şimdiye kadar hiçbir tarihsel aralıkta dünya nüfusunun yüzde 0.2'sini bile oluşturamamış yahudi topluluğunun, günümüze kadar dağıtılmış olan nobellerin yüzde 22'sini elinde bulundurma başarısıdır. yahudiler kimya dalında 36, ekonomide 29, edebiyatta 14, barışta 9, fizikte 51 ve fizyoloji-tıp alanında da 55 kere ödüle layık görülmüşler. dünya üzerindeki nüfusları 15 milyonu bile bulmayan yahudiler kendi başlarına bir ülke olsaydı 354 adet nobel ödülü kazanan abd'nin ardından "en çok nobel ödülü alan ülkeler" sıralamasında ikinci sırayı alacaktı ve sahip oldukları 194 adet nobel ödülüyle en yakın rakipleri olan 113 nobel ödüllü ingiltere'ye bile açık ara fark atacaktı.

bu kadar başarılı bir istatistik, yahudilerin nobel ödüllerindeki hegemonyasını araştırmaya yönlendiriyor insanı doğal olarak. 

kahve mantığıyla, dünyadaki yahudi lobisi nobel ödüllerinde adam mı kayırıyor?

yahudilerin bilim, ekonomi ve edebiyattaki bu başarısı elbette ki yahudi lobisinin manipülasyonu değil. yahudilerin primo genlere sahip olması ve yoğun derece çalışmaları bu başarıyı anlamlandıran en genel teorilerden olmasına rağmen bu istatistiğin yakalanmasındaki soru işaretlerini gideren türden şeyler değil.

20. yüzyıl yahudilerin abd, rusya-sovyetler birliği ve filistin'e yaptıkları büyük göçlerle başladı. yahudilerin göç ettikleri yeni topraklarda bilimle aşırı derece haşır neşir olmaları kendilerini güçten, toplumdan ve refahtan mahrum eden düzenden kurtarmaları için en etkili yöntemdi. bazı orta doğu halkları gibi göç ettiği topluma uymayı ısrarla reddetme süreci yahudilerde işlemedi. kendilerini topluma bilimle kabul ettirme arayışına girmeleri hiç şüphesiz ki yahudilerin bu başarısı altında yatan en büyük faktör.

bir zamanlar bilim anlamında avrupa'nın kat kat ilerisinde olan, endülüs ve semerkant kütüphanelerinin dünyanın kültür ve bilim merkezi olduğu ve şimdiki dünya popülasyonunun yüzde 23'ünü oluşturan müslümanların yalnızca 11 adet nobel ödülüne sahip olması da en az nobellerdeki yahudi başarısı kadar ilgi çekici.

hristiyanlar endülüs'ü yaktıklarında endülüs kütüphanesinden yalnızca 30 kitap yanmaktan kurtuldu. bu 30 kitapla atılan temel sayesinde avrupalılar atomu parçaladılar. eğer o kütüphanedeki 1 milyon kitaptan yarısı yanmaktan kurtulsaydı avrupalılar şimdiye galaksiler arası seyahat yapıyor olacaktı. bunları iddia eden nobel ödüllü fizikçi pierre curie.

endülüs ve semerkant kütüphanelerinin övgüleri dünyayı dolaşan medeniyetten "allahu akbar kşsşjsdkfsdf (kafa kesme efekti)" noktasına nasıl gelindiğini anlamak gerçekten güç.