabul etmeleri istenmiştir. avrupa sömürgeleri alıp hiç vermez iken, çin sömürgesi ise alıp bir miktar vermekte ve yatırım yapmaktadır. halk ise seçimini çin tarafında kullanmıştır. etiyopya'da çin hakimiyetini her köşede görebilirsiniz. altyapı projeleri, enerji, ulaştırma, madencilik... bu konuda detaylı ayrı bir başlık gelecek.

çin etiyopya ile özel olarak ilgileniyordu. başkent addis ababa'da afrika birliği'nin merkezini inşa ettiler ve şehrin banliyö demiryolu ağını kurdular.

tedros görevi süresince militarist, askeri eğitimli liderlerin yönettiği baskıcı bir sisteme hizmet etti. ifade özgürlüğü ve insan hakları konusunda çok zayıf bir hükümette görev yapmak onu bu tip endişelere karşı bir miktar duyarsız bırakmış olabilir. neden diye soracak olursanız, dsö başkanı seçildikten sonra afrika'nın en kötü şöhretli diktatörlerinden birinin örgütü için iyi niyet elçisi yapma fikri başka nasıl ortaya çıkmış olabilir?

evet, tedros dsö'ye seçildikten sonra afrika'nın en kötü şöhretli zimbabve'li diktatörlerinden biri olan robert mugabe'yi iyi niyet elçisi olarak atamak istiyor.

Şi Cinping

robert mugabe anti-emperyalizmi kılıf olarak kullanarak zimbabve halkına etmediğini bırakmamış bir diktatör. ülkeyi ekonomik ve siyasal olarak bitirmiş, enflasyon o sıralarda yüzde 80'lere dayanmış. 2015 yılında ise çin'in kurulmasına ön ayak olduğu ve o sırada tedros'un etiyopya dış işleri bakanı olarak görev aldığı afrika birliği'ne başkan olarak seçilmiştir.

tabi gelen tepkiler üzerine bu teklifini geri çekiyor. dso'ye başkan seçilmesini yoğun siyasi bağlantılarına borçlu olan tedros bu süreç boyunca dünya sağlık örgütü içinde, çin'de ve afrika birliği'nden çok destek görüyor. dünya sağlık örgütü'nün çin temsilcisi dr bernhard schwartlander sürekli kendisini destekler nitelikte ve çin'in ne kadar başarılı bir süreç yönettiğini anlatan demeçler veriyor.

24 milyon nüfuslu ve çin'in modern yüzü diyebileceğimiz tayvan ise dünya sağlık örgütü'nün 195. üyesi olmak istiyor fakat tabii ki çin buna müsaade etmiyor. tayvan tüm bu süreçlerde kendi başına gerçekten çok başarılı bir sınav veriyor ve uzun süredir hayat normalleşmeye başlamış durumda.

dipnot: bu yazı komplo teorisi ya da iddia içermemektedir. sadece olay örgüsünü anlatmayı amaçlamaktadır.

kaynakça

Pandemi Süresince Çok Tartışılan Dünya Sağlık Örgütü Ne Kadar Güvenilir?


Ebeveynler, Karantinadaki Çocukların Psikolojisi İçin Nasıl Davranmalı?