EKONOMİ 21 Mart 2019
42,7b OKUNMA     855 PAYLAŞIM

Döviz Hesaplarına Uygulanan Verginin Artırılması Ne Anlama Geliyor?

Haberi bilmeyenler için tekrarlayalım: Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla 1 yıldan uzun vadeli döviz hesaplarında yüzde 13 olan kesinti yüzde 18'e çıkarıldı. 1 yıla kadar olan döviz mevduat hesaplarında stopaj oranı da yüzde 16'dan 20'ye çıkarıldı. Peki bu ne anlama geliyor?
iStock

Olay tam olarak nedir?

1 yıldan uzun vadeli döviz tevdiat hesaplarında faiz ve katılım paylarından yapılan stopaj oranı yüzde 13’ten yüzde 18’e çıkarılırken, 6 ay ve 1 yıl arası vadeli hesaplara uygulanan stopaj da yüzde 16’dan yüzde 20’ye yükseltildi.

6 aya kadar olan vadelerdeki oran ise yüzde 20’de kaldı.

Stopaj: Kesinti

öncelikle, vergi artışı döviz mevduatlarına değil vadeli döviz mevduatlarına getirildi. yani elde edilen faiz geliri eğer döviz hesaplarından geliyorsa vadesine göre vergi oranı yükseltildi. vadesiz döviz hesaplarında bir vergi yok. öte yandan uzun vadeli tl vadeli hesaplara da vergi indirimi geldi. esasında zaten tl faizler o kadar yüksek ki, tl vadeli hesaplara zaten talep var. tl hesaplara yapılan vergi indirimi aslında biraz ekstra ödül gibi duruyor.

diğer taraftan döviz kurlarında dalgalanmanın geçtiğimiz yaz aylarına göre nispeten düşük olduğu bu günlerde döviz faizlerine uygulanan verginin artırılması sorun beklentisinin yükseldiğini gösteriyor. ya dövizde bir dalgalanma beklentisi var ya da döviz mevduat rakamlarının ulaştığı seviye önlem almayı zorunlu kılıyor.

ekleme: tl faizlerinde vergi indirimi daha evvel yapıldı. şu anda yapılan, döviz faizlerinin stopaj oranında artış. 1 yıldan uzun vadeli tl faizlerde stopaj 0. her ikisi de aynı anda yapılmış gibi yazmışım.

ekleme 2: vergi, faiz geliri elde ederseniz kesilir. faiz elde etmeyen banka hesabından vergi kesilmez. bu, servetin vergilendirmesi olur ki hukuken mümkün değildir. sadece motorlu taşıtlar vergisi ve emlak vergisinde serveti vergilendirebilirsiniz. bankada dövizi olup bunu vadeli hesaba koymamış ve faiz elde etmemiş bir şahıs kur farkından dolayı milyonlarca tl kar bile etmiş olsa gelir vergisi ödemez.

anlaşılması zor olan mevzu şu: devlet vadeli hesabın getirisinden de vergi alıyor. dövizden alınan vergi artmış.

şöyle anlatayım: diyelim 10000 euronuz var ve aylık 100 euro faiz getiriyor. bu faizin %18'inden devlet vergi alıyordu. 100 euronun 18'ini devlet alıyordu, şimdi 20'sini devlet alacak.

Peki bu değişikliğin sebebi ne olabilir?

döviz hesaplarındaki faiz artırımı, mevduat faizlerini bankalara emirle %20’nin altına düşürten hükümetin son icraatıdır. emirle düşürülen faiz oranlarından sonra da millet son sürat döviz tevdiat hesaplarına yönelince böyle bir fikir gelmiş akıllarına demek ki.

en yüksek tevdiat faizi dolarda zaten %4 seviyesindeydi. bundan alınan stopajı yükseltsen de ne işe yarayacak sorusu akıllarına gelmemiş muhtemelen. şu an herkesin dth’a yönelme sebebi türk lirasına karşı gelişen güvensizliktir.

DTH: Döviz tevdiat hesabı. Bankalardaki vadeli ve vadesiz tüm yp mevduatlara verilen genel isim. Tevdiat: "Banka vb. yerlere para, senet yatırma" 

işsizlikteki artışı göz ardı edersek kafa üstü çakılan hane halkı tüketim harcamalarının da temel nedeni ekonomiye olan güvensizliktir.

dolar kurunun önünde ekonomik ve siyasi olmak üzere iki engel var. siyasi konular hakkında kamuoyunun bilgisi yok, özellikle abd ile olan s400 ve suriye gerginliklerinin dolar kurunu nereye götüreceğini kestirmek sıradan vatandaşlar için imkansız görünüyor.

ekonomik açıdan bakarsak da, mevcut cari rakamlarla bir dolar kuru yaşamamız mümkün görünmüyor çünkü bir dünya şirket konkordato ilan etti, krediler donduruldu, işsiz sayısı 1 milyon arttı ve bu artışın yarısı net istihdam kaybından kaynaklandı, yani iş piyasasına yeni giren mezunlardan dolayı değil mevcuttaki işini kaybeden çalışanlardan kaynaklandı.

dolar kurunun düşük kalmasının temel nedenlerinden birisi buydu. hükümet millete para harcatmaya çalışıyor ama tüketicinin gözü korktu bir kere o kadar gönüllü değil harcamaya. geçen ayki tüketici güven endeksinde az da olsa bir kıpırdanma yaşansa da, gerek kredi faizleri, gerek imalat pmi verileri toparlanma için erken olduğunu söylüyor.

zaten böyle bir toparlanma başladığı anda ithalat üzerinden cari açığı artırıcı etki yapınca o dolar kurunu nasıl kontrol edeceğiz? hazinenin son 6 ayda dışarıdan aldığı 7-8 milyar dolarlık tefeci faizli tahvil ihraçlarından gelen parayla mı?

bunu diyenlere hatırlatmak lazım 2017 yılında tek ayda bu kadar cari açık verdiğimiz dönemler oldu.

serbest piyasa koşullarına müdahale temel ekonomik yaklaşımları işlevsiz kılıyor. sen faiz düşürdüğünde talep artacak zannediyorsun ama türk lirasına güveni kalmayan insanlar faiz düşse de harcama yapmıyor. tl faizini zorla indiriyorsun dth’a kaçıyor, dth stopajlarını artırdığında ise gerçekten tl’ye geri döneceğine ya da parasını harcayacağına mı inanıyorsun?

dth’tan çıkmamaları aslında iyi senaryo, vatandaş zaten faiz getirisi de yok, tl’ye de güvenmiyorum deyip bankadaki dolarını evinde saklamaya kalkarsa neler olacağının farkında mı acaba? hiç sanmıyorum.

emirle faiz düşürteceğinize, ihracatın ithalata bağlı yapısını sabit sermaye yatırımlarıyla azaltacak yatırım politikası geliştirseniz ekonomi beklenenden daha hızlı toparlanırdı?

peki bizim yatırım politikamız nedir? varsa inşaat yoksa inşaat!

Kumarhanelerin Tekrar Açılmasının Türkiye Ekonomisine Nasıl Bir Katkısı Olabilir?