EDEBİYAT 22 Şubat 2024
36,2b OKUNMA     259 PAYLAŞIM

Dune Part 2'yi İzlemeden Önce Mutlaka Okumanız Gereken Bir Dune Rehberi

Yeni film öncesi serinin sevenleri için bir hatırlatma, seriye yeni başlayacak olanlar içinse güzel bir giriş niteliğindeki bir rehberi şuraya bırakıyoruz.

selamlar, işbu yazı eylül 2021 tarihinde vizyona girmiş olan ve dune serisinin 1. kitabının ilk yarısını anlatmış olan dune filmi ve 1 mart 2024 tarihinde vizyona girecek olan, dune serisinin 1. kitabının 2. yarısını anlatacak dune part ii sinema filmi için oldukça uzun bir ön bilgilendirme mahiyetindedir.

kanaatimce film ya da kitaplar için tat kaçıracak bir spoiler yok. mesela atreides'lerin arrakis'e gönderilme amacının aslında atreidesler için bir tehdit olması vs kitap ya da filmde hemen başlarda edindiğimiz bilgiler.

ancak yine de bir arkadaşım gibi filmlerin son çıkan fragmanlarını dahi spoiler var diye izlemeyecek kadar hassassanız birkaç nokta can sıkabilir belki.

şahsi tavsiyem:

bu yazı --> ilk film --> buraya kadar sizi sardıysa kitaplar --> 1 mart itibarıyla 2. film --> kitapların kalanı

sırası ile gitmeniz. kitabı okumadan film izleyecek olanlar; "şu niye böyle, bu ne, o kim vb." sorular sormadan keyifle kendilerini denis villeneuve'ün muhteşem karelerine bırakabilirlerse yazı amacına ulaşmış olacak. şimdiden keyifli seyirler.

dune: giriş

çölün atası, sonsuzluğun babası, suyun ve hayatın sahibi şeyh hulud’a selam olsun!

ilk olarak şunu bilmemiz gerekiyor; dune bir fantastik kurgu değil, bilim kurgu serisi. izlediğimiz/okuduğumuz şeyler şimdi yaşadığımız dünyanın çok çok uzak bir geleceğini anlatıyor. ancak burada yazarımız frank herbert öyküsünü kurgularken destek aldığı bilimler genel olarak diğer bilim kurgu serilerinden farklı; ekoloji ve jung’un psikolojisi. özellikle jung yüzünden kitaplar ara ara fantastik sınırına bir adım atıp hemen geri çekiliyor. (bazen de çekilmiyor.)

(google'a dune, jung yazınca çok sayıda yazı, video vb. mevcut. biraz psikoloji sevenlere tavsiye ederim.)

peki ne oluyor? insanlık almış başını gitmiş, çok çok uzun zaman geçmiş. kitaplarda tarih belirtilmese de sonrasında bir arkadaşının yazdığı dune ansiklopedisinde 10.000 gibi bir yıl var, genel olarak bu kabul görüyor, biz de böyle kabul edelim. velhasıl 10.000 yılındayken insanlık çoktan farklı gezegenlere yayılmış ve dünya çoktan unutulup gitmiş. farklı gezegenlere gitmek için yapay solucan delikleri kullanılıyor. ancak buradaki hesaplamalar asla bir insanın yapabileceği gibi değil ve bu durumda yapay zeka onlara yardım ediyor. bir noktadan sonra yapay zeka insanlığa baş kaldırıyor tıpkı matrix’teki gibi. ancak burada matrix’ten farklı olarak makineler değil insanlar kazanıyor. (unutmayalım ki dune; star wars, star trek, matrix vb. hepsinden çok daha önce yazılmış ve pek çoklarına da ilham olmuş bir eser.)

butlerian cihadı tasviri


makine x insan mücadelesi, butlerian cihadı olarak geçiyor seride. (ingilizcesinde de jihad bu arada.) zira insanlık varlığını sürdürüp türün devamı için cihat yapıyor bayağı ve kazanıyor da. bu cihat o kadar önemli ki ondan sonra toplumların dinlerine, kültürlerine de işliyor. örnek olarak o dönemin kutsal kitaplarından olan turuncu katolik incilinde bir ayet dahi var; “insan gibi düşünen makine yapmayacaksın!” bu sebepten dune’daki bilimsel ilerleme bilişim, yapay zeka vs. değil mekanik, genetik, malzeme bilimi gibi konular üzerinden oluyor. (filmlerde gezegenler arası seyahat yapılabilen müthiş uzay gemileri, havada uçuşan cihazlar vb. olmasına rağmen bir tane bile bilgisayar olmamasının sebebi bu. mesela vücudun etrafını kaplayan ve yaydığı titreşimlerle insanı koruyan yapay kalkanlar var. bu kalkanları kurşunla aşmak imkansız olduğundan savaşlarda tekrar kılıç ve bıçak ve bunları ustaca kullanan askerler öne çıkıyor.)

kalkan teknolojisi ile yakın dövüş eğitiminde paul aterides


düşünen makinelerin yok edilmesi insanlık varlığını sürdürebilse de gezegenler arası seyahat aşırı kısıtlı bir hale geliyor ve bu çok çok ciddi bir sorun. zira pek çok gezegende çoktan insan yaşamı var ve ortada bir otorite de kalmamış oluyor. bu fetret devrinde uzaklarda ve çok da önemli kabul edilmeyen dune (arrakis) isimli büyük ölçekte çöl olan, kumda yaşayan birkaç yüz metre boyunda olabilen “solucan” isimli çok tehlikeli ve ihtişamlı yaratıkları ile bilinen bir gezegende melanj veya bahar, baharat olarak adlandırılan bir halüsinojen olduğu keşfediliyor. sentetik olarak üretilemeyen bu madde insana her anlamda iyi geliyor. kullanana sağlık, keyif ve uzun bir ömür veren bu madde öte yandan insanı lsd gibi uçuruyor da. ve çok çok yoğun melanja maruz kalan insanların özel şartlarda zihni öyle bir açılıyor ki sadece makinelerin yaptığı kuantum hesaplarını yapabiliyor hâle geliyorlar ve nihayet 11.000 gibi bir yılda gezegenler arası seyahat tekrar mümkün oluyor.

bir solucan ve dune çölleri...


bu durum dune’u ve onun melanjını evrenin en önemli gezegeni ve maddesi haline getiriyor. dünyamızdaki petrol gibi melanj da sömürüye sebep oluyor. dune gezegeni ve oranın yerel insanları sindirilip melanj toplanıyor ve idaredeki en önemli unsur haline geliyor. idare demişken toplumsal yapı ciddi ölçüde değişmiş, tekrar monarşiye dönülmüş bir yapı var. bilinen evreni padişah emperor unvanı ile bir adam yönetiyor ve ona tabi olan lord, kont, dük vb. ünvanlı aileler var. bu elemanlar sorumlu oldukları gezegenlerin idaresindeyken hepsi tepedeki padişah emperor’a bağlılar.

mart’ta vizyona girecek dune part ii filmi için iv. shaddam’ı gösteren bir poster


toplumda değişen tek şey idare biçimi değil gerek doğal evrim gerek yapay seçilim gerekse genetik biliminin geldiği nokta sayesinden bir anlamda özel insan grupları var oluyor. örnek olarak bilgisayar yokluğunda çok küçüklükten zihinleri doğru eğitimle müthiş analitik zekası olan mentatlar, duygu kontrolü, doğuracağı çocuğun cinsiyetini tayin etmek için uygun hormonları salgılayabilecek kadar bedenlerine hakim bene gesserit rahibeleri gibi topluluklar mevcut ve epey de önemliler.

bu noktada bene gesserit çok önemli zira bu hanımlar toplumların dini, kültürü üzerinde epey etkin. elbette siyasette de öyle. yeterince önemli her lord, dük, prens vb. için “odalık” olarak dahi olsa da bir bene gesserit rahibesi ile ilişkilendiriliyor. saraya bu kadar nüfuz etmiş bir klan doğal olarak siyasette de etkin bir güç olmuş oluyor.

leto atreides’in ekibinden, ünlü ajan mentat thufir hawat


paul ve o an için ilk kez karşılaştığı, annesinin de bene gesserit okulundan hocası olan başrahibe gaius helen mohiam


rahibelerimizin bir amacı var; insan soyunu yüceltmek. bu uğurda özellikle genetik miras çok önemli. bu yüzden birkaç bin yıl sürecek bir süreç başlatıyorlar. bildikleri soylardan gelen insanlardan rahibeler çocuk yapıyor, o çocuklar ileride başka önemli soylardan gelenlerle birleşiyor derken nihai amaca her seferinde bir adım daha yaklaşıyorlar; yer yer mehdi, mesih olarak da isimlendirilen kuizats haderah’ın (ibranice’de yolu kısaltan, aynı anda farklı yerlerde olan gibi bir anlamı var) hayata gelmesi ve tabii ki gelmişken de kendi kontrollerinde olması. bu kadim planın sonlarına doğru jessica isimli bir rahibe’ye bir görev veriliyor; kendisi önemli düklerden leto atreides ile beraber olacak ve ondan bir kız çocuğu olacak. buna paralel olan başka bir koldan gelen bir erkek çocukla bu kız ileride beraber olacak ve nihayet kuizats haderah hayata gelecek. ancak “there is a problem”; love! dük atreides’e aşık olan jessica, dük’ün varisi ya da kardeşi olmadığından kendisine bir oğul bir verme talebine razı oluyor ve kahramanımız paul atreides doğuyor. böylelikle evrenin en kadim, en köklü tarikatında ilk kez bir rahibe tarikata karşı gelmiş de oluyor.

şanlı dük leto atreides & güzeller güzeli lady jessica


peki olayı ne kwisatz haderach’ın? çok çok yoğun bir fiziksel ve zihinsel eğitimden geçmiş rahibeler bir noktada çok yoğun melanj kullanımı ile sınanıyor. bir kısmı ölüyor bir kısmı ise bu süreci atlatıyor. hayatta kalanların bir ödülü var; bir anlamda zihindeki kilitler açılıyor ve genetik hafıza onlar için ulaşılabilir oluyor. bu kadınlar kendi anneleri, onların anneleri derken en geriye kadar kendi üst soylarındaki tüm kadınların bilincine ve hafızalarına ulaşabilir oluyor. bu durum son derece avantajlı olsa da yarım zira erkekler yok. bir kehanet var; bir gün ilk kez bir erkek bene gesserit olacak ve o hem kadın hem erkek atalarının genetik hafızalarına kavuşacak. işte bu bekledikleri kuizats haderah. farklı tarihlerde denenmiş bütün erkekler melanj ıstırabında ölüyor ve zaten o noktada bunu ancak kontrollü üreme ile olabilecek en doğru insanı “yaratabileceklerine” kanaat getiriyorlar.

atreides’lerden bahsettik; bu güzel hanedan cennet gibi bir gezegende keyifli keyifli takılıyor. dün leto diğer otoritelerce de çok seviliyor. ancak şu bir sorun ki biraz fazla seviliyor. sağda solda onun padişah emperor olması gerektiği sesi yükselmişken bu durum mevcut padişah emperor 4. shaddam’ın dikkatini çekiyor ve tehlike büyümeden önlemek istiyor.

resmi bir törende dük leto atreides, (kendi) sağında kumandanı gurney halleck ve solunda mentat thufir hawat


shaddam’ın planı şu; halihazırda onun mülkü olan dune gezegeni, onun iradesi ile harkonnen hanedanlığına işletmesi için tımar olarak verilmiş dune gezegeni, harkonnen’lerden alınıyor ve atreides’lere veriliyor. burada amaç özetle harkonnen x atreides kavgasını körüklemek ve doğal bir durummuş gibi göstermek, alttan alta harkonnen’lere destek verip dük’ü elini kana bulamadan ortadan kaldırmak. bu durum çok önemli çünkü padişah emperor full otorite olsa da tek güç kaynağı değil. lord ve düklerin oluşturduğu “lordlar kamarası” gibi bir yapı da var ve padişah ile anlaşmaları son derece net; onlar itaat edecek, padişah ise onlara meşru bir sebep olmadıkça saldırmayacak. padişahın bir anda atreidesleri ortadan kaldırması isyan ve baş kaldırıya sebep olacağından bu süreci bir plan dahilinde kendisinden bağımsız görünecek şekilde tasarlıyor.

başlarda dediğimiz gibi 11.000 gibi bir yılda melanjın keşfi ile tekrar gezegenler arası seyahat başlamıştı, bu tarih milat olarak kabul ediliyor ve takvim sıfırlanıyor. sıfırlanmış takvimden 10.500 yıl (2021'de yayınlanan ilk filmin başlarında 10.400 küsür gibi bir yıl vardı, o işte) kadar zaman geçiyor (yani bizim takvime göre 21.000 küsür yılları) atreides’lere dune’un kontrolünü ele alma emri geliyor ve film başlıyor. atreidesler ve harkonnen’ler arasındaki güç mücadelesi, dune gezegeni ve oranın yerel insanlarının sürdürdükleri mücadele ve başlı başına bir sorun olan, kız olması istenirken erkek doğmuş paul’ün, beklenenden ve planlanandan önce gelmiş kwisatz haderach olabilme ihtimali filmde bize oldukça etkili bir şekilde anlatılıyor.

şeyh hulud sizi korusun.