carrie bradshaw, o dörtlü içindeki tek bencil karakter. dünya yıkılsa kendisi ve big'in problemleri ile kafa ütülemeye devam edecek. arkadaşları gerçekten de umurunda değil. özellikle ikinci bölümde falan, samantha'nın big'e yanık olduğunu hatırlatmak isterim. carrie, tanıştıkları halde tanımadığını söylemişti. sonra olası bir samantha-big eşleşmesi izleyemedik ki bence big, samantha ile dünyanın en mutlu erkeği olacaktı.

carrie, big'i hiç olmayacağı bir adama dönüştürmeye çalıştı hep. ilk sezondan beri, big'in carrie'ye hiçbir tek eşlilik sözü vermediğini, hatta kendini bir ilişkiye adamak istemediğini, boşanmış bir adam olduğunu biliyoruz. carrie bu bilgilerle ne yaptı peki? ağlayarak gazetedeki köşesini yazdı. big'i manipüle etmeye çalıştı, etti de falan bir ara sahiden. iğrenç.

charlotte melek zaten, samantha o kadar femme fatale, azgın haline rağmen erkekleri elinin tersi ile bir kenara itecek gerçek bir dost ki sarhoş sevgilimi yeri gelir samantha'nın refakatine bırakabilirim ama asla carrie'nin refakatine bırakmam çünkü neden biliyor musunuz; o muhtaç, o kendini asla beğenmeyen, manipülatif carrie, benim sarhoş sevgilimle yatar, net. yatar. bakın, bu diziyi izlemiş kimse aksini iddia edemez. miranda zaten adaletin prensesi, stanford muhteşem bir insan... derken bu insanların hepsi carrie ile ne yapıyor bilemiyorum.

aidan... bu ruh hastasının en çok incittiği varlık sen oldun sanki. ama hâlâ sen misin, emin değilim. duygularınla oyuncak gibi oynandı ama sen kucağında bebeğini taşıyan bir yunan tanrısı olarak hayatına devam ettin. big ise ömrünün kalanında bu nevrotik kadının dramları ile uğraştı.

mankenle evlenmek bile kurtaramadı onu, öyle düşünün. iğrençsin carrie.

How I Met Your Mother'ın Gerçek Olması İmkansız Tek Karakteri: Marshall Eriksen